Tamer Korkmaz
Keser döner, sap döner; gün gelir Maydanoz Döner!
“Gerçeğin, önünde sonunda ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.”
***
Dile kolay…
Tam 14 yıl sonra, “Made in FETÖ” 3 Temmuz Şike Kumpası’nın sahne arkasında yaşananlar hakkında ibretlik belgeler ortaya çıktı.
Dönemin TFF Başkan Vekili Lütfi Arıboğan’ın başını çektiği dört kişi ile FETÖ’nün “Sahte Belge Bavulcusu” Mehmet Baransu arasındaki yazışmalar, kumpasın paydaşları/stratejik ortakları hakkında net bir fikir veriyor.
Şüpheli Arıboğan’ın 13 Temmuz 2011 ile 6 Aralık 2012 tarihleri arasında Paralel Baransu ile tam 101 kez telefonla görüştüğü saptandı.
“DEAR GIANNI”
Futbolda Şike Kumpas Soruşturması kapsamında gözaltına alındıktan sonra “yaşadığı sağlık sorunundan dolayı” adli kontrolle serbest bırakılan Mister Arıboğan ile başlayalım…
Bu şahıs, kumpasın yüzde yüz mağduru olan ve Avrupa maçlarından haksız yere menedilen Fenerbahçe’nin UEFA’dan “ceza almasında” başrol oynayan kişiydi.
2011’de TFF’deki en yetkili ikinci isim olan Arıboğan, UEFA Başmüfettişi Pierre Cornu ile yapılan toplantıda “F.Bahçe ile Beşiktaş’ın Yüzde Yüz şike yaptığını” söylüyor, iki kulübü kafadan UEFA’ya jurnalliyordu.
Arıboğan, daha 4 Temmuz 2011’den itibaren yani “ortada henüz hiçbir resmî belge yokken” dönemin UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantino’yu Paralel Yapı’nın medyaya servis ettiği fabrikasyon gazete haberlerinden örnekler içeren mektuplarla dolduruyordu.
YARGISIZ İNFAZ
O süreçte, FETÖ’nün Fenerbahçe’ye Çökme Operasyonu kamuoyuna “Temiz Futbol” diye yutturuldu.
“Futbol Mühendisliği” hem sportif hem de siyasi neticeler doğurmak amacıyla hayata geçirilmişti.
***
Sadece Paralel Basın değil, iktidar yanlısı ve muhalif medyanın tamamına yakını; uydurma belgeler ve asparagas/yalan haberler eşliğinde F.Bahçe’ye yönelik yargısız infazda rol aldı.
Hapse atılan F.B Başkanı Aziz Yıldırım için “Ergenekon’un Kasası” iftirası dahil her türlü bühtanda bulunuldu, sayısız karalama yapıldı.
***
İtibar suikastına kurban giden F.Bahçe Kulübü 50 Milyon Euroluk mali kaybın yanı sıra lig yarışında Ayak Oyunları’na da uğradı, seri yaralar aldı…
-Bu durumdan ezeli rakibi G.Saray “her türlü” istifade etti!
***
Mister Arıboğan, TFF’deki Sarı Kırmızı atkılı lobiyle birlikte kirli görevini “başarıyla” yerine getirdi.
Arıboğan Lütfi, TFF’deki görevinden ayrıldıktan bir süre sonra (Temmuz 2012’de) adeta “hediye” olarak G.S. Sportif A.Ş’nin Genel Müdürlüğüne ışınlandı.
***
Kulüpteki görevi sırasında sarf ettiği şu sözler, pek manidardır:
“Tek rakibimiz, Türk Hava Yolları!” (Hürriyet, 2 Ocak 2014)
-Nedir?
-Kendisinin de içinde yer aldığı F.Bahçe’ye yönelik Çökertme Operasyonu’ndan sonra artık “rakipsiz kaldıklarını” anlatmaya çalışıyordu.
SARI KIRMIZI FORMALI “ŞAHANE TESADÜFLER”
Şike Kumpası sürecinde TFF’de “Genel Sekreter” olarak görev yapan Ebru Köksal, UEFA’ya raporlar gönderen ve yazışmaları sağlayan isimdi.
-TFF sonrasında, 2013’te G.S Yönetim Kurulunda yer aldı.
***
Aynı dönemde TFF’nin “Baş Hukuk Müşaviri” olarak etkili bir konumda bulunan İlhan Helvacı, sonrasında G.S Sportif A.Ş Yönetim Kurulunda görev aldı.
MASKELİ PARALEL YAZAR
Şike Kumpasının işaret fişekleri sayılabilecek yazılar, Junior Barlas’ın Haber X sitesinde “Rauf Atilla Polat” imzasıyla 2010’dan itibaren yayınlanmaya başladı.
Gerçek bir kişinin adını “müstear” olarak kullanan bu kişi FETÖ’nün Emniyet İmamı Osman Hilmi Özdil’den başkası değildi.
***
Paralel Özdil, aynı müstearla daha önceleri Fetullahçı Cevheri’nin “Aktif Haber” adlı sitesinde köşe yazmıştı.
Cevheri, 2009’da Star’a geçti ve “Ankara Haber Müdürü” oldu.
Onu, Star’da göreve getiren Sözde Gazeteci şahıs, vaktiyle Şike Kumpasını canla başla destekleyen kirli yayınlar yaptı.
Son günlerdeki F.Bahçe’ye yönelik malum operasyonda yine sahnede ve adeta bir “Yargıç” gibi hükümler vermeye devam ediyor; kamuoyunu yanıltmayı sürdürüyor.
ZEKERİYA ÖZKAÇAK
Şike Kumpasının önde gelen savcısı Fetullahçı Zekeriya Öz…
Ne “tesadüftür” ki…
Kumpastan bir sene kadar önce (4 Mayıs 2010’da) G.S. Kulübü’nün “Kongre Üyesi” yapıldı.
***
Şike Kumpası’nın medyadaki en müfteri isimlerinden biri olan Taraf gazetesinin çanak anteni G.Saraylı ROK, “Bu ülkede, bir gün gelecek, Zekeriya Öz’ün heykeli dikilecektir” diye ekranda attırıyordu.
***
Paralel Savcı Zekeriya, uzun bir süredir Almanya’da kaçak vaziyette yaşıyor.
“İktidar Yandaşı” rolünde oynayan ROK ise kamuoyunu yanıltma eksenli kirli görevine 2025 yılı biterken de tam gaz devam ediyor.
Asıl mesleği “madrabazlık” olan ve sayısız defosuna rağmen “bir türlü rezil olamayan” bu şahsın “dokunulmazlığı” nereden geliyor, acaba?
KRONOLOJİ’YE BUYURUN
Tam da burada, bir “Ara Kalıp” yapalım…
3 Temmuz 2011’deki FETÖ Yapımı Şike Kumpası’ndan itibaren yaklaşık bir yıllık süreçte Türkiye’de neler yaşandığını hatırlayalım…
13 Eylül 2011: Oslo görüşmeleri, Paralel Yapı tarafından sızdırıldı.
20 Eylül 2011: Ankara’da Kızılay Meydanı’na açılan Kumrular Caddesi’nde, PKK’nın şehir kanadı TAK’a bağlı teröristin bombalı saldırısı sonucu beş vatandaşımız katledildi.
Epey bir süre sonra, PKK’lı teröriste olay mahallinde “alan açanın” ve saldırı sonrasında şahsı yurt dışına “kaçıranın” bir Paralel Polis olduğu anlaşıldı!
28 Aralık 2011: Şırnak Uludere’de sınır kaçakçılığı yapan otuz dört Kürt sivil, “PKK’lı militan zannedilerek” Hava Kuvvetleri uçaklarının bombalaması sonucu öldürüldü.
Ancak, sonradan bu elim hadisenin baştan sona Fetullahçı subayların planladığı bir provokasyon olduğu ortaya çıktı!
6 Ocak 2012: Eski Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, Fetullahçı Emniyetçilerin ürettiği sahte belgelerle tutuklandı.
İki yıldan fazla bir süre haksız yere hapis yattı.
26. Genelkurmay Başkanı, Paralel Medya ve onun etkisindeki gazetelerce “Ergenekon Terör Örgütü’nün Lideri” iftirasına uğradı.
7 Şubat 2012: FETÖ, başta MİT Müsteşarı Hakan Fidan olmak üzere bazı üst düzey istihbaratçıları tutuklatmak istedi.
Düzmece gerekçelerle yapılan bu kumpas, akim kaldı.
12 Mayıs 2012: Fenerbahçe Stadı’ndaki Süper Final’de maç sonunda sakin bir biçimde takımlarına tezahürat yapan Fenerli taraftarlara, Fetullahçı polisler biber gazı fışkırtarak saldırdı. Olaylar patlak verdi. Paralel polisler stat dışında da provokatif saldırılarını sürdürdüler. Fatura F.Bahçe’ye kesildi.
***
3 Temmuz 2011’de Fenerbahçe’yi ele geçirmek için top yekûn saldıran FETÖ, 15 Temmuz 2016’da askeri darbe girişiminde bulundu.
-ABD’nin FETÖ eliyle Türkiye’yi işgal girişimi berhava edildi.
DÜNDEN BUGÜNE
3 Temmuz ise muhtelif Maskeli/Kripto Paralel elemanlarla sürüyordu…
Türkiye Süper Ayak Oyunları Ligi’nde Paralel MHK eliyle Fenerbahçe’ye yapılan kirli operasyonlar artarak devam etti.
***
F.Bahçe’nin yeni başkanı Sadettin Saran’ın Uyuşturucu Operasyonu kapsamında iki kez gözaltına alınıp ikisinde de serbest bırakılması sürecinde…
3 Temmuz 2011 kumpasının stratejik ortakları, bu olayı F.Bahçe’yi “her türlü” yıpratmak, Kulüp Başkanı’nı devirmek dahası camiaya ikinci bir “3 Temmuz Travması” yaşatmak için kullandılar.
Ancak, bir anda, çalışmadıkları yerden gelen sorularla “ava giderken, avlandılar!”
EXTRA TERRESTRIAL
Dün, Futbolda Bahis Soruşturması kapsamında 14’ü futbolcu 29 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.
Bu kişiler arasında, eski G.Saray Sportif A.Ş Başkan Vekili Erden Timur da yer aldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklamasında E.T.’nin banka hesaplarında şüpheli finansal işlemlere rastlandığı vurgulandı.
E.T’nin dahil olduğu 29 kişi “Müsabaka sonucunu etkileyecek şekilde bahis oynadıkları gerekçesiyle” gözaltına alındılar.
***
Çifte By Lock sahibi eski TFF Başkanı M.B ile vaktiyle ortaklık yapmış olan E.T. kulüpteki görevi döneminde “Bu ligi bitirtmeyiz!” diyerek babalanmıştı.
Şimdi de çıkıp “Bu davayı bitirtmeyiz!” diyecek midir, acaba?
UYKU TUTMAZ
Erden Timur’un gözaltına alınmasının ardından, F.Bahçe eski Başkanı Ali Koç’un anılan şahsa atfen sarf ettiği şu sözler de hatırlandı:
“Her gece yatarken bizi düşün! Özellikle benim başkanlığım bittikten sonra!”
OTUZ BEŞE BAKLA
Yeri gelmişken…
G.Saray Kulübü’nün eski yöneticilerinden Turgay Kıran’ın E.T hakkındaki sözlerini hatırlıyoruz:
“Erden Timur, G.Saray’a 35 Milyon Euro verdi. Kendisine ‘Bunu nereden getirip de verdin?’ diye defalarca sorduk. Cevabını alamadık…
Alamazken de ‘Aman ha, bu aramızdaki laflardır, aramızdaki işler açığa çıkmasın’ dedi…
Ben bir Galatasaraylı olarak, Erden Timur’un getirdiği 35 milyonu soramayacaksam eğer, neden G.S Kulübünün üyesiyim ki!”
YAMAN SUAL
G.Saray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, son günlerde sıkıntılı görünüyor.
Medyaya peş peşe açıklamalar yapıyor ama ikna edici olmaktan hayli uzakta kalıyor.
***
Özellikle de…
G.Saray’ın, yasadışı bahis şirketi M.’nin reklamını formasına alması unutulmuyor.
Bu şirketle yapılan sponsorluk sözleşmesinde imzası bulunan G.Saray Kulübü Yönetim Kurulu Genel Sekreteri E.Y “yasadışı bahis yapma” suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
Bakınız E.Y ne diyor: “Ben imza yetkilisi olduğum için suçlanıyorum. Bahsi geçen şirketle anlaşma, Yönetim Kurulu kararıyla yapılmıştı.”
***
Aynı sözleşmede imzası bulunan G.S Kulüp Başkanı D.A.Ö ise bir yılı aşkın bir süredir ifadeye dahi çağrılmadı!
-Acep, ne iştir?
ALTAYLI’NIN MUZİP TAVSİYESİ
G.S’nin eski yöneticilerinden Fatih Altaylı’nın “Dursun Başkan” hakkında söylediklerini de unutmuyoruz:
“Özbek, utanmak yerine kürsüye bir daha, bir daha çıkıp yalanlarını anlatıyor…
Kürsü performansı muazzam! Gözünü kırpmadan gerçek dışı şeyleri anlatabiliyor. Geçmişte söylediklerini inkâr edebiliyor.
G.S Başkanlığı onu kesmez; ona tavsiyem siyasete girmesidir!
Eğer medyayı kullanmayı biliyorsa, ki bildiğini biliyoruz…
Kulüp üzerinden çeşitli gazetecilere para aktardığını da biliyoruz. Hemen siyasete girmeli, çok kısa sürede parti genel başkanlığına kadar yükselir!”
DÖNER Mİ?
G.Saray’ın reklamını aldığı şirketin sahibi olan F.K’nın eski TFF Başkanı M.B’nin şirketiyle bağlantısı daha önce belgelenmişti.
Kırmızı Bülten ile aranan Mister Kılıçaslan’ın “Yüklü bir bağış yaparak Siyonist İsrail devletinden sığınma talep ettiği” öne sürülüyor!