POLİTİKA
''Türkiye'nin diaspora politikası kurumsallaştırılmalı''
AK Parti Adana milletvekili Talip Küçükcan, birinci bölümünde Türkiye'nin yurtdışında temsili, ikinci bölümünde ise islam karşıtlığı ile mücadeleyi içeren iki bölümlük bir rapor hazırladı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sundu.
Al Jazeera'ye konuşan Küçükcan, son dönemde Türkiye'ye karşı önyargıların kökleştiğini belirterek, "Biz diyoruz ki, patolojik bir hal almadan Türkiye olarak imkânları kullanmamız lazım" dedi.
Raporunda "Son aylarda dozu artan bu eleştirilerin büyük bir kısmı ülkemize ilişkin bilgi eksikliği, önyargılı bakış açısı, FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri ve bunların yandaşlarının karalama kampanyalarının ürünüdür" ifadesine yer veren Küçükcan bu tespitin kaynağını şöyle açıklıyor:
"Kamu diplomasisini ya da buradaki imkânları uzun yıllar kullanan gruplardan biri, Gülen Hareketi. Avrupa başkentlerinde şu anda etkin bir şekilde eski networklerini kullanıyorlar. Gülen Hareketi ile ilgili soruların hemen hemen hepsinde aynı kelime, kavram ve argümanları buluyorsunuz. Bu ilişkilerin sürdüğünü gösteriyor. İkincisi; PKK ve PKK yanlısı kişi ve grupların, hareketlerin, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ve Avrupa Parlamentosu'nda etkin olduğunu görüyoruz. HDP'nin mevcut söyleminin iz düşümü olarak orada duruyor. Brüksel'de, Strazburg'da, Londra'da, Paris'te toplantılara gittiğinizde karşınızdakilerin kullandığı kelimeler, kavramlar hepsi aynı yere işaret ediyorsa, burada organize bir faaliyet olduğunu görebiliyorsunuz. "
YUTDIŞINDAKİ TEMSİL KONUSUNDA 8 ÖNERİ
- Parlamenter diplomasinin imkanlarının daha etkin kullanılması... Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Avrupa Parlamentosu, AGİT gibi kurumlardaki parlamenter, başkan ve temsilcilerin gruplar halinde Türkiye'ye davet edilmesini öneriyor. Küçükcan'a göre, bu sayede kararların alınması ve söylemin oluşmasında etkili olan mekanizmalar daha etkin kullanılabilir.
- Türkiye'nin diaspora politikasının kurumsallaştırılması... Sadece Avrupa'da 6 milyona yaklaşan Türk nüfusunun şimdiye kadar etkin bir şekilde mobilize edilemediğini belirten Küçükcan, "bazı bölgelerde siyaseti etkileyebilecek sayıda, yatırımları olan insanlar, üniversitelerde okuyan yüzbinlerce Türk kökenli çocuk var. Bütün bunlara ulaşıldığında, Avrupa kamuoyunu belirli düzeyde etkileyebilecek bir potansiyelden ve sermayeden bahsediyoruz. Bu sermayenin şimdi daha fazla üzerinde durmalıyız" dedi.
- Müslüman diasporası ile yakın ve özel ilişkiler geliştirmek... Balkanlar ve Avrupa'daki göçmen müslümanların sayısı yaklaşık 20 milyon. Pek çok Avrupa ülkesinin nüfusundan fazla. Bu kitlenin büyük kısmının Türkiye'ye olumlu baktığını söyleyen Küçükcan, "İnanç bağı, etnisite, ırk ve milliyetin üzerinde bir bağ. Türkiye'nin burada yapması gereken tek şey insanlara ulaşmak. Müslüman liderlerle, kuruluşlarla çok iyi ilişkiler kurularak, önemli gelişmeler sağlanabilir" diye konuştu.
- Türkiye'deki mevcut ve eski milletvekillerinden ekipler kurulmalı, bunların batı başkentlerinde muhatapları ile görüşmeleri desteklenmeli.
- İş dünyasının önde gelenlerine özel görevler verilmeli. Yurt dışındaki muhataplarına gelişmeler hakkında bilgi vermeleri, güven artırıcı ilişkiler kurmaları sağlanmalı. Yatırımcıların ikna edilmesine katkıları alınmalı. Türkiye'de ilk 200'e girenler, gruplar halinde gidip bunları anlatabilir.
- Üniversite ve medyanın yurt dışındaki muhatapları ile etkileşimi derinleştirilmeli.
- Yurt dışında önemli başkentlerde, merkezler, düşünce ve araştırma kuruluşları kurulmalı.
- Batı başkentlerinde üniversiteler kurulmalı veya kurulması teşvik edilmeli.
İSLAM KARŞITLIĞI İLE MÜCADELED KONUSUNDA 3 TEMEL ÖNERİ
- Dışişleri Bakanlığı veya Başbakanlık bünyesinde 'Müslümanlara Karşı Ayrımcılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele' birimi kurulması, bu konudan sorumlu bir veya daha fazla sayıda büyükelçi atanması. Küçükcan bu öneriyi ABD Dışişleri Bakanlığı'ndaki antisemitizm ile mücadele biriminden yola çıkarak yaptı. Raporunda da, "AGİT ve BM üyeleri ve ilgili kuruluşlar ile özel/etkin ilişkiler kurulmasına katkıda bulunacak bir sekretaryanın oluşturulması aciliyet ve önem arz etmektedir" ifadesine yer verdi.
- İkincisi; Türkiye'nin öncülüğünde İslam İşbirliği Teşkilâtı bünyesinde yine aynı adlı özel biriminin kurulması ve bir veya daha fazla sayıda özel temsilci / büyükelçi atanması.
- Üçüncsü; Küçükcan'ın da yürüttüğü AGİT bünyesindeki Müslümanlara Karşı Ayrımcılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Özel Temsilciliğine Türkiye'nin kurumsal destek sağlaması. Yani, Özel Temsilcilik sekretarya faaliyetlerinin Türkiye tarafından üstlenilmesi var. Küçükcan her iki önerinin de İstanbul'da hayata geçirilmesini öneriyor.
Küçükcan, "Ben bu sekreteryayı kim kurarsa bu alanda ilerleyeceği kanaatindeyim. Türkiye İslamofobi ve İslam karşıtlığı konusunda Cumhurbaşkanlığı düzeyinde bir argüman geliştiriyor ve söylem üretiyorsa, bunu pekala pratiğe dönüştürebilir" dedi.
TALİP KÜÇÜKCAN KİMDİR?
AK Parti Adana milletvekili Talip Küçükcan 26. dönemde Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Grubu Başkanı. Öğretim üyesi olan Küçükcan, milletvekili olmadan önce düşünce kuruluşu SETA'da Dış Politika Koordinatörlüğü yaptı. 2014 yılında AGİT Müslümanlara Karşı Ayrımcılık ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Özel Temsilciliği görevine atandı.