Kemal Kılıçdaroğlu “Bütün hayatım FETÖ'cülerle mücadele ile geçti” diyor! Yalandan kim ölmüş? “Kemal-i afiyetle” yalan söylüyor. Hayatı kuyruklu yalanlar üzerine kuruludur.
Altı yıldır oturduğu CHP'nin genel başkanlık koltuğu; FETÖ'nün kaset operasyonu neticesinde kendisine teslim edildi!
Sahi, Kılıçdardoğlu'na Baykal'ın istifasına yol açan malum kasetin bir kopyasını “kimler” ulaştırdı? Cevabı üzerinde, bir sorudur!
***
Komprador Burjuvazi (ABD'ye bağlı İstanbul'daki Derin Baronlar); Baykal'a yönelik kaset operasyonunu FETÖ'nün eliyle gerçekleştirdiler.
Baronların sufleleriyle, talimatlarıyla genel başkanlık yapan Kemal Kılıçdaroğlu, hangi “mücadeleden” bahsediyor?
Fetullahçı Terör Örgütü ile “mücadele etmesi” ne kelime; CHP'nin lideri, bütün hücreleriyle onlarla “işbirliği” içindeydi:
-Halen daha FETÖ'yü “koruyup, kollamaya” çabalıyor!
***
Kılıçdaroğlu'nun FETÖ ile “stratejik ortaklığa” girmesi, Baronlar'ın yönlendirmesiyle oldu…
Hem Kılıçdaroğlu'na, hem de Paralel Yapı'nın önde gelenlerine; “AKP Hükümeti'ne ve Erdoğan'a karşı birlikte mücadele edin” telkinleri malum “derin güç odağı” tarafından yapıldı.
7 Şubat 2012 tarihindeki krizin hemen sonrasında; Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP, FETÖ ile gizlice sistemli bir işbirliğine girişti…
Özellikle 17 Aralık 2013'ten sonra FETÖ'nün pasladığı ne kadar “kirli malzeme” varsa; dublajını CHP'nin Meclis Grubu'nda Kılıçdaroğlu yaptı. Sonuç alamadı…
Kemal Kılıçdaroğlu, Paralel Yapı'nın 17 ve 25 Aralık 2013'teki darbe kalkışmasını canla başla destekledi! Bu darbe girişimi sürecini “yolsuzluk operasyonu” olarak gördü. O dönemde, FETÖ ile işbirliği zirveye çıktı.
FETÖ'nün genel manada Bağımsız Türkiye ile özelde ise AK Parti Hükümeti ile mücadelesinde; CHP yönetimi, Paralel'in “en önde gelen” yandaşıdır.
***
17 Aralık 2013 sonrasında; Baronsal Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün kanalı Samanyolu'nda aynen şunları söylemişti:
“Emin olun, bunun yurtdışına kaçmaktan başka bir çaresi yoktur. Erdoğan için söylüyorum!
Kaçsa da onu bu ülkeye getireceğiz! Bunun kurtuluşu yok, yargılanacak!”
Tam da burada; 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Almanya'ya kaçtı” kuyruklu yalanının nasıl pişirildiğini hatırlayalım!
Eğri oturup, doğru konuşalım:
Şayet, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi başarılı olsaydı; Kılıçdaroğlu işbu Amerikancı-NATO'cu darbeyi alkışlayacaktı!
Erdoğan ve AK Parti'ye söylemediğini bırakmayacaktı!
15 Temmuz'un öncesinde Kılıçdaroğlu ve yönetiminin FETÖ ile seri paslaşmalarını hatta “tandem oynadıklarını” gözlerimizin önüne getirelim!
Darbe kalkışması başarısız olunca; Kemal Kılıçdaroğlu “vaziyeti kurtarabilmek için” FETÖ'ye ve darbesine karşı imiş gibi (geçici) bir söylem geliştirdi. Nitekim kısa bir süre zarfında da fabrika ayarlarına dönüverdi.
Kemal Bey, o manevrayı yaptığı ilk günlerde “kimlerin darbeye kalkıştığını” bile açıkça söyleyemiyordu! Bir türlü, FETÖ diyemiyordu!
Zorda kalınca “yasak savma kabilinden” konuşmaya başladı…
15 Temmuz'daki FETÖ darbe girişiminin arkasında CIA/ABD'nin olduğu gerçeğini hiç söyleyemedi: Hep gizlemeye çalıştı/çalışıyor!
***
“Kemal Kılıçdaroğlu yönetimini Cemaat ile (Paralel Yapı) işbirliği yapmakla suçladığı” gerekçesiyle CHP Disiplin Kurulu'na verilen ve bu süreçte istifa eden (26 Ocak 2015) İzmir Milletvekili Birgül AymanGüler; 15 Temmuz'dan hemen sonra “CHP de içindeki Paralelcilerden arınmalıdır” diye konuştu! (26 Temmuz 2016)
Sadece Birgül Hanım'ın yaşadıkları bile; Kemal Kılıçdaroğlu'nun “Hayatım FETÖ ile mücadele ile geçti” sözünün ne denli bir palavraolduğunu göstermeye yetiyor!
Kısa bir süre evvelinde; Kılıçdaroğlu, CNN Türk ekranında (yani kendi sahasında ve seyircisinin önünde) “Önüne geleni FETÖ'cü diye içeriye alıyorlar. Danışmanımı da aldılar” diye şekva ediyordu…
“Danışmanınız FETÖ'cü değil mi?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu aynen şu cevabı verdi:
“Bilmiyorum, olabilir…”
***
Danışmanının FETÖ'ye mensup olduğunu Kılıçdaroğlu gayet iyi biliyordu:
Tam da bu yüzden; o şahsı “danışmanı” yapmıştı!