POLİTİKA
Almanya'nın 'soykırım' kararına kim ne tepki verdi?
Almanya'nın 'Sözde Ermeni Soykırımı'nı tanımasının ardından Türkiye'den kim ne tepki verdi? İşte Hükümet'ten, Meclis'ten ve muhalefetten karara verilen tepkiler...
Almanya Parlamentosu'nun 1915 olaylarını 'soykırım' olarak nitelendirmesinin ardından Türkiye, Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'nu istişareler için Ankara'ya çağırdı. Almanya'nın Ankara Büyükelçisi de Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. TBMM'deki 3 parti karara karşı ortak deklarasyon hazırladı, HDP bildiriyi imzalamadı.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: BÜYÜKELÇİMİZİ GERİ ÇAĞIRDIK
Kenya'ya düzenlediği resmi ziyaret sırasında düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Almanya-Türkiye ilişkileri ciddi manâda etkilenir" dedi. Berlin Büyükelçisi'nin Ankara'ya çağrıldığını söyleyen Erdoğan, "Büyükelçinin Türkiye'ye gelişinden sonra nihai kararımızı vereceğiz" ifadelerini kullandı.
BİNALİ YILDIRIM: BU KARAR HATALIDIR
Başbakan Binali Yıldırım da kararla ilgili yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin Almanya Büyükelçisini istişareler için Türkiye'ye geri çağırdık. Tabii ki karar metnini kapsamıyla gördükten sonra atılacak adımları atmakta bir saniye bile tereddüt etmeyiz. Bu millet hiç kimseden emir almadı, hiç kimseye boyun eğmedi, biz Allah'ın önünde eğiliriz, milletimiz ne isterse onu yerine getiririz" dedi.
Yıldırım, "Türkiye'nin önemli bir müttefiki Almanya'da 3 buçuk ırkçı Ermeni lobisinin bir kararını Alman Parlamentosu kabul etti. Bu karar hatalı bir karardır. Türk milletinin geçmişi bellidir. Bu millet, geçmişiyle övünen bir millettir. Bizim geçmişimizde yüz kızartacak, başımızı öne eğdirecek hiçbir olay yoktur. Tarihçilerin bile aralarında anlaşamadığı bir konuda, sözde Ermeni soykırımın kabul edilmesi asla ve asla Türkiye'nin kabul edeceği bir şey değildir" ifadelerini kullandı.
Al Jazeera'nin sorularını yanıtlayan Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Taha Özhan,Türkiye'nin bu karara nasıl bir tepki vereceği sorusuna, "Geçmişte buna benzer şeyler yaşandığında Türkiye nasıl tepki verdiyse yine o ölçüde tepki verecektir. Bu aşamada bunların somut ismini koymanın imkanı yok. Önümüzdeki günlerde, bugün yapılacak açıklamalarla alınacak kararlarla bunu göreceğiz" dedi.
Özhan, karar için "Türkiye, Ermenistan ve Ermenilerin coğrafyamızdaki durumuna da hiçbir katkı yapmamaktadır" dedi.
HÜKÜMETTEN TEPKİLER
Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da, kararın Türkiye için yok hükmünde olduğunu söyledi, "Türkiye bu karara her platformda gereken cevabı verecek" dedi.
"Bu mesele siyasetçilerin ya da parlamentoların değil tarihçilerin neticeye kavuşturması gereken bir meseledir" diyen Kurtulmuş, "İddiaların soykırım olarak nitelendirilmesi tarihi bir hatadır" ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, "Kendi tarihindeki karanlık sayfaları kapatmanın yolu başka ülkeleri karalamak değildir" diye konuştu.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: UTANÇ VERİCİ
"Meşru bir tartışma konusu olduğu Avrupa hukuku içtihadına girmiş 1915 olayları hakkında Alman Federal Parlamentosu'nun 2 Haziran 2016 tarihinde aldığı karar anılan kurumun itibarı bakımından utanç vericidir. Tarihi siyasileştiren, geçmişin özgürce konuşulmasını engelleyen, bir tabu haline getirilen Ermeni anlatısını tartışılmaz bir gerçek gibi dayatmaya çalışan, cehalet ve hukuka saygısızlık örneği olan bu kararın altında imzası olanlara şunları bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. 1915 olaylarına ilişkin anlaşmazlıktan uzlaşıya varılabilmesi, diyalog, duygudaşlık ve adil bir bakış açısıyla mümkündür. Bu anlayışla, Osmanlı Ermenilerinin acılarını paylaşarak hatıralarını yaşatmaya çalışan; Ermeni kültürel varlıklarına sahip çıkan ve iki komşu halk arasında uzlaşı yollarını açmak için önemli adımlar atan Türkiye'nin Alman Federal Parlamentosu'ndan öğreneceği hiçbir şey yoktur.
"Alman Federal Parlamentosu, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılış sürecinde yaşananları öğrenmek istiyorsa, 2005 yılından bu yana ısrarla önerdiğimiz özgür, herkese açık ve bilimsel temelde çalışacak Ortak Tarih Komisyonu'nun kurulmasına katkıda bulunabilir. Özgürlüklerin pek çok alanda rahatlıkla kullanılabildiği Almanya'da, 1915 olayları konusunda ise tek sesli ve baskıcı bir ortam vardır. 1915'te ne olduğunu anlamak ve anlatmak yerine, Ermeni anlatısını dikte etmek üzere bu ülkede uzun yıllardır yürütülen çalışmalarla üretilen çok sayıda kitap, belgesel ve film Alman kamuoyunda tek yönlü bir kanaat oluşturma görevini üstlenmiştir. Bu politikanın arkasında yatan sebepler arasında, ırkçılığa varan Türk ve İslâm karşıtlığı, güncel iç ve dış politik gelişmeler, kibirli ve fırsatçı bazı siyasetçiler ile Almanya'nın Namibya'dan Holokost'a uzanan insanlığa karşı suçlar ve soykırım sicilinin yarattığı derin travma sayılabilir."
"ALMANYA'NIN GÖRÜŞ ve HASSASİYETLERİMİZİ DİKKATE ALMASINI BEKLİYORUZ"
"Daha da vahimi Almanya'nın bu girişimi, siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel hayatına önemli katkılar veren Türk ve Türk asıllı Alman vatandaşlarını tarihlerine ve öz kimliklerine yabancılaştırmak ve asimile etmek gayretidir. Ermeni anlatısını eğitim yoluyla genç nesillere dikte etmeye yönelik girişimler bu yüzden endişe vericidir. Almanya'daki Türk çocuklarının tarih derslerinde başarılı olabilmeleri için, inanmadıkları ve doğru olmadığını bildikleri bir anlatıyı savunmalarını beklemek, böyle bir eğitim anlayışı, demokratik bir ülkeyle bağdaşmadığı gibi, uyum çalışmalarına da yardımcı olmayacaktır. Bu dayatmaya karşı hukuki yollar da dahil, her türlü imkan kullanılarak direnileceği şüphesizdir. Almanya'nın 101 yıl önce yaşanmış tarihi bir konuyu siyasileştirmemesi, adil ve nesnel olması, kendisinin de bir parçası olduğu Avrupa hukukunun gereğidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin;
Bu konudaki Ermeni anlatısının mutlak gerçek olmadığına ve özgürce tartışılabileceğine;
Ermeni anlatısını sorgulayan görüşlerin ifade özgürlüğünün mutlak koruması altında bulunduğuna;
1915 olayları ile Holokost arasında benzerlik kurulamayacağına dair hukuken bağlayıcı tespitlerini bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Alman Federal Parlamentosu'nun, tarihi kendi bildiği gibi yorumlaması; öte yandan, hukuku hiç dikkate almaması kaygı vericidir. Bu önyargılı ve mantık dışı siyasetin ciddi bir öz eleştiriye ihtiyacı olduğu ortadadır. Alman kamuoyunun, Türklerin görüşlerine, hafıza kayıtlarına ve uzlaşı yolundaki samimi çabalarına saygılı olması demokrasinin ve insan haklarının gereğidir. Müttefiklik ilişkisi içinde olduğumuz, Avrupa'nın geleceği için yakın işbirliği yürüttüğümüz Almanya'nın, gerek ikili ilişkilerimizin gerek Türkiye-Avrupa ilişkilerinin geleceği için hayati önemdeki görüş ve hassasiyetlerimizi dikkate almasını bekliyoruz."
ALMAN MASLAHATGÜZAR, DIŞİŞLERİNE ÇAĞIRILDI
Almanya'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Robert Dölger de, Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Bakanlığa çağrılan Dölger'e, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Levent Murat Burhan, Alman Federal Meclisi'nin 1915 olaylarına dâir tasarıyı kabulüne ilişkin Türkiye'nin duyduğu rahatsızlığı iletti. Görüşme yaklaşık 35 dakika sürdü. Dölger, görüşmenin ardından basına herhangi bir açıklama yapmadan Bakanlık'tan ayrıldı.
BAHÇELİ: ALMANYA, ÖNCE KENDİ GEÇMİŞİNE BAKMALI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise yazılı açıklamasıyla karara tepki gösterdi.
Bahçeli'nin açıklamasından satır başları şöyle:
"Bu karar sonucunda Türkiye-Almanya ilişkileri ağır bir yara almış, sonuç itibariyle karşılıklı güvensizlik derinleşmiştir."
"Şerefli Türk tarihini çarpıtma ve saptırma yarışına Almanya'nın da katılmış olması büyük bir talihsizlik, gizlenemez art niyetliliktir."
"Almanya soykırım izi sürüyorsa, insanlığın ortak değer ve mirasına yönelik katliam örnekleri görmek istiyorsa, ahlâken ve hukuken önce kendi geçmişine dikkatle bakmalıdır."
"Toplu cinayetler, toplama kampları, gaz odaları, vahşi kıyım ve infaz örnekleri; hepsinden mühimi Hitler caniliği kesinlikle Türk milletinin onurlu mazisinde görülmemiş, yaşanmamıştır."
"Türkiye'nin dostluğu yerine Ermeni diasporasının yalan ve iftiralarını tercih eden Almanya'ya muhakkak surette en etkili cevap verilmelidir."
"AKP hükümeti Almanya Federal Meclisi'nin bu kararı karşısında en başta Geri Kabul Anlaşması olmak üzere, İncirlik'teki Alman askeri mevcudiyetiyle ilgili milli vicdanı rahatlatacak sorgulamaları hemen başlatmalı, gereğini etap etap yapmalıdır."
3 PARTİDEN ORTAK DEKLORASYON
Ayrıca AK Parti, CHP ve MHP Almanya'nın kararına karşı ortak deklarasyon hazırladı.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural yerinden söz alarak, Alman Federal Meclisi'nin (Bundestag), Ermenilerin 1915 olaylarıyla ilgili iddialarını "soykırım" olarak tanımlayan karar tasarısıyla ilgili ortak deklarasyon hazırlanmasını önerdi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı da bu yönde görüş bildirdi.
TBMM Başkanvekili Âkif Hamzaçebi, "Birinci Dünya Savaşı'nın özel koşulları içerisinde Türkler ve Ermenilerin yaşadıkları karşılıklı acıların, diğer ülkeler parlamentolarında siyaset konusu olmasını, herhangi bir uluslararası mahkeme kararı olmadan bunların 'soykırım' olarak nitelendirilmesini doğru bulmuyorum" ifadesini kullandı.
TBMM'de bulunan tüm grupların imzasını taşımayan bildirilerin Başkanlık Divanı'nda okutulamadığını belirten Hamzaçebi, açıklamada imzası olan AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay'a söz verdi. Üç grup başkanvekili tarafından ayrı ayrı kürsüde okunan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Almanya Federal Meclisi'nin 1915 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan tehcirle ilgili asılsız iddiaları esas alan haksız kararını Yüce Türk milletinin temsilcisi olan bizler kabul etmiyor, esefle karşılıyor ve şiddetle kınıyoruz. Bu adaletsiz ve mesnetsiz kararın kabulü, milletimizde derin bir infiale yol açmıştır. Almanya Federal Meclisi'nin 1915 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan tehcirle ilgili tek taraflı, seçici ve asılsız Ermeni iddialarını esas alan kararının tarihi ve hukuki geçerliliği yoktur. Almanya Federal Meclisi bu kararıyla kendini tarihçilerin ve uluslararası mahkemelerin yerine koyarak tarih yazmak ve soykırım gibi ciddi bir suç hakkında hüküm vermekle, hem insan haklarını hem adaleti hem de tarih ve hukuku hiçe saymıştır. Bu tarihe, geleceğe karşı hata olan karar, Türkiye ve Almanya ilişkilerini mutlaka etkileyecek, aradaki dostluk köprülerine zarar verecektir. Bu konuda Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni gerekli tedbir ve kararları almaya davet ederken, kadim menfaatlerimizi haleldar edecek girişimler karşısında TBMM'de her türlü desteğe hazır olduğumuzu ifade ederiz. Bizler bugüne kadar bazı ülkelerin parlamentolarında kabul edilen, 1915 olayları hakkındaki asılsız soykırım iddialarını meşrulaştırmayı içeren karar, açıklama ve yasalar ile bundan böyle girişilebilecek benzeri tasarrufları tarihi gerçeklerin ve uluslararası hukukun ihlâli olarak gördüğümüzü, tanımadığımızı ve hiçbir zaman tanımayacağımızı güçlü bir şekilde ifade ediyoruz."
'TARİHLE YÜZLEŞMEYİ BAŞARABİLSEYDİK'
HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan ise bu topraklarda yüzyıldır trajediler, acılar, felaketler yaşandığını söyledi.
"Ortak ve daha güçlü bir gelecek için yaralarımızı sarmaya, geçmişle yüzleşmeye, ayrıca hakikatlerin ortaya çıkarılmasına ihtiyaç var." diyen Ertan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmiş yıllarda Ermeni halkına taziyelerini ilettiğini hatırlattı.
Ertan, bu taziye mesajının dünya ve ülke kamuoyunda çok olumlu karşılandığını belirterek, "Olumlu karşılandı ama başka adımlar atılmadı. Eğer bu konuda adım atılmış olsaydı, tarihle yüzleşmeyi başarabilseydik, bugün başka parlamentolar yerine kendi parlamentomuzda hakikatler ışığında bir mesaj yayınlayabilirdik" diye konuştu.