Bağımsız Müslüman Türkiye, Haçlı-Siyonist Terör Konsorsiyumu'nun saldırısı altındadır! Batılı devletlerin emrindeki PKK terör örgütü, bir kez daha canlı bombalarını patlattı: 44 şehidimiz var…
*
2016 yılı içinde, İstanbul'daki beşinci canlı bomba saldırısıydı…
Adı konulmamış bir “Dünya Savaşı” yaşanıyor.
Beşiktaş'taki son terör saldırısı da işte bu kapsamdadır!
Terör'ün Mühendisi ABD ile AB devletlerinin yönetimindeki PKK ve FETÖ'ye karşı devasa mücadele veren bir Bağımsız Türkiye var…
Özgür Suriye Ordusu'nu destekleyen TSK; başarıyla sürdürdüğü “Fırat Kalkanı” harekâtı çerçevesinde “Amerika'nın himaye ettiği Terör Koridoru'nu kesip attıktan sonra” artık El Bab'ın içindedir…
Buradan sonra gidilecek ilk yer de; ABD'nin “Kara Ordusu” konumundaki PKK-YPG teröristlerinin kontrol ettiği Mümbiç'tir!
El Bab dediğimizde; Halep'e ve Rakka'ya açılacak bir kapıdan da söz etmiş oluyoruz!
PKK'nın İstanbul'daki canlı bomba saldırısı, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle alakalı değişiklik teklifinin Meclis'e sunulmasıyla “aynı gün içinde” gerçekleşirken; saldırı, aynı zamanda “Türkiye'nin El Bab'taki varlığına ve de bölgedeki ilerleyişine yönelik kanlı bir cevap” olarak da dikkat çekiyor!
Ankara; Amerika Birleşik Terör Devleti'nin beş yüz kadar askeriyle yanı başında saf tuttuğu PKK'nın Mümbiç'teki terör varlığına gereken cevabı vermek mecburiyetindedir ve hak ettiği karşılığı da verecektir!
Türkiye Cumhuriyeti; Haçlı Siyonist İttifakı'na ve onların içerideki iliştirilmiş piyonlarına asla boyun eğmeyecektir!
Bağımsız Müslüman Türkiye'nin bölgemizdeki “adı konulmamış dünya savaşında” aslında “en başta ABD olmak üzere Batılı devletlerle savaştığı” gerçeği, her geçen gün biraz daha aşikâr hale geliyor…
ABD'nin Ankara Büyükelçisi olduğu dönemde Paralel Amerikancı Zaman'ın el üstünde tuttuğu Eric Edelman; İstanbul-Beşiktaş'taki terör saldırısından bir gün evvelinde “Türkiye, iç savaşa doğru gidiyor!” diye konuştu!
Bu lafı; “Amerikan devletinin Türkiye'de iç savaş çıkarabilmek için elinden gelen bütün gayreti göstereceği!” şeklinde okumak gerekiyor!
*
ABD, İsrail ve AB; Terörizm'le eş anlamlı sözcüklerdir!
Sadece PKK terör örgütü ile FETÖ değil, DAEŞ de Batılı devletlere bağlı Terör Konsorsiyumu'na dâhildir!
Batılı devletler ile onların içimizdeki işbirlikçileri; Türkiye'nin PKK ve FETÖ ile mücadelesinden fevkalade rahatsızdır…
Türkiye'de her kim “ABD ve AB ile ilişkilerimizi düzeltelim; onlarla daima uyum ve işbirliği içinde olalım” diyorsa bunların alayı Türkiye'ye ihanet içindedir.
Ecnebi CHP'nin yönetiminden Baronsal Doğan Medyası'na kadar malum işbirlikçi cephede yer alanlar; şimdiye kadar ABD ve AB'nin PKK ile FETÖ'ye verdiği desteği+bu örgütleri yönetiyor olmasını tek kelime dahi eleştirmediler. Bu durumdan hiç rahatsızlık duymadılar!
Dahası, işte bu işbirlikçi Batıcı safta yer tutanlar; Ankara'nın PKK ve FETÖ'ye karşı başarıyla yürüttüğü mücadeleden şikâyetçidirler!
Üstelik kararlılıkla yürütülen bu mücadeleyi “akamete uğratmak için” çabalıyorlar!
“Olağanüstü Hal acilen kaldırılsın!” diye babalananların tamamı, Türkiye'nin terör örgütleriyle kıyasıya mücadelesinde tökezlemesini, zafiyet göstermesini isteyenlerdir…
Bu cenahtakiler; sanki “PKK, 20 Temmuz 2015 tarihinden itibaren tekrardan terör saldırılarına başlamamış gibi” ve de sanki “15 Temmuz 2016'da FETÖ darbe kalkışması olmamış gibi” davranıyorlar!
Komprador Burjuvazi'nin simge kuruluşu TÜSİAD'ın başındaki Hanımefendi; daha geçenlerde “Avrupa Birliği'ni incitmeyelim” diye Batılıların namı hesabına konuşmadı mı? Artı, “OHAL acilen kaldırılsın” demedi mi?
Evet, bunları söyledi! Bu tür sözler; Türkiye'nin Batıcı Terörizm'le mücadelesini köstekleyemeye, zayıflatmaya yarar! İstanbul'daki son terör saldırısı; “OHAL kaldırılsın!” diye bağıranların nasıl da büyük bir vebal altında olduklarını ortaya koymuştur.
*
İstanbul'daki terör saldırısından sonra; Batılı devletlere mensup sözcülerin tamamen “vaziyeti kurtarmaya” yönelik olarak, bir başka deyişle “yasak savma kabilinden” yaptıkları “kınama” açıklamalarının hiçbir kıymeti yoktur!
“ABD'sinden AB'sine kadar” bunların alayı PKK terör örgütünün arkasındadır; “Türkiye'nin terörle vurulmasından dolayı” kapalı kapılar ardında ellerini ovuşturuyorlar!
Hiç kimse aklımıza hakaret etmesin; hakikat aynen böyledir!
Terör saldırısının hemen ardından; Martin Schulz ile Federica Mogherini tarafından yapılan ilk açıklamalarda; adı geçen bu Avrupa Birliği sözcülerinin, saldırıdan bahsederken “TERÖR” diyemediklerini de not edelim!
Beşiktaş'ta terör saldırısının yaşandığı noktaya dün “çelenk bırakan” AB üyesi Hollanda devletinin konsolosu da PKK'lı katillerden farksızdır!
Bir süre önce Terör Partisi HDP'nin TBMM'deki grup toplantısına katılarak ön sıralara oturan Avrupa Birliği üyesi bazı büyükelçiler ile kimi büyükelçilik mensuplarının da elleri kanlıdır! Onlar da İstanbul'da saldıran PKK'lı canlı bombalar kadar katildirler!
Tamer Korkmaz
PKK’lı canlı bombaların Batılı patronları…
13 Aralık 2016, Salı