Yüksek Seçim Kurulu, CHP'nin referandumun iptali için yaptığı başvuruyu reddetti: Komprador Burjuvazi'nin partisi CHP'nin oyunu bozuldu.
CHP'nin tarihi; seçim yenilgileriyle, hazımsızlıklarla ve dahi iptal başvurularıyla doludur.
Sonucuna itiraz etmedikleri tek seçim, 1946 seçimleriymiş!
HİLE ile eş anlamlı olarak anılan 21 Temmuz 1946'daki bu ilk genel seçimde “açık oy, gizli tasnif” usulü geçerliydi!
CHP'nin siyasal tarihimizde “tek başına iktidara” geldiği yegâne seçimden söz ediyoruz:
İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçilmiş; başbakanlığa Recep Peker'i atamıştır.
Çok partili ve “tek dereceli” ilk seçimden sonra kurulan bu ilk hükümet, 7 Eylül 1946'da “devalüasyon” kararı almıştır.
Devalüasyondan yirmi gün sonra 27 Eylül 1946'da Türkiye kırk yedi milyon dolarlık bir iştirak hissesi ile Milletlerarası Para Sandığı'na (sonradan IMF/Uluslararası Para Fonu) kabul edilme işlemlerini başlatmıştır.
Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'na katılması ise 11 Mart 1947 tarihinde gerçekleşmiştir.
*
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, kaset operasyonunun hemen ardından CHP'nin başına getirildiği 2010 senesi mi; aynı zamanda Bağımsız Türkiye'nin IMF'ye “Elveda” dediği yıldır!
14 Mayıs 2013 tarihinde ise Türkiye IMF'ye borcunun son taksiti olan 422 milyon doları ödeyerek defteri kapatmıştır.
Komprador Burjuvazi, Türkiye'nin IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapmamasından bir başka söyleyişle işbu “ekonomik boyunduruk” örgütüne kapıyı göstermesinden dolayı fevkalade rahatsız olmuştu.
16 Nisan'daki referandumdan “Evet” sonucunun çıkması da Komprador Burjuvazi'yi (İstanbul'daki Derin Baronlar) büyük bir hayal kırıklığına uğrattı.
Türkiye'deki Baronlar, referandumdan “Hayır” oyu çıkması için kampanya yapan Batılı devletlerle bütün hücreleriyle işbirliği içerisindedirler. Onların Türkiye'deki temsilcileri olarak “özel ve derin bir görev” ifa ediyorlar!
*
Tertemiz referandum sonucuna gölge düşürebilmek için; Baronsal CHP her türlü çirkefliği sergiliyor.
Bir kez daha sandıkta kaybeden Hazımsız CHP, “AGİT'ten medet umarak” yaygara koparıyor.
Bağımsız Müslüman Türkiye'nin “azılı düşmanı” olan Batılı devletleri ve teşkilatları yardıma çağırdılar!
Referandumu izlemek üzere Türkiye'ye gelen AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) ile AKPM (Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi) heyetinde Türkiye karşıtı ve de kaşarlanmış PKK taraftarı isimlerin bulunması, 16 Nisan'dan evvel hazırlanan bir tertibin varlığına işaret ediyor!
Avrupa Parlamenter Meclisi'nin gözlemci olarak gönderdiği Alman politikacı Andrej Hunko'nun birçok PKK eyleminde ön saflarda yer alıp, fotoğraflar çektirdiği ortaya çıkmıştır!
“Hayır” kampanyasında “görev” alan Hunko ve arkadaşları, referandumda AGİT'le koordineli olarak çalışmışlardır.
AGİT'in Danimarkalı gözlemcisi Nikolaj Villumsen de aktif olarak “Hayır” kampanyasına katılmıştır…
Hatta, bu şahsın PKK terör örgütünün Suriye uzantısı YPG için yardım topladığı deşifre olmuştur.
“Tarafsız gözlemci” diye sundukları isimlerin “neredeyse tamamı” PKK'nın yandaşıdır.
O skandal raporu yazmadan önce, AGİT heyetinin “Avrupa Birliği elçilerinden talimat aldığı” saptanmıştır!
“Hayır” kampanyasına kucak açarken, “Evet” toplantılarını yasaklayan AB devletlerinin “iyi hal kâğıdı” yoktur.
16 Nisan'da Türkiye'de sandıktan çıkan demokratik tercihe leke sürmeye yeltenen AB; işbu psikolojik harbi FETÖ, HDPKK ve CHP ile yakın işbirliği içerisinde sürdürüyor!
*
CHP'nin Bilderberg'çi vekili Şafak Pavey, 7 Haziran 2015 genel seçiminin ertesi günü havalimanında karşılaştığı Terör Partisi HDP'nin eş genel piyonu Selahattin Demirtaş'a “Birlikte iyi salladık” demişti!
7 Haziran 2015 seçimi sonrasında HDP ile CHP'nin farklı itirazları üzerine İstanbul İl Seçim Kurulu'nun hangi kararı almış olduğunu tam da burada hatırlayalım…
CHP'nin itirazı üzerine 12 Haziran 2015'te alınan kararda; İl Seçim Kurulu, “Sandık kurulunun hatalarından doğan şekil noksanlıklarının oyların iptali için yeterli bir neden olmadığını” vurgulamıştı!
HDP'nin itirazı üzerine 13 Haziran 2015'te alınan kararda ise “Mühürsüz olması sebebiyle geçersiz sayılan oy pusulalarının geçerli sayılmasına…” ifadesi yer almıştı!
*
CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, 16 Nisan'dan evvel bir televizyon kanalında ne demişti:
“Biz parti olarak bütün sandıklarda örgütlüyüz. SEÇSİS denilen sistemde herhangi bir oy hırsızlığına imkân yoktur!”