Vergi numarası var.

Vergi veriyor.

Fatura kesiyor.

Merkez ofisi var.

Tekstil (çadır tekstili) atölyesi var.

Yönetim kadrosu, müdürü, imza yetkilisi var.

Faaliyet alanı: Tekstil.

AHBAP'da gider ''ücreti ile'' çadır alır.

Serdar da gider ''ücreti ile'' çadır alır.

Anonim Şirketi diyor ünvanı.

Anonim Kanarya Severler Derneği değil yani.

Faaliyeti anladık mı? Buraya kadar tamam mıyız?

Tamam.

Kızılay Tekstil A.Ş. şu ana kadar 350.000 adet çadır üretmiş mi?

Üretmiş. AFAD bunu kurmuş mu? Kurmuş.

AHBAP 2050 adet çadırı kamp yapmak için mi almış? Hayır.

Bana sat, AFAD ile koordineli kurayım demiş.

Her şey o kadar normal ki..

Tıkır, tıkır işleyen bir saat gibi.

Kızılay gibi, Cenevre sözleşmesi olan bir ''derneği' sadece milletten gelecek bağış beklentisine bırakmayan akla şapka çıkartıyorum.

Bu akıllardan biri, Kızılay Maden Suyu tesisini, 17 Ekim 1926 tarihinde KIZILAY'a gelir getirmesi için hibe eden Mustafa Kemal'dir.

Diğeri de Kızılay'a paramızın yurt içinde kalması için imalat-üretim yeteneği kazandıran Erdoğan iradesidir.

Yok paramı Kanarya Derneğine bağışlayayım, ay kaşım, vay başım, yok ben AHBAP'a güvenirim, vay efendim ben KIZILAY'a kan vermem.

İyi ki bu akıllar sizin insafınıza bırakmamış KIZILAY'ı.

Nasıl anlıyoruz?

Bir kaç gün içinde 350.000 adet çadırı teslim etmesinden anlıyoruz.

Mesela ormanlarımız çatır çatır yanarken laiklerin göz bebeği ''Türk Hava Kurumu'' ilgili bakanlığa ''size uçaklarımızı kiralayabiliriz'' dediler mi? Dediler.

Buna kızmıyoruz.

Çünkü o uçakların bakımı, devamlılığı için ''akar'' gerekiyor. Sürdürebilirlik için ''para para para''...

İki gündür cahillere STK nedir, İştirak nedir, Dernek nedir koro halinden anlatmaya çalışıyoruz. Ama ağzınla kuş tutsan anlamazlar, onun için yormayın kendinizi, anırsın dursunlar...