Ramazan ayında, bu ikinci terör saldırısı! Her ikisinin de hedefinde İstanbul vardı. Ramazan'ın ikinci gününde Vezneciler'de PKK; yirmi üçüncü gününün akşamında ise Atatürk havaalanında DAEŞ sahne aldı. Hayatını kaybedenlerin sayısı, dün 43'e yükseldi. Başımız, sağ olsun…
Hürriyet'te iken “Ben olsam Türkiye'ye Ramazan'da saldırırım” diyerek düşmanlarımıza, teröristlere akıl veren günümüzün Sözcü yazarını bir defa daha hatırladık.
PKK terör örgütünün ve de Paralel terör örgütünün Can'dan destekçisi Cumhuriyet, bir kere daha “ABD uyarmıştı” diye başlık attı! Böyle yazarak, bağlı ve bağımlı olduğu Batı Cephesi hesabına “psikolojik harp” icra ediyor. Asıl hadiseyi de perdelemiş oluyor.
ABD mi, ne zaman uyarsa; hemen ardından Türkiye'de terör saldırısı yaşanıyor!
Fransa veya Belçika'daki terör saldırılarından önce böyle bir “uyarı” gelmiyor da; Türkiye'ye yönelik terör saldırılarından evvel muhakkak geliyor! Amerikan makamları, Paris veya Brüksel'deki saldırılardan haberdar olamazken; İstanbul ve Ankara'dakilerden muntazaman haberdar olabiliyorlar!
ABD İstanbul Başkonsolosluğu'nun 29 Haziran'da yapacağını duyurduğu 4 Temmuz Ulusal Kurtuluş Günü programını havaalanı saldırısından sadece iki saat önce olumsuz hava şartları nedeniyle iptal etmesi de dikkat çekti. Yazın bunaltıcı sıcağında “İstanbul'da yoğun kar yağışından dolayı yollar kapanmış” demek ki!
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün “Havalimanındaki terör saldırısına ilişkin soruşturmaya her türlü desteğe hazırız” demesi de ters manyel yapan bir “halkla ilişkiler” çalışmasıdır; “gözlerimizi bağlayabilmek" içindir!
Hatırlarsanız, ABD 2008'de “PKK ile mücadelede Türkiye'ye anlık istihbarat paylaşımı desteği vereceğini” ilan etmişti. Sonra? ABD, PKK terör örgütüyle “anlık istihbarat” paylaşımına istikrarlı bir biçimde devam etti!
PKK'nın Suriye'deki kolu YPG'ye terör örgütüdür diyemeyen, dahası müttefiki YPG terör örgütünü bölgede “kara gücü” olarak kullananTerörün Mühendisi ABD'den söz ediyorum!
*
Amerikan haber ajansı AP, daha ilk anda havaalanı saldırısını kimin yaptığına dair teşhisi koydu ve “IŞİD yaptı” dedi. Ne de olsa, “minareyi çalıp da kılıfını hazırlayanların” haber ajansıdır!
IŞİD maskesi mi, pek kullanışlı ve dahi konforludur: Hem tüm dünyada “İslami Terör” algısını/yanılsamasını yerleştiriyor hem de işbu terör örgütünün arkasındaki devletin (ABD) ve de istihbarat teşkilatının (CIA) üzerini itina ile örtüyor!
Rusya'ya sığındığında büyük gürültü kopartan “NSA ve CIA'in ajanı” Edward Snowden “CIA, IŞİD'i MOSSAD ve MI6 ile birlikte kurdu” diye Sam Amcası'nın kirli çamaşırlarını ifşa etmişti.
Başta ABD olmak üzere belli Batılı devletler “sahte flama” gösteren örgütler üzerinden Türkiye'ye saldırıyor. Daha doğrusu Türkiye ile terör örgütleri üzerinden savaşıyor…
Terör örgütü üreticisi Batılı devletler mi, Türkiye'ye asla dost olmazlar! Bunlara asla güvenilmez! “Obama'dan Papa'ya kadar çokları İstanbul'daki saldırıya karşı bizimle tek yürek oldu: Dostlar sağ olsun” türünden “narkozlamaya ayarlı” manşetler aslında neler olduğunun (gerçeklerin) üzerini taammüden örtmeye yararlar!
Evvela El Kaide'nin, sonradan da DAEŞ'in 'CIA operasyonunun kod adı' oldukları hakikati, yeterince ortaya çıkmış durumdadır…
El Kaide, IŞİD veya DAEŞ, DHKP-C, PKK ya da YPG, FETÖ gibi terör örgütlerini mütemadiyen Türkiye'ye karşı kullanan/saldırtan Derin ABD ve ona bağlı olarak çalışan Batılı istihbarat servisleridir.
Son terör olayında; paravan veya kukla örgüt DAEŞ'tir, kuklacı da düşmanımız ABD/CIA'dir.
Üç yıldır “IŞİD” bahsinde Ankara'ya sistematik iftira atanların çoğunlukla FETÖ mensubu olduklarını tam burada hatırlayalım…
Kimisi kaçak vaziyetteki işbu “CIA muhibbi” elemanların ABD makamları hesabına çalıştıkları aşikârdır. Washington'la bağlantılı olarak “Türkiye aleyhine faaliyetler” kapsamında saldırmaya devam ediyorlar!
Türkiye'nin IŞİD'e karşı mücadelesi, verdirdiği zayiat ortada:
“Şayet Türkiye olmasaydı; IŞİD'le mücadele etmek çok daha zor olurdu” diyerek NATO (bile) gerçeği açıklamak zorunda kaldı!
*
Atatürk Havaalanı'ndaki terör saldırısını gerçekleştiren DAEŞ etiketli üç canlı bombadan birisinin Dağıstan asıllı Rusya vatandaşı olduğu belirlendi. Diğerleri ise Kırgız ve Özbek vatandaşı…
Terör örgütünün gösterdiği IŞİD “flaması” veya teröristlerin “hangi ülkenin vatandaşı” çıktıkları hususu, onların “asıl sahibinin kim olduğunu” gizleyebilmek içindir!
Amerikan derin devleti; IŞİD bayrağı sallayan terör örgütünü Ankara'nın Suriye (artı Irak) politikasını değiştirebilmek gayesi ile bir manivela gibi kullanıyor!
Ankara'ya “Ortadoğu'da ya da Suriye'de ne işimiz var?” diye sürekli laf vuran medyadaki eski kaşar kaptanların, ABD'nin ulusal politikaları namı hesabına etki ajanlığı yaptıklarını unutmayalım!
Tamer Korkmaz
Maskenin altındaki derin adres
01 Temmuz 2016, Cuma