Can Adalı
Kanada’daki ‘’malum büyükelçi’’
Dün bu sütunlarda, ‘’Türkiye’nin Kanada’da kaç tane büyükelçisi var?’’ başlıklı bir yazı vardı.
Vardı diyorum çünkü, yazıyı kaldırdık.
Yazı sonrası bir dizi gelişme yaşandı..
Yazı bu sütunlarda yayınlandıktan sonra sosyal medyada da paylaşıldı.
Her seferinde ‘’özgürlük özgürlük’’ diye tencere-tava çalanlar, yazıyı şikayet edip sosyal medyada paylaşımını önlediler.
Ne dedik biz?
Devletin parasına yazık dedik..
Devlet sana sahip çıkmış, merhum eşinin tedavisi ve vefatı sonrası Türkiye’ye intikali için binlerce dolar harcamış dedik..
Artık işin bitmiş, burada kalma sebebin ortadan kalkmış dedik..
Dön Türkiye’ye ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını daha fazla yeme dedik..
Yanlış mı dedik?..
Bunun neyini şikayet ediyorsunuz?
Yazdıklarımızın neresi yanlış?
Lafa gelince herkese namus, haysiyet, dürüstlük, hak ve hukuk öğretmeye kalkarsınız..
Şimdi ise bunların hiçbiri umurunuzda değil..
***
Yazının yayınlanması sonrası bir gelişme daha yaşandı..
Ricasını asla kıramayacağım bir dostum aradı.
Yazıda, konuya dair gerçeği yansıtmayan hiçbir şey bulunmadığını ve hatta yazılmayan eksik kısımların bile bulunduğunu söyledi.
Başka şeyler de söyledi.
Anladım ki kendisi de konuya vakıf..
‘’Keşke yazmadan önce seninle konuşsaydım’’ dedim..
Neler anlattı neler?..
Yüzlerce yıllık geçmişi olan Türk Devlet Geleneği’nde, buna benzer vakaların yaşandığını hatırlatan dostum, ‘’her dönemde ama değişik versiyonlarıyla yaşadığıklarımıza son missal bir durum bu. Ama unutma ki, devletimiz ve onu yöneten kudretli erk, bu ve daha birçok durumu biliyor. Bu noktadan sonra malumun ilanı devletimize zarar verir. Bence artık, amacına ulaşan bu yazıyı kaldırmalısın’’ dedi.
Yazamayacağım başka şeyler de konuştuk.
Neticede, ‘’eyvallah’’ deyip yazıyı kaldırdık..
Sözkonusu devletimizse, kol kırılır yen içinde dedik..