Can Adalı
Bir güzel insan, Ercüment Konukman’ın ardından..
Üzerinden kaç yıl geçti hatırlamıyorum.
Nereden baksanız 30 yıldan fazladır.
O yıllarda Türkiye Gazetesi Ankara Haber Merkezi’nde muhabirim.
İktidarda Anavatan Partisi var.
Başbakan rahmetli Turgut Özal.
Bugün hayırla, rahmetle ve minnetle yadedeceğim kişi ise, o dönem Devlet Bakanı olan Prof. Dr. Recep Ercüment Konukman.
Merhum Konukman, 1933 Gebze doğumlu idi.
10 Eylül 2014 tarihinde Rahmet-i Rahman’a kavuştu.
İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, aynı fakültede Ağız, Dış Hastalıkları ve Cerrahisi dalında ihtisasını gerçekleştirdi.
Bu alanda İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde Ana Bilim dalı başkanı olarak çalışmıştır.
Anavatan Partisi kurucu üyeliği yapmış ve 17, 18 ve 19. dönemde TBMM'de İstanbul milletvekili olarak bulunmuştur.
Devlet bakanı olarak görev yapmıştır. 1992'de ANAP'tan ayrıldı Yusuf Bozkurt Özal ile birlikte Yeni Parti'yi kurdu 1995'te bu partiden ayrılıp Milliyetçi Hareket Partisi'ne katıldı.
MHP'nin 2002 yılında yapılan Genel Kongresinde Divan Başkanlığı yaptı, Seçim İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığında bulundu.
1999-2001 yılları arasında haftalık siyasi, edebi ve sanat ağırlıklı "Yeni Düşünce" Dergisinde yazdı. Bu Derginin "Genel Yayın Yönetmenliği ve Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptı.
Rahmetli Konukman’ın Devlet Bakanı olduğu yıllardı.
Ne zaman bir haber için arasam hemen kabul ederdi.
Hafızam beni yanıltmıyorsa, Özel Kalem Müdürü Ergun Maraşlı idi.
Aradım ve randevu istedim.
Ergun Bey, ‘’bekler misin biraz?’’ dedi.
Çok sürmedi, ‘’Bakan Bey bekliyor, haydi gel’’ dedi.
Bilenler bilir, yer eski Başbakanlık Binası.
Hani şu, Ecevit’e yazarkasa fırlatılan bina var ya, işte orası.
Başbakanlık makamı ile devlet bakanlıklarının neredeyse tamamı orada.
Henüz sabah saatleri..
Makamına gittim. Ergun Bey doğruca aldı içeri.
Ak saçları ve hep gülümseyen yüzü ile ‘’hoşgeldin’’ dedi.
Hal-hatır ve kahvelerden sonra, ‘’sor bakalım’’ dedi.
‘’Benim derdim büyük’’ dedim.
‘’Hayırdır’’ dedi.
‘’Bugün buraya dişlerim için geldim’’ dedim.
O yıllarda azılarım bir azap yaşatıyor ki bana, sormayın..
Hemen makamından kalktı, ‘’aç ağzını’’ dedi.
Durumu görünce de, ‘’bunların işi hakikaten büyük. Buna operasyon lazım. O da hemşiresiz olmaz. Haydi TBMM’nin kliniğine gidelim. Orada hallederiz’’ dedi.
Gazeteyi aradım, fotomuhabiri istedim.
Rahmetli Konukman ilk morfini vurdu ve 5 dakika sonra başladı operasyona.
Benim azı dişi, çekerken kırıldı.
Morfinin etkisi hafifleyince bir tane daha vurdu.
Bu arada fotomuhabiri arkadaşım da operasyonu görüntülüyor.
İş, diş çekmekten çıktı ve cerrahi operasyona dönüştü.
Üçüncü morfini vurduğunda, ‘’bundan sonra acısa da dayanacaksın bir tane daha vuramam’’ dedi.
O gün, hayatımı zehir eden azılarımın bana verdiği ızdıraba yaklaşık 3 saatlik bir operasyonla son vermişti rahmetli Konukman.
Sonra elime bir kutu ağrı kesici verdi ve ‘’şimdi seni evine bırakacağım. Bugün bu şekilde çalışamazsın, dinlenmen lazım’’ dedi.
Dünyadan nice güzel insanlar geçti.
Ercüment Konukman, davasına sadık, kibar, vatan sevdalısı, bilgili bir İstanbul beyefendisi idi.
Makamı âli, mekanı cennet olsun.