Ahmet Arslan
MARKSİZM DE UZAYDAN GELDİ
29 Aralık 2025, Pazartesi
Önceki gün Göbeklitepe, Karahantepe ve Taştepeler kazılarının koordinatörü Necmi Karul’un bir mülakatına rastladım.
Karul, Göbeklitepe ve Karahantepe’de ortaya çıkarılan “mekânların” ibadet alanı olmadığını; ibadet alanı olabilmeleri için mutlaka bir “ekonomilerinin” ve bir “rahip sınıfının” bulunması gerektiğini söyledi.
Bu sözleri duyduğumda, yıllardır adeta diş fırçasıyla taşı toprağı kazıyarak insanlık tarihinin en büyük keşiflerinden bazılarını ortaya çıkaran bir bilim insanına dair zihnimdeki imaj ciddi biçimde sarsıldı.
Size her inanç biçiminin zorunlu olarak bir ekonomisi olacağını kim öğretti?
Böyle bir a priori kabul nereden geliyor?
Yoksa Göbeklitepe yapıları için öne sürülen “uzaylılar yaptı” türünden iddialar gibi, bu bilgi de uzaylılardan mı geldi?
“İnanç varsa ekonomi vardır. Ekonomi varsa sınıflı toplum vardır. Din ekonomisi varsa ruhban sınıfı vardır.” Bu zincir, bilimsel bir zorunluluktan çok, adeta diyalektik bir dogma gibi işliyor.
Bu yaklaşım, Marksist–materyalist geleneğin kendi içinde ürettiği metafizik bir kabulün zorunlu bir sonucu.
Dinler bile “tahkikî iman” gereği kendi tanrılarını ve öğretilerini sorgulamaya izin verirken, birçok Marksist Karl Marx’ın öğretilerini neredeyse dokunulmaz ilan ediyor. En küçük bir kuşkuda “dinden çıkmış” gibi muamele görme korkusu yaşıyorlar. Oysaki bilimde değişmeyen, değişmeyecek hiçbir doğru yoktur. Ama Marksizm’de değişebilecek en küçük bir “şey” bile sizi “halk düşmanı” ilan etmeye yeter. Böyle bir ekosistemde özgür düşüncenin neşv-ü nema bulması mümkün değildir.
En katı pozitivizmde bile bu ölçüde genelleyici ve takıntılı bir tutum yoktur.
Bugün dünyada, inançlarının yanlışlanmasından bu kadar korkan neredeyse tek sosyal kesim Marksistlerdir. Bu yüzden de paradoksal biçimde, sosyalizme en büyük zararı yine onlar veriyor.
Marksistlerin artık kendi kapalı ekosistemlerinden çıkıp başka düşünce evrenleriyle temas etmeleri, biraz nefes almaları gerekiyor. Aksi hâlde dünyayı hem kendileri hem de herkes için giderek daha boğucu bir yer hâline getirmeye devam edecekler.