Doğan Medyası çok iyi örtbas eder. En iyi, onlar narkozlar! Yine öyle oldu. İngiltere'de AB yanlısı İşçi Partisi milletvekili Jo Cox'ın Thomas Mair tarafından öldürülmesini; Hürriyet “Vekilin katili Neo Nazi çıktı” Posta da “Faşist Cinayeti” başlıklarıyla verdi.
Ecnebi Hürriyet, “Önce Britanya” diyerek saldıran katil Mair'in ABD'deki aşırı sağcı Neo-Nazi örgütü “Ulusal İttifak” ile bağlantılı olduğunu yazmış! Böylelikle ilk andan itibaren İngiltere'deki derin suikastı maskelemiş!
“Neo-Nazi” bayrağı gösteren veya “faşist” diye tanımlanan bu gibi örgütler “kendilerini inşa eden ve harekete geçiren” derin güç merkezinin varlığını perdelemeye yarayan bir nevi “sinek kâğıdı” örgütleridir.
*
Almanya'da 2000 ile 2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişiyi öldüren“Neo-Nazi” örgütünün arkasından kim çıkmıştı?
-Almanya Anayasa'yı Koruma Teşkilatı!
Yani? Alman derin devleti!
“Neo-Nazi” diye tarif edilen örgüt mü; Derin Almanya'nın “kontra” örgütüdür. Almanya devletinin yandaşı Hürriyet, kontra örgütün hayatta kalan tek üyesi Beate Zschaepe'den sürekli “Nazi Gelin” diye söz etti. Böylelikle, cezaevindeki Zschaepe'nin “aslında kimin gelini” olduğu gerçeğini itina ile sakladı.
*
İşçi Partili vekil Jo Cox geçen Perşembe, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nin içinde kalıp kalmamasının oylanacağı kritik referanduma bir hafta kala“ülkesinin AB'den ayrılmaması için kampanya yürütürken”öldürüldü!
Böyle bir suikast, referanduma çok az bir zaman kala nasıl bir etki yapar?
Seçmenlere aslında “İngiltere AB'den ayrılmasın” mesajı vermeye yarayan, bir başka deyişle “ters manyel” yapan bir derin suikasttır, bu!
Nitekim, işbu cinayetin ardından yapılan anketlerde…
İngiltere'nin AB'nin içinde kalmasını isteyenlerin oy oranının “yeniden yükselişe geçtiği” gözleniyor!
«
41 yaşındaki iki çocuk annesi Cox'ı öldüren “aşırı milliyetçi!” Thomas Mair “Önce Britanya” diye bağırmış!
“Önce Britanya” göçmen karşıtı politika yürüten bir “aşırı sağcı” grup! Grubun lideri Paul Golding, Thomas Mair ile hiçbir bağlantılarının olmadığını açıkladı!
Jo Cox ise “İngiltere'nin Suriye'den daha fazla mülteci alması gerektiğini” savunuyordu!
Bir derin suikastla “iki işi birden gördüler!” İlki, referandumun neticesine tesir etmek istediler. İkincisi, mülteci taraftarı bir vekili ortadan kaldırdılar!
*
ABD'nin güdümündeki Avrupa Birliği devletlerinin (Avrupa Gladyosu) Suriyeli mültecilere bakışının “fevkalade menfi” olduğu biliniyor…
Papa Franciscus, Avrupa'ya mülteci göçünü “Arap istilası!” diye nitelemiş, böylelikle “ağzındaki baklayı” çıkarmıştı. Vatikan devleti mi, Gladyo demektir!
*
“Neo-Nazi” etiketli Thomas Mair, İngiltere'nin AB'den çıkıp çıkmaması ile alakalı referandumu “fevkalade takıntı yapacak kadar” siyasete odaklanmış 'fanatik bir milliyetçi' olarak sunuluyor!
Oysa, katilin kardeşi ile komşuları, Thomas Mair'in “siyasetle hiç ilgilenmediğini, ayrıca psikolojik rahatsızlıkları bulunduğunu” söylüyorlar!
Mesela, Guardian gazetesine konuşan bir komşusu; kırk yıldır aynı mahallede yaşadıkları Thomas Mair'in “Bugüne kadar AB'den söz ettiğini hiç duymadığını, görmediğini” söylüyor!
*
Bütün bunlar “Türkiye, bu şekilde giderse ancak 3000 yılında AB'ye üye olabilir” diyen İngiltere Başbakanı David Cameron'ın ülkesinde yaşanıyor!
Türkiye mi, hiçbir zaman AB'ye üye olmayacak.
Sorun Türkiye'de değil; Hıristiyan kulübü AB'nin kendisinde!
Ayrıca, 2008'deki küresel krizden “Hasta Adam” olarak çıkan Euro Bölgesi idi; Türkiye değil!
AB'den ayrılıp ayrılmamayı “referanduma götürecek noktaya gelen” de İngiltere!
Baktılar ki; ayrılmayı savunanlar (Brexit Cephesi) hayli mesafe aldı, ayrılık “kapının eşiğinde öyle bekliyor” derin mahfiller hemen düğmeye bastı! İngiltere Demokrasisi de, aynen ABD'deki gibi bir illüzyondur. Cameron'ın İngiltere'sinin hakiki yüzü işte budur!
*
Bu arada, Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier “İngiltere'nin birlikten ayrılması durumunda AB'nin çok geçmeden dağılabileceğini” söyledi!
ABD'nin güdümündeki Almanya, son dönemde “Avrupa'nın lokomotifi” konumunda…
AB'yi kanatları altında tutan bu Almanya, mülteci “meselesi” konusundaduvara dayanmış durumda!
*
Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Sarkozy, bu yılın başında “Mülteci sorununun Schengen Anlaşması'nı bitirdiğini” söylemişti!
İngiltere'de yayınlanan Financial Times gazetesine konuşan Hollanda Başbakanı Mark Rutte, geçen Kasım'da “AB'nin mülteci krizini aşamaması halinde Roma İmparatorluğu gibi yıkılacağını” öne sürmüştü!