POLİTİKA
Almanya'daki Türk vekil: Türkiye'yi savunamayız
Almanya parlamentosu vekillerinden Aydan Özoğuz, Türk değil Alman vekiller olduklarını dolayısıyla Türkiye'yi savunmayacaklarını söyledi.
Alman Federal Meclisinde kabul edilen Ermeni tasarısını evet oyu veren 11 Türk'ten Aydan Özoğuz, DW Türkçe'ye değerlendirmelerde bulundu.
"TÜRKİYE'Yİ TEMSİL ETMİYORUZ"
Özoğuz, "Alman parlamentosunda görev yapan bir vekil olarak ve pek çok Türk kökenli vekilin de aynı şekilde düşündüğünden yola çıkarak; bizden Türkiye'yi temsil etmemiz beklenmemeli, bu doğru bir beklenti değil" diye konuştu.
"BİZ ALMAN VEKİLLERİZ"
Aydan Özoğuz, ayrıca Almanya'daki Türkleri Türk oldukları için değil Almanya'da yaşadıkları için temsil ettiklerini savunarak, "Biz Alman vekilleriz, buradaki Türk kökenlileri tabii ki savunacağız. Çünkü onlar buranın insanları, burada yaşıyorlar. Onların buradaki haklarını savunmamız, onlar için eşit yurttaşlık istememiz son derece doğal. Ama bu demek değildir ki Türkiye politikası yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Özoğuz'un yanıtları şöyle;
DW: Sayın Özoğuz öncelikle Almanya'daki Türklerin siyasi hayata katılımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
A.Özoğuz: Çifte vatandaşlık hakkı için çok uğraştık biliyorsunuz. Gerçekten zor bir konu, çünkü parlamentonun büyük bir kısmı, özellikle de bazı partiler bunu katiyen istemiyorlar. Her ne kadar neden istemediklerini dile getirmeseler de, bunun Türklere karşı bir tutum olduğunu açıkça söylemek gerekiyor. Çünkü diğer ülke vatandaşlarının çoğu çifte vatandaş olabiliyor; tüm Avrupa ülkelerinin vatandaşları ya da kendi vatandaşlıklarından çıkamadıkları için Afganlar olabiliyorlar. Ama Türk kökenliler olamıyor, bu son derece üzücü bir durum. Örneğin Berlin Tempelhof Havalimanı'na ait alanın kullanılmasına dair bir oylama yapıldı. O bölgede oturanların çoğu Türk kökenli ve oy kullanamadılar. Hatta hesapladık yarım milyona yakın insan oy kullanamadı. Bu, bir bölge ya da bir ülke için ne demek? Oysa Alman siyaseti olarak Türk kökenlilerden beklentimiz burayla ilgilenin, Alman siyasetini öğrenin, katılın şeklinde ama beraberinde buna dair hakları vermiyoruz. Ortada büyük bir tutarsızlık var. Bunları artık kaldırmamız lazım.
DW: Belirttiğiniz gibi Türk kökenliler, seçilme hakkına sahip olmadıkları için Almanya'daki siyasete doğrudan katılamıyorlar; pek çoğu, bunu Türk kökenli vekiller üzerinden yaptığına ya da yapabileceğine inanıyor. Ancak geçtiğimiz hafta parlamentoda alınan “Ermeni Soykırımı” kararı bu konuda, bir kırılma yarattı. Siz bu hususta ne düşünüyorsunuz?
A.Özoğuz: Bence bizler vekiller olarak kendi düşüncelerimizi ortaya koyduk. Bazıları oylamaya katılmadı, bazıları konuşmalarda bile yer almadı. Bunun Türkler açısından duygusal bir mesele olduğunun elbette farkındaydık. Ama herkesin aynı görüşü savunmasını bekleyemeyiz. Etraflı, uzun süren araştırma ve tartışmalar sonucunda bu konu oylandı ve kabul edildi. Farklı düşünebiliriz, eleştirebiliriz ama diğer düşünceleri tehdit etmek, onlara hakaretvari yaklaşmak doğru değil. İki tarafta da uç düşüncelerin olduğunu hesaba katmalıyız. Tabii beraberinde Türk toplumunun bir kesiminde ciddi bir hayalkırıklığı yaşandığını da biliyor ve anlıyorum. Ama her halükarda birbirimiz olan yakınlığımızı korumalı ve ortak geleceğimiz için politikalar yapmaya devam etmeliyiz.
DW: Tabii sadece Türk tarafı değil, Alman kamuoyu da bu konudan yola çıkarak,Türk kökenli vekillerin parlamentoya sadakatine odaklandı, öyle değil mi?
A.Özoğuz: Almanlarda tam olarak böyle bir beklenti vardı diyemeyiz. Ama bir iki gazeteci, “bakalım Türk kökenli vekiller bu oylamaya nasıl yaklaşacak?” şeklinde bir şeyler yazdılar. Ama kuşkusuz hangi taraftan gelirse gelsin bu, doğru bir yaklaşım değil. Ayrıca Alman parlamentosunda görev yapan bir vekil olarak ve pek çok Türk kökenli vekilin de aynı şekilde düşündüğünden yola çıkarak; bizden Türkiye'yi temsil etmemiz beklenmemeli, bu doğru bir beklenti değil. Biz Alman vekilleriz, buradaki Türk kökenlileri tabii ki savunacağız. Çünkü onlar buranın insanları, burada yaşıyorlar. Onların buradaki haklarını savunmamız, onlar için eşit yurttaşlık istememiz son derece doğal. Ama bu demek değildir ki Türkiye politikası yapıyoruz. Onun için altını bir kere daha çiziyorum: Ben Türkiye'nin değil, Almanya'nın ve Almanya'da yaşayan Türklerin vekiliyim. Bunu net bir şekilde ortaya koyabilirsek, daha iyi anlaşılabileceğimize inanıyorum.
DW: Peki, Türkiye'nin yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Almanya'nın aldığı bu karara karşı Türkiye'de AB ile yapılan mülteci anlaşması kozunu oynuyor. Söz konusu anlaşmanın geleceği ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
A.Özoğuz: Biz Almanya olarak, şu an bir anlaşmamız var diyoruz. Türkiye ile bu anlaşmayı hazırladık, yaptık. Tabii söz konusu anlaşma doğrultusunda Türkiye'den bazı beklentilerimiz var. Ama Türkiye buna dair ne yapacak, bundan sonra nasıl adımlar atacak bu belli olmuyor. Maalesef onu bu günlerde sıklıkla görüyoruz, şu an için beklemedeyiz.
DW: Almanya, mülteci anlaşması Türkiye ile yürümediği takdirde başka altenatifleri de masaya getirebilir mi?
A.Özoğuz: Almanya Türkiye ile yaptığı anlaşmada mutabık kalmak istiyor. Bu yolla mülteci sorununun büyük ölçüde çözülebileceğine inanıyor. Ancak yaşanan gelişmelere paralel başka alternatifler de rafa kalkmış değil.