Son dönemde FETÖ içerisinde ciddi bölünmeler ve krizler yaşamaya başlandı. Örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde “profesyonel görevler” yapanların dışında kalanlar; gerek yaşadıkları bireysel ve maddi sorunlar, gerekse örgütün karar alma mekanizmalarından dışlanmaları sebebiyle ciddi sorgulamalar yapmaya başladılar.
Halihazırda terör örgütünün sağladığı maddi imkanlarla refah içerisinde yaşayan Ekrem Dumanlı ve Tuncay Opçin vs. gibi “profesyonellerin” dışında, 15 Temmuz öncesi Türkiye’de “gazetecilik yapan” örgüt mensuplarının tamamına yakını deyim yerindeyse Pensilvanya’ya karşı “bayrak açmış” durumdalar.
Bu kişiler çeşitli internet mecralarında “hesap sorar tarzda” eleştirilerini sıralarken, son zamanlarda “içeriden bilgiler” de vermeye başladılar.
Terör örgütünün yayın organı Zaman gazetesinin uzun süre Başbakanlık Muhabirliğini yapan Ahmet Dönmez, kısa bir süre önce kaleme aldığı bir yazıda FETÖ’nün 24 Haziran gecesi cezaevlerinde isyan başlatarak, Türkiye’yi 15 Temmuz’dan daha beter bir kaotik sürece sokma planının olduğunu iddia etti.
Dönmez’e göre örgütün “mahrem hizmetler” sınıfında görev yapan “Sezai” kod adlı İ.K (bu kişinin kim olduğunu epeyce araştırdım ama öğrenemedim. Bu analizimin gecikmesi de bu sebeple oldu) halen Türkiye’de yaşayan 50 kişiyi örgütleyerek planlamayı yaptı.
Dönmez’e göre plan “genel seçimlerin yapıldığı 24 Haziran 2018 günü sahnelenecekti. Muhalefetin seçim sonuçlarını kabullenmeyeceği ve yüzbinlerce insanın protesto için sokaklara döküleceği öngörüsüne dayalı olarak kurgulanan bu kanlı kalkışma, Sincan Cezaevi’nden başlatılacak ve diğer yerlere sıçratılacaktı.”
Yine Dönmez, “Sezai” kod İ.K’nın “eğer isyan çıkar, büyük çaplı olaylar olursa NATO müdahale edecek. Yönetim değişecek. Hapishaneler boşalacak” dediğini de aktarıyor.
Firari terörist Ahmet Dönmez, bu iddiaları öğrendikten sonra “Sezai” kod adlı, İ.K’yı aradığını fakat ulaşamadığını belirtiyor. Buna rağmen İ.K’ya yakın birisi ile temas kurduğunu, bu kişinin de bu tür iddiaları örgüt içerisinde İ.K’yı tasfiye etmek isteyen hiziplerin gündeme taşıdığını söylediğini aktarıyor.
Ahmet Dönmez bu konuyla ilgili iki uzun yazı kaleme aldı. Tabiatıyla ortalık karıştı. Karşılıklı “hain, ajan vs.” suçlamaları havada uçuştu.
Fakat Dönmez’e hatırı sayılır derecede bir destek geldiğini de söylemek mümkün.
En önemlisi de bir zamanlar FETÖ’nün en parlak isimlerinden olan Prof. Dr. Ahmet Kuru’nun çağrısıydı. Dönmez’in gündeme getirdiği iddiaların örgütte halen “iktidarı ele geçirmeye niyetli karanlık unsun ve niyetlerin olduğunu doğruladığını” belirten Kuru, en kökten çözümün FETÖ’nün kendisini lağvetmesi olacağı çağrısında bulundu.
FETÖ ve mensuplarına karşı Türk toplumunda ciddi bir korku ve nefret olduğunu belirten Kuru, şu ifadeleri kullandı:
“Eğer Cemaat mevcut yapısını lağvederse Türkiye’de mensuplarına yönelen nefretin ve kendisinden duyulan korkunun belirli bir oranda azalmasını sağlayabilir. Cemaat’in sona ermesiyle bağımsızlıklarını kazanacak bireylerin Türkiye’de olanları yeni bir hayata başlama adımları atabilir, yurtdışındakiler de bulundukları ülkelere gerçekten entegre olabilirler. Gülen’den mistik beklentisi kalmayan bireylerin kendi ayakları üzerinde rasyonel bir şekilde, sebeplere riayet ederek yaşama tutunma ihtimalleri güçlenir.
Gelecek adına tahminde bulunmak güç, ama Cemaat’in mevcut yapısı ile devam etmesi halinde takipçilerine faydadan çok zarar vereceği görülmekte. Zira Cemaat’in son on yılda girdiği siyasi maceralar ilerde girebileceği daha çok macera olduğunu göstermekte.”
Görünen o ki, örgüt içerisindeki tartışmalar ve tartışmaları müteakip kopmalar artarak devam edecek gibi.