Ahmet Arslan
Yeni dönem Soğuk Savaş
Soğuk Savaş bütün unsurlarıyla yaklaşık 30 sene sonra tekrar başladı. Bakalım bu yeni dönemde, geçmişteki gibi toplumları strese, hatta paranoyaya sokacak etkilere yol açacak mı?
Rusya’nın eskisi gibi “peykleri” yok ama, 30 sene öncesine göre Batı dünyasında epey kazanımları var. Şirketleri, ticareti var. Hatta mafyası var. Ayrıca hatırı sayılır bir Rus diasporası var. Eğer, ABD Başkanı Trump’un çelik ticaretine getirdiği ambargodan dolayı Çin de Rusya safına geçerse dengeler önemli ölçüde değişir. Çünkü bir önceki soğuk savaşta Rusya’nın Çin gibi bir partneri yoktu. Farklı saflardaydılar.
ABD hariç Batı dünyasının ise gerek istihbarat örgütleriyle gerekse diğer devlet kurumlarıyla yeni bir Soğuk Savaş sürecine kesinlikle hazır olmadıklarını düşünüyorum. Özellikle AB üyelerinin bunu pek isteyeceklerini de sanmıyorum. Avrupa’da sadece İngiltere farklılık gösterebilir.
Yeni dönemde eskisi gibi ciddi casuslar savaşı vs. olacağını da sanmıyorum. Tarafların müdahil olacağı Suriye ve Ukrayna dışında herhangi bir kriz bölgesi de şimdilik muhtemel değil.
Asıl savaşın ticari alanda gerçekleşmesi beklenmelidir. Bunda da öne çıkan unsur petrol fiyatları ve doğalgaz arzı olacaktır. Krizden dolayı petrol fiyatları artarsa bu durum Rusya’nın işine gelir. Suudi Arabistan İran’ı geriletme pahasına petrol arzını artırarak fiyatların düşmesine sebep oldu. Ama bu politika artık sürdürülebilir değildir. Çünkü kendisi de ciddi anlamda zarar gördü. İlk kez Aramco şirketinin hisselerinin bir kısmını satmak durumunda kaldı.
Özellikle Avrupa ülkelerinden gelebilecek yaptırımlara karşı Putin bu kez doğalgaz arzı silahını kullanmak durumunda kalacaktır.
Hülasa AB ülkeleri İngiltere ve ABD’nin arkasından sürüklenerek bazı Rus diplomatları sınırdaşı etti ama özellikle kamuoylarının yeni bir Soğuk Savaş stresini kaldırabileceklerini ve bu bağlamda herhangi bir fedakarlıkta bulunabileceklerini sanmıyorum.
Çünkü geçmişte özellikle Batı kamuoyunu motive eden ideolojik unsurlar vardı. “Demirperde” ile “Hür Dünya” ayrımı vardı. “Komünizm öcüsü” ve dünyanın her yerinde pervasızca suikastlar gerçekleştiren “KGB ajanları” vardı. Her an Batı dünyasına ateşlenecek nükleer silahlar korkusu vardı. Hepsinin temelinde de 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’nın paylaşımından kalan sorunlar vardı. Son olarak Afganistan’ın işgali vardı.
Yeni Soğuk Savaş’ın sıcak bir savaşa dönüşmesinin objektif şartları şu an itibariyle mevcut değil. Ama savaşın taraflarından birisinin Trump, diğerinin de Putin olduğu göz önüne alınacak olursa, “objektif şartlar” kısa sürede oluşabilir.
Soğuk Savaş’ın eski döneminde “Demirperde” vardı ama, “Hür Dünya” denilen Batı da o kadar “hür” değildi. Kamuoyları on yılları bulan bir propagandaya maruz bırakılmış, tıpkı “Demirperde Ülkelerinde” olduğu gibi NATO ve Batı ülkelerinde de gerçekler gizlenmişti.
Bugün itibariyle gerek nüfus hareketlilikleri gerekse sosyal medyanın kat ettiği aşamanın buna imkân vereceğini sanmıyorum. Hiçbir Batı ülkesi önemli turist potansiyeline sahip Rus ve Çin vatandaşlarına kapısını kapatamaz. Aynı şekilde Rusya ve Çin de muarız ve muhatabı olan ya da olabilecek ülke vatandaşlarına kapatamaz.
Kısaca bu yeni dönemin eskisi gibi bir stres birikimi yaratacağını sanmıyorum.
Buna rağmen Post-Truth (gerçek ötesi) bir çağda yaşadığımızı da bir dipnot olarak belirtmek istiyorum.