Ahmet Arslan
BİRAZ DA KENDİ DERDİMİZE DÖNELİM
09 Ekim 2023, Pazartesi
6 Ekim günü Türkiye’ye ait ANKA-S, Suriye’nin kuzeyindeki PKK üslerini hedef alırken, Ürdün’den kalkan bir ABD F-16 uçağı tarafından düşürüldü. SİHA’nın düştüğü bölge hem karadan hem de havadan ABD’nin kontrolündeydi.
Türkiye bugünkü gücüyle mütenasip bir tepki vermeden, hatta böyle bir şey olmamış gibi davranarak bölgeye SİHA’ların yanı sıra F-16 uçakları da göndererek PKK hedeflerini bombalamaya başladı.
O gece sabaha kadar F-16 uçakları ile, TB-2, TB-3, Akıncı TİHA, ANKA ve Aksungur SİHA’lar ile ABD’nin karadan ve havadan kontrol ettiği bölgedeki PKK hedeflerini vurdu.
Türkiye hiç tınmadan, “eğer bizim SİHA’mızı düşürüyorsanız, SİHA’nın kökü de tohumu da bizde. Biz asıl şimdi sizden aldığımız F-16 uçakları ile muharebeye katılıyoruz, sıkıysa gelin bunu da düşürün ya da savaşın” dedi.
Türkiye hem karadan hem havadan bombardımana başlayınca ABD askerleri, PKK’lıları satarak sığınaklara kaçtı.
O gece sabaha kadar Suriye’nin kuzeyinde vurulmadık hedef bırakmadık. Hem de defalarca. Biz PKK’lıları vururken ABD’li subaylar sığınaklarda kollarını kavuşturmuş vaziyette çaresizce bombardımanın bitmesini bekliyordu.
Neyse vakit geçti ABD’de millet uyanınca ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) TSK’nin askerlerini sığınıklara itmesi ve müttefiklerini de öldürmesinden dolayı “üzüntülerini belirtti” ve “misilleme hakkını saklı tuttuğunu” belirten bir Twitter paylaşımı yaptı.
Daha sonra Dışişleri Bakanlığı ve Pentegon’un önerisiyle bu paylaşım silindi.
Yazı planladığımdan fazla uzadı, isteyen sonrasını okumasın.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyadan sorumlu ABD Ordusu. NATO’ya girdiğimizden itibaren iki ülke arasındaki ilişkiler “ordulardan ordulara’’ yürütüldüğü için, “bizden sorumlu ABD Ordusu CENCOM’du.”
Kısaca CENTCOM adeta Türkiye’den sorumlu ABD Devlet Bakanlığıydı. Sömürgeciliğin şahikasıydı.
1991 yılında 1. Körfez Savaşında zamanın Başbakanı Turgut Özal, ABD’nin isteği üzerine Irak’a asker göndermek isteyince yine zamanın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay istifa etti ve ABD Ordusu ile ilk kırılmamız yaşandı.
Türk Ordusu ile ABD Ordusu açıkça ters düşmüştü.
Allah Necip Torumtay’a rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.
Artık hızlıca geçeyim.
Sonra Çekiç Güç ile bunun ilk bedelini ödedik, Irak’ın kuzeyindeki bugünkü Kürt Bölgesel Yönetimi Türkiye’nin destek verdiği Çekiç Güç sayesinde filizlendi.
Neyse sıra 11 Eylül’den sonraki Irak işgaline geldi. TBMM, 2. Körfez Savaşı tezkeresini reddetti. ABD Ordusu güney sahillerimizde rencide oldu, tın tın geri gitti.
Biz savaşa katılmadığımız gibi ABD’nin de topraklarımızı kullanmasına izin vermedik. Çok da iyi ettik.
Bu vesileyle Deniz Bölükbaşı'nı da rahmetle anıyorum.
Neyse işte CENTCOM bize iyice gıcık gitti ve 4 Temmuz 2003 tarihinde Irak’ın Süleymaniye şehrinde askerlerimize çuval geçirme orospu çocukluğunu yaptı.
İki ordu arasındaki ilişkiler bundan sonra bizim köydeki (Tokat-Beşören) deyimle “tırık tutmadı.”
Neyse işte bütün bu maceraları yaşadığımız ABD’nin “Türkiye’den sorumlu askeri kanadı” CENTCOM üç gün önce Türkiye’yi bunun için, bu tarihi kırılmalardan dolayı tehdit etti.
Türkiye ne yaptı?
SİHA’sının düşürülmesine, açıktan yapılan “misilleme tehdidine” rağmen o gece Suriye’deki PKK hedeflerinin anasını belledi.
Hem de 11 senedir Suriye’de ABD kontrolünde olan bölgelerde ilk kez F-16 uçurduk.
Eskiden böyle durumlarda hep, “zor oyunu bozar” derdim. Şimdi böyle demiyorum, sadece oyunları değil, asırlık planları da iman ve irade bozar, diyorum.
Bu kadar uzun şeyleri niye yazdım?
Ülkemizde, çevremizde çok şey oluyor. Özellikle gençler basit tarihi gerçekleri bilmeden ahkam kesiyor.
Biraz okuyalım, biraz bilelim.
Allah var, gam yok!
Selam ve saygılar.