Tamer Korkmaz
Onun kumandası, Sam Amca’sının elinde…
Kemal Kılıçdaroğlu, birkaç gün önce “Bu işler kavga ederek, diğer ülkelere kafa tutarak olmuyor” dedi! Ankara’ya, aslında demek istediği şudur: “ABD’ye boyun eğin, teslim olun, ne istiyorlarsa yapın!”
*
Türkiye’nin değil, ABD’nin menfaatleri için siyaset yapan bir genel başkandan bahsediyoruz…
Yedi sene önce CHP’nin başına kaset operasyonu sonucu getirilmesinin temel nedeni tam da budur!
Kemal Kılıçdaroğlu, Bağımsız Türkiye’nin azılı düşmanı olan ABD’nin dümen suyunda bir genel başkandır.
Ana Muhalefet Partisi’nin başı; emrindeki terör örgütleri FETÖ, PKK ve DEAŞ’ı mütemadiyen Müslüman Türkiye’ye saldırtan Haydut DevletABD’nin safındadır!
Paralel Koltuk’ta oturan Kılıçdaroğlu, Sam Amcası’nın kontrolündedir!
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bugüne kadar azılı düşmanımız ABD’ye yönelik birtek kelime dahi eleştirisini işiten, gören, bilen var mı?
-Yok!
FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe kalkışmasının ardında NATO/ABD/CIA’in olduğu belgelendiği, tescillendiği halde CHP’nin başındaki şahıstan; bu gerçeği dile getiren, ABD’ye karşı sarf edilmiş bir tek sözcük dahi duyabildik mi?
-Hayır!
Bundan sonra da, duymamız mümkün görünmüyor!
*
Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP; bir Gladyo örgütü olan FETÖ’nün stratejik ortağıdır.
Gezi Kalkışmasını canla başla destekleyen; 17-25 Aralık 2013’teki darbe girişiminde ve TIR Kumpası’nda FETÖ ile paslaşan; 15 Temmuz 2016’da FETÖ cuntasının askeri darbe kalkışması berhava olduğu için büyük bir hayal kırıklığına uğrayan da Kılıçdaroğlu’nun CHP’sidir.
Kılıçdaroğlu’nun “elinde salladığı kâğıtlarla” ABD’deki Zarrab Davası ile “eş zamanlı olarak saldırıya geçmesi” onun “Washington’dan kumanda edilen, yani iliştirilmiş bir genel başkan olduğunu” cümle âleme (bir kere daha) göstermiştir.
Söz konusu davaya ilişkin “sahte dokümanları” ABD’ye götüren kişinin Kemal Bey’in “prenslerinden” Aykan Erdemir olduğunun ortaya çıkması şaşırtıcı değildir.
ABD ile Türkiye arasında adeta mekik dokuyan CHP’li Mr.Erdemir’in Atlantik’in Öte Tarafı’na yaptığı her ziyarette FETÖ mensuplarıyla bir araya gelmesi “çok özel misyonunu” açık ediyor.
Kılıçdaroğlu’nun 17-25 Aralık 2013’ten iki hafta önceki Washington ziyareti sırasında; Erdemir de, genel başkanıyla buluşan FETÖ’cü isimlerle birlikte poz vermişti…
Olay Yeri’ndeki bir başka CHP’li Faruk Loğoğlu, 3 Aralık 2013’teki o kahvaltılı buluşmayı “Bu kucaklayıcı ve doğru bir tavırdır” diye savunmuştu!
*
İçeride Sam Amca’sının Sevgili Kemal’i, nasıl Ankara’ya “ABD’ye boyun eğin!” demeye getirdiyse; Washington’da da Trump’ın Dışişleri Bakanı Rex, Türkiye’ye “Bize teslimolun” yollu konuştu!
-Bir nevi “aba altından sopa” gösterdi!
Tillerson, “derin kuruluş” Wilson Center’da aynen şu lafları etti:
“NATO’nun müttefiki Türkiye’den, müttefiklerinin ortak savunmasına öncelik vermesini istiyoruz. İran ve Rusya; Türk halkına, Batı camiasına üye olmanın sağladığı ekonomik ve siyasi faydaları sunamaz…”
Önce bu lakırdının, ilk cümlesine bakalım…
NATO’nun lokomotifi ABD, “müttefiki!” Türkiye’yi işgal etmeye kalkacak; komutasındaki terör örgütleri FETÖ, PKK ve DEAŞ’ı sürekli Türkiye’ye saldırtacak…
Sonrasında da “Türkiye’den, müttefiklerinin savunmasına öncelik vermesini “zerrece utanmadan” isteyecek!
Böylesine akla ziyan durumlarda mı; “Oh ne ala, muallâ!” diyoruz!
Şimdi de Tillerson’ın ikinci cümlesine pardon zırvasına gelelim…
Yani?
“Batı camiasına üye olmanın” uzun senelerce Türkiye’ye “ne sağladığını!” bir de bu vesileyle şöyle bir hatırlayalım:
-Seri askeri darbeler, muhtelif darbe girişimleri, devasa ekonomik krizler, sayısız siyasi kriz, on binlerce faili meçhul, sistematik terör saldırıları, kan gölü, ölüm, kaos üstüne kaos, sayısız provokasyon, toplumsal kutuplaşmalar, kaybedilen nesiller, hiç bitmeyen gözyaşları!