POLİTİKA
Erdoğan: Bize ikide bir kriter dayatmasınlar, burası Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya İnsani Zirvesi kapsamında BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
"TÜRKİYE LÜTUF BEKLEMİYOR"
Erdoğan, burada bir gazetecinin vize serbestisi konusunda sorduğu soruya, "Türkiye lütuf beklemiyor. Avrupa Birliği yetkililerine söyledim. Türkiye kriterlerini yerine getirecekmiş, ne kriterini yerine getirecek Türkiye. Bir yere kadar tahammül edilir bir yere kadar çekilir sonra karar verilir. Latin Amerika ülkelerine Schengen şartı isteniyor mu?
"BURASI TÜRKİYE"
Eğer şu anda bu konuyla ilgili görüşmeleri yapacaklar ve bu görüşmelerde netice alınmazsa geri kabul anlaşmasına dair bir adım atılmaz. Bize ikide bir kriter dayatmasınlar, burası Türkiye." cevabını verdi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
"12 milyon insanın yerinden edildiği, bunlardan 5 milyonunun çeşitli ülkelere dağıldığı bu insani kriz karşısında, birkaç komşu ülke dışında kimse iyi bir sınav verememiştir.
YÜZLERCE KİŞİ MERHAMET YOKSUNLUĞUNDAN HAYATINI KAYBEDİYOR
Artık bu konuda gelişmiş ülkeler başta olmak üzere herkesin sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir. Maalesef bugün insani krizlere maruz kalan yüz binlerce kişi imkan ve kaynak kıtlığından değil, merhamet yoksunluğundan kaybediyor, hayatını kaybediyor. Küresel vicdanın yaşanan trajediler karşısındaki kayıtsızlığı, bugünkü sorunlarımızın da temel nedenidir.
ZİRVEYE KATILIM RAKAMLARI
Birleşmiş Milletler resmi verilerine göre, Dünya İnsani Zirvesi'ne 173 ülke ve 9 bin katılımcı katıldı. Türkiye'den katılım takriben bin kişi ve bu arada 900 medya mensubu yer aldı. Toplam katılımcı ise 10 binin üzerinde. Temennim odur ki sonucu da hayırlı olur, bereketli olur."
Ban Ki-Mun: Maalesef krizler devam edecek gibi görünüyor
Dünya İnsani Zirvesi'nin kapanış toplantısında konuşmasına Türkçe olarak "Hepiniz hoşgeldiniz" sözleriyle başlayan Ban Ki-Mun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ve Türk halkına misafirperverliği ve insani yardım faaliyetlerinde liderlik üstlendiği için teşekkürlerini iletti.
Artık 5 temel sorumluluk alanında harekete geçmek gerektiğini ifade eden Ban, bu alanları "Siyasi liderlik, insanlığı koruma altına alacak normların uygulanması, bu süreçte hiç kimsenin tecrit edilmemesi, yardımların eksiksiz bir şekilde ulaştırılması ve insanlık değerlerine yatırım yapılması" olarak sıraladı.
BM Genel Sekreteri Ban, bu nedenle devletlere, mağdurlara, sivil toplum kuruluşlarına, özel sektörlere ve bölgesel kuruluşlara, "Lütfen BM’ye katılın bu konuda bizlerle elele verin ve kalıcı sonuca birlikte imza atalım" çağrısında bulundu.
Ban, şöyle devam etti:
"Zirveye 173 ülke katıldı. 55 devlet ve hükümet başkanı yer aldı. 350 özel sektör kuruluş temsilcisi ve binlerce kişi bu zirveyi onurlandırdı. Hem sivil toplumdan hem de diğer sivil toplum kuruluşlarından pek çok kişi enerji ve dinamizmleriyle kararlılıkla bu zirveye katıldılar ve katkılarını sundular. Şimdiye kadar başardıklarımızla gurur duyabiliriz ancak birlikte bir adım ileri taşımamız gerekiyor elde ettiğimiz başarıları. G7 liderlerinden bazılarının burada olmalarını beklerdik, özellikle de Almanya Başbakanı Angela Merkel’in. Çünkü bu ülkeler insani eylem faaliyetlerinde finansman desteği sağlıyorlar. Özellikle de siyasi çözümlerin bulunması aşamasında onların katkısını sürekli olarak bekliyoruz. Şimdiye kadar 400’den fazla kurum, kuruluş ve diğer gruplar, bin 500 taahhütte bulundu zirve kapsamında. Bu atılan adımlar dönüşüm niteliğinde değişimi beraberinde getirecek."
"Liderlerin zirveye katılmamış olmaları mazeret olamaz"
Dünya İnsani Zirvesi’nde çok farklı aktörlerin bir arada olduğunu ve ciddi taahhütlerin altına imza attıklarını ifade eden Ban, şunları söyledi:
"Bunların uygulanması bir takım güçlükleri beraberinde getiriyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki (BMGK) tıkanıklık geçtiğimiz yıllarda bir takım çözümlere ulaşılmayı yavaşlattı. Hem barış çabalarında hem de insani kriz ortamlarında. O nedenle, bu vesileyle BMGK’ya üye daimi ülkelere de bir çağrıda bulunmak istiyorum. Lütfen üst düzey bir adım atın. Bu liderlerin yokluğu, zirveye katılmamış olmaları atalet için herhangi bir şekilde mazeret olamaz. Bu liderlerin omuzlarında benzersiz bir sorumluluk var. Barışı, refahı desteklemek ve en mağdur olan halkları destekleme sorumluluğudur bu."
BM’ye üye devletlere ortaya konan çabalara destek olmaları çağrısında bulunan Ban, "Elde ettiğimiz ilerlemeyi takip etmeye ve değerlendirmeye devam edeceğiz. Hükümetlerarası süreçleri güçlendirmeye, diğer forumları düzenlemeye devam edeceğiz. Mülteci ve göçmen hareketleriyle ilgili 19 Eylül’de üst düzey bir toplantıya gerçekleşecek." ifadelerini kullandı.
Dünya İnsani Zirvesi'nin Suriye'deki durumla iligili de doğrudan bir takım sonuçları bulunduğunu kaydeden Ban, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye'deki durum aslına bakarsanız milyonlarca insanın ülkelerinden kaçmasına yol açtı, ülkelerini terk etmek zorunda kalan en az 4,5 milyon kişiden bahsediyoruz. 12 milyon kişinin ise günlük insani yardıma ihtiyacı var. Bunun yanı sıra aynı anda dünyanın çeşitli yerlerinde pek çok kriz var. Bu nedenle de gerekli ve acil olduğu için zirve düzenlemeye karar verdik. Amacımız siyasi düzeyde bilinç artırmak ve aynı zamanda dünya liderlerinden siyasi destek alabilmekti. 2000 yılındaki istatistikleri karşılaştırırsanız, yıllık 20 milyar dolarlık bir insani yardım ihtiyacı vardı ancak bu rakam son dönemde ciddi bir şekilde arttı. Suriye'deki kriz 6 yıldır devam ediyor. Libya'da, yine Güney Sudan'da, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde kriz devam ediyor. Bu durumu yönetemiyoruz ve artık yıllık 245 milyar dolarlık bir ihtiyaç ortaya çıktı. Bu son 15 yıl içinde 12 katlık bir artışa işaret ediyor. Peki böyle bir sorumluluğu nasıl yerine getirebiliriz? Aynı zamanda bu resmi kalkınma yardımlarının yıllık olarak hesaplanan rakamının da iki katı. Gerçekten istisnai olarak zorlu bir dönemden geçiyoruz. O nedenle de BM, dünya liderlerinin dikkatini çekmek ve bu konuları tartışmak için bu tür bir zirve düzenlemeye karar verdi."
"İhtiyaç en az 245 milyar dolar"
Dünya İnsani Zirvesi'nin kapanış toplantısında konuşan Ban, gelişmiş ve zengin ülkelerin paylarına düşeni fazlasıyla yerine getirmelerini beklediklerini, ancak toplanan yardımların hem yavaş hem de eksik kaldığını belirterek, “En az 245 milyar dolara ihtiyacımız olduğun söylemiştim. Bu türden bir rakamı BM’nin tek başına idare etmesi mümkün değil. Ancak üyeler burada katkıda bulunursa mümkün hale gelir.” diye konuştu.
Ban, BM’nin şu anda toplamaya çalıştığı rakamın küresel yıllık askeri harcamaların sadece yüzde birine tekabül ettiğinin altını çizerek, devletler tarafından silahlanmaya harcanan para azaltıldığı takdirde bu paranın bulunabileceğini kaydetti.
BM’nin finansal kaynaklarının ve imkanlarının yüzde 80’ini insan kaynaklı krizlerin çözülmesine harcandığını ifade eden Ban, “Eğer daha hızlı ve daha bütüncül birtakım adımlar atılabilseydi, siyasi diyalog ve katılımcı diyalog devreye alınabilmiş olsaydı bence bu rakamı çok daha aşağı çekebilirdik. Bu rakamı daha iyi kullanabilirdik.” değerlendirmesinde bulundu.