Dün, büyük bir acı daha yaşadık: İstanbul Beyazıt'taki bombalı saldırıda yedi polisimiz şehit oldu; dört vatandaşımız hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin. Aziz milletimizin başı sağ olsun.
*
Bağımsız Müslüman Türkiye, başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin kumanda ettiği Terör Örgütü'nün saldırısı altındadır. Güvenlik güçlerimiz PKK ile mücadele ederken, aynı zamanda ABD, İsrail, Almanya, İngiltere, Ermenistan vesaire ile savaşıyor!
Haçlı Siyonist İttifakı, bir taraftan PKK terör örgütü diğer yandan Paralel terör örgütü eliyle Türkiye'ye diz çöktürtüp teslim almak, vatanımızı sömürgeleştirmek istiyor!
HDPKK, Paralel Yapı ve CHP “troyka”dır. Bağımsız Türkiye'yi yıkmak amacıyla güç birliği içindedirler. Derin patronları aynıdır!
17 Aralık darbe girişimini yapan Paralel Terör Örgütü'ne ABD canla başla sahip çıkıyor. Washington yönetimi, FETÖ'yü koynunda besliyor. ABD Dışişleri Sözcüsü, “Gulen hareketini terör örgütü olarak görmüyoruz” diyerek Amerikan devletinin FETÖ'yü himaye ettiğini ayan beyan gösterdi!
Böylece aslında “Bunlar bizim elemanımızdır; bize çalışan bir örgüttür” demiş oldular!
*
24 Temmuz 2015'ten bu tarafa ağır bir yenilgiyi yaşamakta olan terör örgütü son saldırı ile “Hala ayaktayım” mesajı veriyor. PKK'nın, sadece arkasında değil; bütün hücrelerinde ABD vardır.
Terörizmle eş anlamlı HDPKK'lıların küstahlığı işte bundan dolayıdır. Terör Partisi HDP'nin eş genel piyonu, Washington'ı “su yolu” yapmıştır. Sufle veya talimat aldığı yer orasıdır.
Yerkürede ve bölgemizde Terörizmin Mühendisi olan ABD, PKK'nın Suriye kolu YPG'yi terör örgütü olarak kabul etmiyor!
YPG'den “ortağı” olarak söz ediyor. Böylesi bir sahiplenme ile de aslında terör örgütünün patronu olduğunu kanıtlıyor!
*
İstanbul'daki bombalı saldırının siyasal istikrarsızlığa davetiye çıkarmak istediği aşikârdır. “AK Parti'nin tek başına iktidarda olduğu bir Türkiye” istenmiyor.Çevik Kuvvet polisine yönelik bombalı saldırıyla kanlı “mesaj” veriliyor. Türkiye'deki Baronsal Gladio PKK'nın çöküşüne, bitirilmesine “itiraz” ediyor!
Vezneciler'deki terör saldırısının, 7 Haziran 2015'teki genel seçimin birinci yıldönümünde gerçekleştirilmesi dikkat çekicidir.
7 Haziran'dan “Koalisyon” fotoğrafı çıkmıştı; dahası Terör Partisi HDP'yi koalisyona taşımayı amaçlayan “Yüzde 60'lık blok" hesabı kurulmuştu! Bu senaryonun gerçekleştirilebilmesi için, Kılıçdaroğlu Bahçeli'ye “altın tepsi” içinde “Başbakanlık” koltuğunu takdim etmişti! Bahçeli, CHP liderine ağzının payını vermiş, “cazip teklifi” çöpe atmış, oyunu bozmuştu…
MHP liderinin, geçenlerde 7 Haziran'a atıfta bulunurken söyledikleri, henüz hafızalarımızda tazedir.
Şöyle diyordu, Bahçeli: “MHP'yi Kandil'in yanına çekmeyi düşünüyorlar, akıllarınca şahsıma Başbakanlık öneriyorlardı. Hiç utanmadan MHP'yi tarihi rotasından çıkarıp PKK ile yan yana getirmeyi projelendiriyorlardı.”
Bahçeli'nin isabetle çektiği işbu siyasi fotoğrafta, CHP ve HDP neredeyse aynı parti gibidir, kaynaşmıştır. CHP mi, Terör Partisi'ne 7 Haziran'da Kızılay'lık yapmıştı. “Birlikte iyi salladık” demişlerdi!
Bütün bunlardan sonra, kimin ısrarla “Kan dökülür!” dediğini hesaba katalım! Asla eleştirmediği ABD'deki başkanlık sistemine hiçbir itirazı bulunmayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'de başkanlık sistemi tartışılırken aba altından kanlı sopa gösteriyor! Kendisini CHP'nin başına getirenler ve her daim sufle verenlerin dublajını yapıyor, “talimatını” uyguluyor!
*
Kemal Kılıçdaroğlu, son Almanya ziyaretinde; PKK destekçisi Cem Özdemir'le “mutluluk” pozları vermişti. Alman Meclisi'nde kabul edilen Ermeni tasarısında başrol oynayan Cem Özdemir'in ne denli bir Türkiye düşmanı olduğunu geçtiğimiz hafta bir defa daha gördük!
Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Cem Özdemir, geçtiğimiz Eylül ayında “camları kırılan” Hürriyet'e destek ziyareti yapmıştı. Özdemir, bu ziyaretten kısa bir süre önce Cizre'deydi ve orada “Cizre Belediye Başkanı Leyla İmret dışında başka bir belediye başkanı tanımıyoruz. Havuz medyası burada olup bitenleri saklamış olabilir ama sesiniz Avrupa'ya kadar geldi!” diyerek HDPKK'ya koltuk çıkmıştı.
Atlantik Okyanusu Medyası'nın “Yoldaşı” Özdemir'in asıl rahatsızlığı, PKK'nın Cizre'yi ele geçiremeyişi ve terör örgütünün ağır bir yenilgiye uğramasıydı!
Cem Özdemir, German Marshall Fund 'Transatlantik' üyesidir. GMF'nin, en başta CIA Batılı istihbarat servisleriyle münasebeti bir sır değildir. Kemal Kılıçdaroğlu mu, CIA'in kurduğu NED'in yıllardır fonladığı TESEV'in kurucu üyesidir. (On yedi yıl boyunca TESEV'i yöneten de John Paker'dir!)
“Kan” diliyle konuşan Kılıçdaroğlu, “Alman Malı” Özdemir ile aynı “Kısa Kılıç” şebekesinin elemanıdır! Yani? Mal, meydandadır!
Tamer Korkmaz
Ramazan’ın ikinci gününde terör saldırısı!
08 Haziran 2016, Çarşamba