Fransa'da vaziyet fena! Halk günlerdir ayakta; protestolar yayılıyor. Grevler ulaştırma sektörüne de sıçradı. 10 Haziran'da başlayacak Avrupa Futbol Şampiyonası öncesinde güvenlik endişesi zirveye çıkmış durumda! “Euro 2016 başlar da, acaba tamamlanabilir mi?” Bunu, kimse garanti edemiyor!
Platini'nin, tam altı yıl önce “bir oy” farkla “Türkiye yerine Fransa'ya giden” organizasyon için konuştuklarını çoktan unuttuk: “Turnuva Türkiye'de düzenlenseydi, Ramazan ayına rastlayacağı için sorun çıkabilirdi! Ayrıca, terör olayları da var!” diyerek hem kapalı kapılar ardında neler çevirdiğini açık etmişti hem de Haçlı Kafası'nı sahneye çıkarmıştı!
Vaktiyle, Platini “Derin İtalya” demek olan Agnelli Ailesi'nin takımı Juventus'un futbolcusuydu. Teknik direktörlük döneminden sonra UEFA Başkanlığı yaptı. Fenerbahçe'yi vuran Şike Kumpası'nın UEFA'daki “astığı astık, kestiği kestik” ayağıydı!
Öyle bir gün geldi ki; Michel Platini, Sepp Blatter ile birlikte “yolsuzluk ve rüşvete karışmaktan dolayı” futbolla ilgili bütün organizasyonlardan altı yıl süreyle men edildi. Sonradan cezası dört yıla indirildi.
*
Düzenbaz Platini, şu sıra Fransa'daki ayaklanmalar için ne düşünüyordur, acaba? Altı yıl önce, Türkiye'ye o lafları söyle; Euro 2016'nın vakti geldiğinde ise Fransa “son dönemde hiç olmadığı kadar” karışıversin! Kaderin cilvesi!
*
Bizdeki Gezi'ci Medya, Fransa'da yaşananlara gözlerini faltaşı gibi kapatmış durumda! “Fransızların ayaklanması” manşeti geçtim çoğu kez haber bile olmuyor. Olanlar da, iç sayfalarda gizleniyor! Şiddet uygulayan Fransız polisinin görüntülerine ve fotoğraflarına “yok” muamelesi yapılıyor!
Dahası var: Fransa'daki ayaklanmanın, protestoların, grevlerin varlığından bile kuşku duyanlara rastlanıyor; içimizdeki “Atlantik Okyanusu Medyası”nda!
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'la selfie çektirip “John ciğer kuzu sarması” olduktan sonra “Aslı Baydıntaşbaş” diye anılmaya başlayan “Amerikan iliştirilmişi” malum “gazeteci” mesela…
Şu akla ziyan tweet'i yazabildi: “Bu Fransa'daki protestoları sadece havuz medyasından ve trollerden okuduk. Var mı, yok mu emin bile olamıyorum.”
Baydıntaşbaş, “emin olabilmek için” Joe Biden'a telefon açıp “Fransa'da neler oluyor?” diye sorabilir, pekâlâ! Olmadı, François Hollande'a ulaşıp ülkesindeki vaziyetin vahametini öğrenebilir!
*
Kimilerinin “Avrupa Baharı” diye nitelediği Fransa'daki devasa olaylar, bizdeki Gezi Kalkışması'nın üçüncü yıldönümüne rastladı!
Merhum Mustafa Koch Gezi Kalkışması'nı “Yetmişlik teyzeden zarar mı gelir?”e indirgemişti!
Sihirbazlık, gözbağcılık denemesi yapmıştı.
Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ni basma girişiminde bulunan DHKP-C'liler mi?
-Hepsi, yetmişlik teyzelerdi!
*
Otomotiv dünyasının “devlerinden” FIAT şirketinin üçüncü kuşak patronu olan John Elkann, Mustafa Koch'un kankasıydı…
Sinyor Elkann'ın, Tofaş'ı hatırlatarak “Koch Holding'le sağlam bir ortaklığımız var. Mustafa Koch'la hemen her konuda sıkça konuşuruz” dediği medyaya yansımıştı. (Sabah, 3 Mart 2005)
1976 doğumlu John Elkann, 2010 yılında grubun başına geçtiğinde FIAT'ın “en genç başkanı” olma unvanını elde etmişti.
Agnelli Ailesi'nin günümüzdeki varisi Elkann, İngiltere'de çıkan The Economist dergisinin yönetim kurulu üyesiydi; ardından sahibi oldu. Bağımsız Müslüman Türkiye'ye karşı saldırgan yayınlarıyla bildiğimiz The Economist, 2011'deki genel seçimde CHP'ye, 2015'deki iki genel seçimde ise HDPKK'ya “oy istemişti!”
New York'ta dünyaya gelen Elkann'ın babası Fransız Yahudisi gazeteci-yazar Alain Elkann'dır. Annesi Margherita Agnelli'dir.
Yani? Sinyor Elkann Derin İtalya'nın Baronu Gianni Agnelli'nin (1921-2003) torunudur.
*
John Elkann'ın kuzeni, 1975 doğumlu Andrea Agnelli ise bir zamanlar Michel Platini'nin formasını giydiği Juventus Kulübü'nün günümüzdeki başkanıdır. Ekim 2013'te dönemin G.Saray Başkanı Ünal Aysal Londra'daki 'Futbolun Liderleri' konferansında Gianni Agnelli ile buluşmuştu.
Uzun yıllardır Koch Ailesi'nin mutemet “elemanı” olan Mösyö Ünal Aysal'ın sadece Belçika değil İtalya bağlantıları da kuvvetlidir!
Galatasaray Başkanlığı'nı bıraktıktan sonra spor sayfalarından daha ziyade magazin sayfalarında yer alan Aysal'ın son dönemdeki favori parçasının “Bu akşam ölürüm beni kimse tutamaz!” adlı şarkı olduğunu yine magazin sütunlarından öğreniyoruz!
Aysal, gittiği tüm eğlence mekânlarında, Murat Kekilli'nin şu “bunalım takılan” şarkısının çalınmasını istiyormuş! Neden acaba?
G.S Kulübü'nün şimdilerdeki “berbat” mali durumunun “en büyük sorumlusu” olarak kabul edilen Aysal'ı sarı kırmızılı kulübe Mayıs 2011'de başkan yaptırtan mı; Vehbi Koch'un damadı Mösyö İnan Kıraç'tır! Kıraç, 12 Haziran 2011'deki genel seçimi Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP'nin kazanacağından o kadar emindi ki, Cüneyt Arcayürek'le bahse bile girmişti!