“Sayın Kılıçdaroğlu ile ilgili ilginç bir şeyler geldi. On, on beş gün önceydi. Belki de Kılıçdaroğlu’nu koltuğundan edecek bir bilgi, belge. Delilleriyle geldi…
Biz belden aşağı siyaset yapmıyoruz. Bunu elimizin tersiyle ittik. Üzerine atlamış olsaydık, Kılıçdaroğlu CHP Genel Merkezi’nde bir gün dahi kalamazdı…”
*
5 Şubat 2022’de CNN Türk’te sarf edilen bu sözler, Ak Partili Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan’a ait…
Sayan, 1996-2014 tarihleri arasında CHP’liydi.
Mayıs 2010’daki Deniz Baykal’a yönelik kaset operasyonunun, eski partisini nasıl ve dahi hangi amaçla teslim aldığını çok iyi bilen bir siyasetçidir.
*
“Kasetle geleni, kasetle gönderme siyaseti, bizim işimiz değil” demeye getirerek, doğru bir duruşu işaretliyor.
ONÜÇ YIL ÖNCE FRANKFURT
Şimdi bakınız, ne diyeceğim?
Bu sütunda, birçok kez 2009 yılının Kasım ayında Almanya’da -Frankfurt’taki Kempinski Otel’de- yaşanan fevkalade ilginç bir “kement atma” operasyonundan bahsettim.
Başrolde dönemin CHP Grup Başkan Vekili Mister Kemal vardı…
Olay yerinde Alman Dış İstihbarat Teşkilatı (BND) konuşlanmıştı…
Mister Kemal, o hadise yaşanırken “Birkaç ay sonrasında CHP lideri Deniz Baykal’ın kasetle koltuğunu kaybedeceğini ve yerine kendisinin getirileceğini” öğrendi!
Buna karşılık…
Yaşadığı meşum “kement” olayı, kendisinin “kontrol altına alınması” anlamına da geliyordu!
Eh, Mister Kasetdaroğlu’na “Kontrollü Kemal” dememiz boşuna değildir.
ACABA?
Bütün bu hatırlatmalardan sonra, sual şudur:
Savcı Sayan’ın ekranda dile getirdiği “Kemal Bey’i koltuğundan edebilecek kadar ciddi, belgeli olay” acaba Kasım 2009’daki “kement” hadisesi midir?
-İşte, bunu bilemiyoruz.
İHTİMAL HESABI
Savcı Sayan “Elimizin tersiyle ittik” diyerek, iktidarın “Belden aşağı siyaset yapmayacağını” ihtimamla vurguladı.
Burası tamam…
Ancak, mevzu burada bitmiyor!
*
İstanbul’daki Derin Baronlar, Baykal’a kaset operasyonunu FETÖ eliyle yapmışlardı…
Mister Kemal’i “kasetle” getiren güç odağının onu “kasetle gönderebileceği” ihtimalini de akılda tutmak gerekiyor!
Zaten…
“Kontrollü Kemal” olmasının sırrı, buradadır.
*
Peki, hangi şartlarda “böylesi bir gönderme” gerçekleşebilir?
El Cevap:
-Bir şekilde kontrolden çıktığı anda…
“Kempinski Hayaleti’nin, Kasetdaroğlu’nun rüyalarını dahi geçip gerçek hayatta kendisine görünmeye başlayacağını” öngörmek zor değildir!
Dikkat…
-Belki de “başlamış” bile olabilir!
“ÖZGÜVEN” PATLAMASI
Bütün bunlardan sonra, arzın merkezindeki mevzuya geliyoruz…
Kemal Bey, Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunu “Çantada Keklik!” gördüğü için “Millet İttifakının adayı, mutlaka ben olmalıyım” diye düşünüyor.
Bundan dolayıdır ki…
İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlarının “Yerlerinde durmaları gerektiğini” vurguluyor!
Ayrıca…
“Erdoğan’ın üçüncü dönem adaylığına itirazımız yok…
Soğukkanlılıkla sandığı bekleyeceğiz” diye konuşması “özgüvenini” gösteriyor!
Yani: “Girsin, girsin; zaten kaybedecek!” diye düşündüğü aşikâr…
ZURNANIN “ZIRT” DEDİĞİ YER
Buradaki yaman soru ise şudur:
-Acaba, Mister Kemal’i kasetle getirenler, onu Cumhurbaşkanı adayı yapacaklar mı?
İşte Kemal Kasetdaroğlu için “zurnanın zırt dediği yer” burasıdır!
*
Eh…
“Aynen Genel Başkanı gibi, Cumhurbaşkanı adayı olabilmek için yanıp tutuşan ve seçimi ikinci turda Çantada Keklik gören” biri daha var!
-Ekrem İmamson!
*
İstanbul’daki derin baronların kendisine ta en başından beri “Mavi Boncuk” taktığını düşünüyor.
İngiliz Büyükelçi ile balıkçıda buluşması ve ABD’nin yeni büyükelçisinin kendisini apar topar ziyaret etmesi…
“Kifayetsiz Muhteris” İmamson’un yelkenlerini iyice şişirdi!
UZAYDAN GEÇİLEN MESAJ
Özellikle de, Amerikan Elçisi Flake’in ziyareti sonrasında; Mister Kemal’in uzay aracındakilerin CHP Genel Merkezi’ne şu acil mesajı geçtiklerine kuşku yoktur:
“Houston, pardon Söğütözü bir sorunumuz var!”
EZCÜMLE
İstanbul Baronları, Mister Kemal’e “Portakal, orada kal. Mavi Boncuk İmamson’da!” derlerse…
Kasetdaroğlu da aday olma arzusunda ısrar ederse…
İşte, o vakit Kempinski’de “Kapalı Kapıların Ardında” yaşanan enteresan hadise, gün ışığına çıkıverir!
*
Not: Derin Almanya ile bağlantılı Der Spiegel dergisindeki “İmamson Güzellemeleri” de hesaba dâhildir.