Ahmet Arslan
YENİ HEGEMONYA: DİGİTAL DİKTATÖRLÜK
10 Ocak 2021, Pazar
Whatsapp’ın meşhur sözleşmesini alelade ve rutin bir şey sanıp, ayrıntılarına dikkat etmeden onaylayanlardan birisi de benim.
Meselenin gündeme gelip tartışılması ve ayrıntıların ortaya dökülmesiyle işin vahametini anladım.
Neyse bu nokta çok önemli bir şey değil. Ben çok önemli birisi değilim ve Whatsapp’tan öyle çok ciddi şeyler de paylaşmıyorum.
Fakat mesele benim, senin, diğerinin “çok önemli kişi” olup olmamasıyla alakası yok. Gelinen nokta itibariyle “digital diktatörlüğün hegemonya” cüretinin nasıl azgınlaştığı.
Eğer Whatsapp’ın bizim bilgilerimize, mesaj içeriklerimize ihtiyacı olacaksa, bunu yapıyordur zaten. Bize soracak hali yok.
Şimdi bunu hepimize kabullendirerek, “yeni bir çağın başlamasının” önünü açıyor.
Bilgilerimizle, mesaj içeriklerimizde “yeni çağın insan modelini” biçimlendirmeye, yönlendirmeye ve “tek bir tip insan modeli oluşturmaya” çalışacaklar. Hani şu koronavirüs aşısı için “Bill Gates bize chip takacak” diyen “küçük Einstein’lerin büyük komplo teorilerine” gerek kalmayacak.
Whatsapp hiçbir masrafa girmeden bunu gerçekleştirecek.
Ben bu gelişmeyi, son dönemde Twitter ve diğer sosyal medya mecralarının ABD Başkanı Trump ve ekibine getirdiği yasaktan bağımsız görmüyorum. Geçmişte devletlerin, mahkemelerin karar verdiği “neyin zararlı, neyin zararsız olduğuna” şimdi şirketler karar verecek.
Önceki paylaşımlarımın birisinde de belirtmiştim. Twiitter, İran’ın dini lideri Hamaney’ın “aşı karşıtı” bir paylaşımını da silmiş. Aşı yanlısı ve aşının salgını bitirecek en önemli belirleyici olduğuna inanan birisi olarak bunu çok tehlikeli görüyorum. İsteyen istediğine inanır ve savunur. Neyin doğru ve yanlış olduğuna Twitter mi karar verecek?
Geçenlerde FETÖ’cülerin şikâyeti üzerine ABD’deki Türkiye yanlısı bir sivil toplum kuruluşunun hesabını da silmişti Twitter. Fakat FETÖ ve PKK’nın Türkiye aleyhine sahte belgelerle yaptığı paylaşımlara dokunmadığı gibi bunları şikâyet edenlere ceza veriyor.
PKK’lıların bombanın nasıl yapıldığına, güvenlik güçlerinin şehadetlerine ilişkin vahşet içeren paylaşımlarına hiç dokunulmuyor.
Ama sorsan “biz şiddeti öven ve şiddet içeren paylaşımlara müsamaha etmeyiz” diyorlar.
Dünya 2021 yılına aleni bir “digital diktatörlük” tercihi ve yine aleni bir ikiyüzlülükle giriyor. Liberaller, solcular ve bilumum ulus devlet karşıtları coştu. Digital diktatörlüğün yeni boyutlu küresel hegemonyasının coşkusunu yaşıyorlar.
Artık kafalarına göre iktidarları devirebileceklerini ve yeni iktidarlar inşa edecekleri ihtimalinin hazzıyla sarhoş vaziyetteler.
İnsanoğlu, bu yeni hegemonya döneminde koyun gibi kaderine razı olacak mı olmayacak mı, iradesini küresel şirketlere teslim edecek mi etmeyecek mi?
Türümüzün geleceğini bu soru belirleyecek.