Can Adalı
Sondan bir önceki yazı..
Bu yazıyı, mutlaka bir gün yazacağımı biliyordum..
‘Otoyoldan önceki son servis istasyonu’ türünden tabelalar vardır ya..
Bu da son yazıdan bir önceki..
**
İlk kez 4 sene kadar önce yayına başladığımda, bu toplumun hislerine tercüman olacak bir yayına ihtiyaç olduğuna inanıyordum.
Toplum buna inansa da, benim artık bu topluma inancım kalmadı..
Tek başıma, dayanacak gücüm de kalmadı..
Size tanıdık gelecek belki ama;
BEN DE YALNIZ BIRAKILDIM..
**
Siz daha sıcak yataklarınızdan kalkmadan..
Ya da bir yerlerde kahvenizi/çayınızı yudumlayarak akşam sefası yaparken..
Türkiye ile aramızdaki 7-8 saatlik zaman farkını kapatmak için çırpınıp durdum..
Ekran başında, saatlerce, beynim zonklayarak..
Onlarca haber kaynağını tarayıp..
Siz kalkana kadar..
Heryerden ve herşeyden bir demetin bulunduğu bir haber sofrası hazırlama gayretinde oldum..
**
Şimdi birileri çıkıp, saf saf ‘’ne oldu ne güzel gidiyordu?’’ falan diye aramasın, sormasın..
Bu ülkede ayakta kalabilmenin ne kadar zor olduğunu herkes bilir..
Ben de 3 işi birden yürütmenin gayretinde oldum..
Aileme, kendime, sağlığıma zaman ayırmadan koşturuyorum..
**
Dünyanın en masraflı işlerinden biridir medya sektörü..
35 seneye yakın zamandır içindeyim..
Türk basın sektöründe müvezzilikten genel yayın yönetmenliğine kadar her aşamada çalışmış bir gazeteci/haberciyi bulmanız neredeyse imkansız..
İlk başladığımda, ‘’yazıııyooooor, yazııyooor!..’ diye bağırarak hem gazete sattım, hem haber topladım, hem fotoğraf çektim, hem de sayfa dizaynı yaptım..
Gazetelerin tipo matbaa ile basıldığı yıllarda, Ulus-Rüzgarlı Sokak’taki (şimdi yerinde yeller esen) Agâh Efendi Çıkmazı’nda yolumuz, bugünün ünlüsü birçok gazeteci ile hem de defalarca kesişti..
**
Birilerinin hevesi kursağında kalacak ama..
Mesleği bırakıyor değilim, merak etmeyin..
Bu bir virüs gibidir..
Girdi mi bırakmaz yakanızı ölene dek..
Sadece..
TurkNews için sondan bir önceki yerdeyim.
Kanada’da yayınlanan her gazete veya haber sitesi okurunun, kendi ideolojilerindeki bir yayın organına nasıl ve ne kadar destek verdikleri ortada..
Reklamla, bağışla veya artık her ne şekilde ise..
Haa!..
Bir de devletten aldıkları destek var..
Benim..
(Bu arada tevazuu sınırlarını aşıp hep ‘Ben’ veya ‘Benim’ dediğimi biliyorum..
Ama..
Hakikaten YALNIZIM..
TurkNews’den bahsederken, ‘Biz’ diyebilmeyi çok isterdim..)
Benim TurkNews olarak devletten olan destek taleplerime ise bugüne kadar verilmiş tek bir olumlu cevap yok..
Yıllarca her dost ortamında ‘reklam’ desteği çağrısı yaptım bizimkilere..
Hatta, ‘’verin malzemeleri, reklamınızı hazırlayayım ve bedava yayınlayım’’ dedim..
‘’Tamam abi.. Allah razı olsun’’la başlayan ama arkası gelmeyen heyecanlar olarak kaldı..
İlk karşılaşmada ise, ‘’Abi çok yoğunuz, kusura bakma, gönderemedik’’ler, falan..
Malum kesime etek etek himmet ödeyen..
Türkiye’den buradaki okulları için devşirdikleri bebelere sponsor olan..
Hâlâ da el altından onlarla iş tutanların, bana destek vermelerini beklemek safdillikdi belki de...
Reklam teklifime, can-ı gönülden ‘’EVET’’ diyen, ‘’ne zaman istersen gel, hemen vereyim’’ diyen ama benim de gidemediğim tek bir kişi var..
İsmi bende kalsın..
Hep müteşekkir kalacağım ona..
**
İsmi bendeki dostun dışında kalan herkese vebal yüklüyorum..
İstisnasız herkese..
Herşeye ‘tamam’ diyen ama kılını kıpırdatmayan..
Arkasından saymadığını bırakmadığı insanların önünde eğilen..
Daha dün davasına, davasının liderine sövüp-sayanları bugün baştacı yapan..
Mürailere..
Münafıklara..
İkiyüzlülere..
VEBAL YÜKLÜYORUM..
**
Hiç kimseye reklam için ısrarlı olmadım..
Fitnenin, dedikodunun ayyuka çıktığı bu ortamda, ‘’reklam karşılığı haber yazıyor’’ fitnesine meydan vermemek için..
Temsil ettiğim kuruma zarar vermemek için, bizimkilerin gayretine bıraktım meseleyi..
Bu yazıyı da referandum sonrasına özellikle beklettim...
O sıralar yazsam..
Kim bilir ne fitne çıkardı?..
Bu saatten sonra da birşey değişmeyecek..
Ne diyordu Halil Cibran yazısında?..
‘’Ey kavmim Sen ki peygamberlerini bile dinlemedin.. Beni hiç dinlemezsin!..’’
Halil Cibran’ın EY KAVMİM yazısını da o yüzden alıntılamıştım...
**
Evet..
Yorgun ve kırgınım..
Bir de..
YALNIZ..
Bu sondan bir önceki yazı..
Sonuncusu bu kadar uzun olmayacak sanırım..
**
Bugünden sonra...
Mayıs ayı başına kadar bekleyeceğim..
Aşağıya e-mail adreslerini yazdım..
İster..
İçinizde bu işe merakı olan varsa..
‘’Bu işi biz senden daha iyi yaparız’’ deyip gelin satın alın bu siteyi..
İsterseniz de...
''Satma.. Sende kalsın.. İşte adım adresim.. Reklam vermeye, destek olmaya hazırım..'' deyin..
Sonra kimse bana çıkıp da, ''apar topar çektin gittin.. Bize niye sormadın?'' demesin..
Mailleriniz için: 06canadali@gmail.com veya info@turknews.ca
Yoksa bir sonraki yazı ile, her manada ‘Eyvallah’ diyeceğim..