Can Adalı
BAŞÖRTÜLÜ OLMAM NEYİME ENGEL Kİ?
07 Kasım 2022, Pazartesi
Evvela;
Büyüklere sitemle başlıyorum.. Öncülere, önderlere, hayrı da şerri de yüklenip gidenlere..
Bu toplumun gözünde İslam'ı ve Müslüman kadını temsil eden, üzerlerinde bir gördüğümüzü bir daha göremediğimiz, Ala vb. dergilerinin kapak kızları gibi milletin huzurunda endam eden, kıymetli devlet erkanımızın eşleri ve kızlarına sitemle başlıyorum..
Müslüman hanım yazar-çizerlerimize, öğretmenlerimize, eğitmenlerimize, Kur'an Kursu hocalarımıza, kürklü vaizelerimize, Hoca hanımlarımıza, ev ablalarımıza sitemle başlıyorum..
Sonra hepsinden geçiyorum, her şeyden geçiyorum ve bir tek seni muhatap bulduğum için sana sitem ediyorum..
Sen Müslüman hanım kardeşim!.. Müslüman kız kardeşim!
Sen ümmetin anası, ümmetin umudu, ümmetin son kalesi kardeşim!
Sen ki, imtihanın en çetin olduğu o günlerde, başörtüsü örtmenin moda değil cihad bilindiği o zor zamanlarda, kor ateşlere tutunurcasına tutunmuştun örtüne..
Ailenin, arkadaşlarının, okul çevrenin seni dışladığı o sancılı zamanlarda bir bayrak gibi, bir sancak gibi, bir şiar gibi, bir destan gibi sarılmıştın örtüne..
Hani bulabildiğin en geniş pardesüyü almıştın, en sade ve en koyu renklisini.. Baş örtünü omuzlarından aşağıya salabildiğince salmıştın.. Siyah hafif spor ayakkabıların, elinde kitaplarını taşıdığın çantan..
Hani ta gözlerinden başlayan bir edeb ve bir haya.. Etrafına bakmaya çekinirdin, bir yabancı göz değerse diye gözlerine, bakışlarını daima ayaklarının ucunda bekletirdin.. Hani o günlerde birisi sana sürme sürmeni teklif edecek olsa onunla selamı sabahı dahi kesecek kadar keskindin..
Hani kardeşim, sen tesettürün, süs için, gösteriş için, güzel görünmek, şık bilinmek, ilgi görmek, bakış çekmek için olmadığını çok iyi bilirdin.. Ve buna sebep olacak her ne var ise arkana bile bakmadan kaçardın onlardan..
Şimdi ise gün geçtikçe değişen tesettür anlayışınla bambaşka mecralarda akarken buluyorum seni..
Anlamını yitirmiş buluyorum, mücadeleni kaybetmiş, cepheyi, sancağı terk edip gitmiş buluyorum..
Yüzünde hiç görmediğim şehvetler görüyorum.. Gözlerinde ihtiraslar, dünyalıklar, aldatışlar, aldanışlar..
Bilesin; beni kıran şey, beni incitip paramparça eden şey; başındaki örtüne rağmen giydiğin o en can alıcı renkteki kıyafetler, daracık pantolonlar, taytlar, kısalmaya yüz tutan etekler, ince çoraplar, takıların, takıştırdıkların, topuklu ayakkabıların, makyajın ve parfümün değil..
Ben sadece bana "tesettür müdafaası" yapan, o kendinin bile inanmadığı konuşmalarına kırılıyorum..
"Tesettür" ile "moda" kelimesini yan yana anmak seni rahatsız etmiyor ya!
Hani şeytanın kendisine amellerini böylesine süslediği zavallı birine dönüştün ya!
Ayeti, hadisi, onca Ashab hanımının giyim kuşamını kendi şehvetine alet etmekten çekinmiyorsun ya!
Hani "İslam'da modanın makbul olduğunu" türlü yollarla ispatlamaya çalışıyorsun ya!
Allah şahidim, işte bunlar için kırgınım sana..
Ve bir tek Allah için kızgınım..
Oysa Nur suresinin kızları olarak ikimiz de çok iyi biliyoruz;
Anlamını yitiren, mahiyetinden sapan bir şey, zahirde de yok olmaya mahkumdur..
Ve biliyoruz, tesettür sorgulaması yapmanın "iffet zaafiyetinden" başka hiçbir adı yoktur..
Şimdi ben daha 15'indeki genç kızlara nasıl sitem edebilirim, kızabilirim? Sen ablaydın, anneydin, öğretmendin, hocaydın, örnektin..
Ama İslam'ın tesettür emrinin, başa bir bez parçası dolamakla yerine getirileceğini, onun dışındaki şeylerin ise tamamen ayrıntı ve teferruat olduğunu düşünen bir nesli büyüttün sen..
-Başörtülü olmam, tayt giyinmeme engel değil!
-Başörtülü olmam, daracık ve kısacık giyinmeme engel değil!
-Başörtülü olmam, makyaj yapmama engel değil!
-Başörtülü olmam, transparan giyinmeme engel değil!
-Başörtülü olmam, uzun topuklu ayakkabılarla kırıtmama engel değil!
-Başörtülü olmam, gözlerimi süze süze etrafa anlamlı mesajlar iletmeme engel değil!
-Başörtülü olmam, flört edinmeme, sevgili tutmama, düşüp kalkmama engel değil!
-Başörtülü olmam, dışarıda şuh kahkahalar atmama, erkeklerle el şakası yapacak kadar laubali olmama engel değil!
vs. şeklinde başörtülü bir hanıma yakışmayacak her hali kendilerine yakıştıran, aşağılık kompleksine tutulmuş bir nesli inşa ettin!
"Onların varsa bizim de var! Onlar kadınsa biz de kadınız!
Hey! Bize de baksanıza! Bizim de modamız var! Bizim de trendimiz var!" diye kendilerini birilerine ispat etmeye çalışan zavallı gençlerimize öncülük ettin!
Sen Nur Suresinin kızı, Ahzab suresinin kadını! İslam'ın tesettür anlayışına ihanet ettin!
Ve sen ey Müslüman erkek! Müslüman eş, baba, abi, öğretmen, hoca!
Sen de gözlerini korumayarak ve fıtratında bulunan kadınını, kızını koruma-kollama duygularını yok sayarak bu ihanete ortak oldun..
Sen yavaş yavaş ayakları kaymaya başladığında onları sevginle, şefkatinle tutup çekmedin!
Sen her gün sokağa Allah'ın emirlerini çiğneyerek çıkan hanımın ve kızın için Allah adına öfkelenmedin!
Şimdi tesettüre alternatif olarak geliştirilen her yeni modanın, trendin günahından sen de mesulsün!
İşte sizler bizi tam bel kemiğimizden kırdınız! Sizler bize düşmanlarımızın bile yapamadığını yaptınız! En kötüsü sizler "Allah adına aldatanlarla" iş birliğine vardınız!
Dilerim Rabbimden ki, özünüz kaldıysa eğer yeniden dönmek versin size.. Yeniden ayetleri ve sureleri kuşanmak indirsin kalplerinize..
Fakat kalmadıysa hiçbir iyi şey, kalmadıysa pişmanlığınız, kendinizi affettiniz, mazur gördünüz, hatta haklı, makbul ve muteber buldu iseniz;
Rabbimden dilerim ki, tesettürü sizin elinizden kurtarsın!
Onu "bir bez parçası da olsa" size nasip etmesin!
Daha fazla bozmanıza ve bu nesli "din adına" harap etmenize izin vermesin!
Not: Lütfen yarası olmayan gocunmasın.
Sevâd-ı A'zam
(yazı alıntıdır)