Tamer Korkmaz
Yaptırımınız batsın…
Tehdit, şantaj, ambargo, yaptırım denilince akla Amerikan Faşizmi gelir! Amerikan Devleti’nin son haydutluğu; başta petrol ticareti olmak üzere İran’a kapsamlı yaptırımların ilan edilmesiyle gerçekleşti.
Zorbalıkla eş değer işbu ambargo kararı, elbette gayrı meşrudur. Asla kabul edilemez!
Nitekim…
Aralarında Türkiye’nin yer aldığı onlarca ülke, ABD’nin yaptırımlarına katılmayacağını açıkladı. Dünyada sadece Terör Devleti İsrail’den destek alan Haydut Devlet Amerika, yalnız kaldı!
İSRAİL’İN NÜKLEER SİLAHLARINI SEVİYORLAR
Uzun metrajlı gerilimin başlangıcı, nereye dayanıyor?
Devasa bir nükleer güce sahip olan; elli yıl kadar önce de İsrail devletinin nükleer silahlara sahip olmasının yolunu açan ABD, İran’ın “nükleer silaha sahip olabilme ihtimalini bile” sevmemişti!
“Şahane Nükleer Çifte Standartlar” dünyamızın dört bir tarafını sarmıştı…
Gel zaman git zaman; 2015’te bu ABD, İran’la nükleer anlaşma imzaladı: Sonradan tuttu, bu anlaşmadan çekildi!
İran’a ilk yaptırım paketini de geçtiğimiz 7 Ağustos’ta yürürlüğe koydu. 4 Kasım’da başlayan yaptırım ikincisi ve daha kapsamlı olanıdır.
Bu tarihi de özellikle seçtikleri belli: İran’daki devrimden dokuz ay sonra (4 Kasım 1979’da) Tahran’da patlak veren rehine krizinin başladığı bu tarihe “sembolik” bir gönderme yapmak suretiyle -güya- İran’a hareket çekiyorlar!
ABD, MAFYA YÖNTEMLERİYLE ÇALIŞIYOR
Uluslararası Hukuk, ABD’ye (artı İsrail’e) işlemiyor.
Haydut Devlet’in şu mafyatik anlayışına, faşist kafasına bakar mısınız?
Sırf ABD istemiyor diye “İran’la ticaret yapılamayacak” öyle mi? “Amerikan Devleti’nin menfaatleri korunacak” diye “İran, bir kez daha tecrit altında tutulacak” ha!
İran tamamen haksız bir yaptırımla ablukaya alınacak; üstüne bir de bu zorbalığın muhtelif ekonomik riskleri bütün dünyaya fatura edilecek!
Bunun adı; küresel haydutluktur, eşkıyalıktır...
ABD, mafya usulleriyle çalışan bir devlettir. Kahpelik, bunların hayat tarzıdır.
ABD İLE DEVRİYE’NİN BİLE ORTAKLIĞI OLMAZ
PKK terör örgütünün patronu ABD, Türkiye’yi Menbiç’te 2016’dan beri oyalıyor: Ankara, Washington’ın verdiği her (içi boş) sözden sonra bunlardan vaadin yerine getirilmesini (boşuna) bekliyor. ABD, kulağının üzerine yatıyor. Bölgede bir terör koridoru oluşturmak, PKK devleti kurmak gayesiyle bildiğini okumaya devam ediyor.
Peki, bu oyalama sürecinde ne oldu? ABD, PKK’ya on dokuz bin TIR dolusu ve de 3 bin kargo uçak dolusu silah sevkiyatı gerçekleştirdi. Bir anlamda Amerikan askeri olan PKK’lı teröristlerini eğitmeyi itina ile sürdürdü.
1 Kasım’da Menbiç’te TSK ile ortak devriye başlatan ABD askerlerinin; 2 ve 3 Kasım’da ise PKK’lı teröristlerle devriye gezdiği gözlendi!
Hani bunlar, Menbiç’ten PKK’lıları tahliye edeceklerdi? Hepsi hikâye! Tahliye etmek şöyle dursun bir de “Paralel Devriye” gerçekleştiriyorlar!
Nerede mi? Menbiç’te kazdıkları o hendeklerde!
-Dalga geçer gibi!
Ezcümle, Türkiye’yi ısrarla oyalıyorlar: Ankara Menbiç’e muhtemel operasyon için “bunca gecikme yetmezmiş gibi” biraz daha gecikiyor!
PATLAYICILARI GÖNDERTEN HANGİ DEVLET?
Tam da burada; geçtiğimiz hafta kimi manşetlerde yer alan şu haberi hatırlayalım…
“Mardin’de 247 kilogram patlayıcıyla yüklü bir araç yakalandı!”
Haberde “Bir kilogramı bile 100 kg. C-4 tesiri oluşturan PETN patlayıcının, Türkiye’deki 32 noktada kanlı saldırılar gerçekleştirmek için Suriye’den YPG/PKK’lı teröristlerce gönderildiği” işaretleniyordu!
İşte bu sevkiyatı PKK’lı teröristlere yaptırtan, hiç kuşku yok ki, Suriye’nin kuzeyinde konuşlanan ABD askerleridir!
*
Son günlerde, “ABD ile stratejik ortaklığımız sürecektir; sürmelidir” lafları, bir kere daha gösterime girdi…
Terör devleti ABD bize her türlü saldırmaya devam edecek: Biz ise ısrarla onlarla “stratejik ortaklık” yapacağız; öyle mi?!
-Geçeceksiniz, bu işleri!
ABD, asla dost ve müttefikimiz değildir. Ya nedir? Can düşmanımızdır!