Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadetinin aydınlatılmasını engellemeye yönelik kişilere ilişkin 96 sayfalık iddianamesini okudum.

Hayatımda çok iddianame okudum ama bu kadar ürperticisine denk gelmedim. Bu kadar aşağılık bir kumpas şeytanın bile yeteneklerini aşar.

Önceki gün paylaştığım gönderimde, “kaza” sonrası, Başkan’ın sağ olduğuna dair bilgilerin neden Kayseri Valiliğince açıklandığını garipsediğimi belirtmiştim. İddianame bu hususa açıklık getiriyor.

Pek çok FETÖ davasından yargılanan Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü, İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Dursun Özmen’in saat 16.52 ile 17.07 arasında “Muhsin Yazıcıoğlu hayatta ve bacağı kırıldı. Göksun Devlet Hastanesine sevk ediliyor” şeklindeki bilgi notunu bütün illere geçtiği ortaya çıkıyor. Kendisine, "amirim bu ifadeler insanı ipe gönderir" şeklinde itiraz eden ve bilginin kaynağını soran bir polis memuruna, "yüksek yerlerde elemanlarım var" şeklinde cevap veriyor.

Müteakiben başka bir FETÖ’cü Kayseri Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü görevinde bulunan şüpheli Ali Orhan Dinç’e de şifahi olarak aynı bilgiyi veriyor. Ali Orhan Dinç bu bilgiyi Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’e, Özdemir’in de Vali Mevlüt Bilici’ye, Bilici’nin de Büyük Birlik Partisi yetkililerine aktardığı ortaya çıkıyor. (Emniyet Müdürü Orhan Özdemir daha sonra FETÖ’nün kumpas davalarından birisinde yargılanmıştı. Bu kumpasın sebebinin sahte bilgi notunun üzerine gitmesinden kaynaklandığı anlaşılıyor.)

İddianameyi burada uzun uzadıya özetleyecek değilim.

FETÖ, olayı kapatmak, sulandırmak ve dikkatleri kendisinden başka odaklara çekmek için elinden geleni yapmış. İddianamede Türkiye’nin her yerinden namlı FETÖ’cülerin adları var. Fuat Avni’den Emre Uslu’ya, MİT tırları savcısından Önder Aytaç’a, Zaman gazetesi muhabirlerine kadar FETÖ bütün motivasyonu ile Muhsin Başkan’ın şehadetine ilişkin olayı kapatmaya, saptırmaya çalışmış. Bu kişiler arasında bir zamanlar Yeniçağ gazetesi yazarları arasında bulunan FETÖ’nün “Ülkücü medya imamı” Ahmet Ünal da bulunuyor.

Suikastı sözde Ergenekon örgütü ile dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın üzerine yıkmak için tüm ülke sathından ve dünyanın çeşitli ülkelerinden ihbar mektupları organize etmişler. Hatta memleketteki pek çok manyağı gizli tanık yapmışlar.

Bir de helikopterdeki elektronik cihazların çalınması hususu var. Burada da 15 Temmuz’da aktif rol alan pek çok FETÖ’cü askeri personel yer alıyor. Hiçbir şey tesadüfen olmamış yani.