Ahmet Arslan
URUS TOHUMU
18 Temmuz 2022, Pazartesi
Ben çok küçükken bizim köyde çok kötü bir şey yapan birisine en ağır ve galiz küfür olarak “Urus (Rus) tohumu” denilirdi.
Bizim köy (Tokat’a bağlı) Rus işgali falan görmüş değil. Ruslarla ilgili böyle küfür edilecek doğrudan tanıklığı da yok. Ama muhtemelen 93 Harbi sonrası Türk halkının tahayyülünde yer alan “korkunç Rus” imgesi zamanla bizim köye kadar gelmiş.
Gerçi Kars’ın işgalinden sonra Tokat’a çok sayıda muhacir de gelmiş. Yanlış hatırlamıyorsam mahallenin birisinde yaşayanlara “Karslılar” denilirdi. Belki Ruslar tarafından işgal edilen Türk yerleşim yerlerinden iç bölgelere gelen muhacirlerin Rus mezalimine ilişkin anlatıları da böyle bir imgenin oluşumunda belirleyici olmuştur.
Bu “Urus tohumu” ibaresi neredeyse 40-45 yıldır hiç aklıma gelmemişti.
Perinçekçi tayfadan, ulusalcı-Kemalist bir sözde gazeteci kafasına göre yaptığı ve Rus isimlerinden oluşan bir listeyi sosyal medyada “Türk SİHA'larının kullanıldığı saldırılarda ölen Donbasslı çocukların isimleri” başlığı ile paylaşmış.
Yıllar sonra “Urus tohumu” küfrü bu sebeple aklıma geldi.
Hiç lafı eğip, bükmeyeceğim. Geçmişte bir ülke lehine yapılan casusluğun bile raconu vardı. Bir ülkeye müzahir en hızlı casus bile, ilgili ülkenin çıkarlarını savunurken, sanki Türkiye’nin çıkarlarına paralelmiş gibi bir tutum takınırdı.
Mesela en hazlı Amerikancı, herhangi bir konuda Amerika’nın yanında tavır almamızın, Türkiye’nin oldukça çıkarına olacağını söyleyerek bizi kandırmaya çalışırdı. Sanki ABD’yi değil de Türkiye’yi kolluyormuş gibi davranırdı.
Şimdikiler casusluğa level atlatarak, bizi katillikle suçlamaya başladılar. Gerçi aynı ideolojik soy kütüğünün mensupları Karabağ Savaşında da Türk SİHA’ları için “ölüm makinaları” demişlerdi.
Bunlar yakında “Türk SİHA’ları çocukları öldürüyor” diye bizi BM’ye şikâyet de eder.
Bu yeni model “Urus tohumları” Rusya’nın birkaç ay önce kullandığı ve yol açtığı tahribat nükleer silahlara eşit olan “termobarik füzeleri” öve öve bitiremiyorlardı. Bu silahların ne kadar “öldürücü olduğunu” ve savaşın sonuçlarına yönelik etkilerini sanki patenti şahıslarına aitmiş gibi gururla anlatıyorlardı. Bu silahlar Suriye’de kaç çocuk öldürmüş, Ukrayna’da kaç çocuk öldürmüş, önemi yoktu. Çünkü ölenler Rus değildi.
Casus dediğin çıkar sağlar, para alır. Bunlar öyle de değil. Bunlar direkt Rusya ile duygudaşlık kurmuş. Casusluktan da öte bir misyonun sahipleri. Rus askeri ile dalga geçersin, bozulurlar. Arıca yapan Rus ekipmanıyla kafa bulursun, küçük akıllarıyla bize Rus siyah sanayi tarihi öğretmeye kalkarak, ne alakaysa hemen Türkiye ile kıyas yapıp “sizli bizli” konuşmaya başlarlar.
Bunlarınki casusluk değil, aşk.
Onun için Türk SİHA’ları ya da başka savunma sanayi ürünlerinin kullanımı ya da amaçlarıyla ilgili mantıksal ya da olgusal bir analiz yapmayacağım. Karşımda elin gavuru olsa bunu yaparım. “Gavurdur, haberi yoktur, gerçeklerden nasiplenmemiştir” diye saatlerce çene yorarım.
Her şeyi bildiği halde, gavurdan da beter bir zihniyet var.
Bu sebeple “Urus topumu” ibaresi yıllar sonra durup dururken aklıma gelmedi.