Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimi OHAL'de ve dahi silahların gölgesinde yapıldı: CHP'sinden TÜSİAD'ına kadar Batı Kulübü'ne eklemlenmiş Laikçi Cephe'den tık yok!
İlk turda en fazla oy alan Macron'un oy yüzdesi mi; sadece 23.9!
Erdoğan, 10 Ağustos 2014'te 51.7 ile ilk turda seçilmişti!
*
Fransa'da seçim ikinci tura kaldı. İkinci sıradaki Marine Le Pen yüzde 21.4 ile Macron'un rakibi oldu. Üçüncü ve dördüncü sıradaki adaylar yüzde 19'ar küsurla elendiler.
Yani?
Laikçi Fransa'da seçmen iki'yi geçtim, dörde bölünmüş!
*
İkinci turda Emmanuel Macron'a daha fazla şans veriliyor.
Anketler, “Yüzde 40'a karşılık 60'la Macron kazanır” diyor.
François Hollande'ın eski Ekonomi Bakanı, geçen yıl iktidar partisinden koptuktan sonra başına geçtiği “Yürüyüş” Hareketi ile kısa sürede büyük çıkış yaptı.
16 Nisan'daki referandum sonuçlarını hazmedemeyenler arasında, Macron da var: Ekranda “Türkiye'deki referandumun sonucu otoriter sürüklenmeye işaret ediyor” diye konuşmuştu!
Dahası…
“Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, savaşmaya devam eden Türkiye'deki demokratlara yardım edecekmiş!”
Emmanuel Macron'un “demokratlar” diye andıkları mı?
15 Temmuz'un darbecileri ve onların bilumum yoldaşları!
Marine Le Pen açıktan İslam düşmanı; Macron ise sinsi bir İslam düşmanıdır!
*
Bir de Fransız siyaset bilimci Philippe Moreau Defarges var!
16 Nisan'da Evet'in kazanmasından dolayı halen daha karnı fena ağrıyor!
Bir televizyon programında “Türkiye'deki referandumun sonuçlarına itiraz edilebilmesi için hukuki yolların kapandığını, itirazların sonuçsuz kalacağını” işaretleyerek aynen şöyle demiş:
“O zaman geriye ya iç savaş ya da bunu söylemek zor ama onun (Erdoğan) öldürülmesi kalıyor!”
İşbu vahim sözler; Fransa'daki kimi “eşik bekçisi” tiplerin yahut “çok özel görevli elemanların” Türkiye'de sandıktan çıkan demokratik neticeye/milli iradeye karşı çözüm olarak “suikastı” önerdiklerini gösteriyor ki; bu bir GLADYO yöntemidir!
Bu sözlere, Türkiye'deki “yerleştirilmiş” Batıcı-Laikçi kanaat önderlerinden zerre kınama yok!
*
Batılı devletler için demokrasi bir “illüzyondan” ibarettir.
Hedef aldıkları ülkeleri “demokrasi ihlalleriyle” suçlamak, onların âdetidir!
Asıl amaçlarını perdeleyen bu replik üzerinden “psikolojik harp” icra ediyorlar.
Haçlı ve Siyonist barbarlar; yıllardır “demokrasi” maskesiyle suikastlar düzenliyor, katliamlar yapıyor.
Kendilerine direnen ülkelerde “sandıktan istedikleri sonuç çıkmadığı takdirde” bunca zamandır neler yaptıkları veya neleri yapmak üzere harekete geçtikleri, neyi çözüm olarak gördükleri bellidir!
*
Fransız “siyaset bilimcisi!” Mösyö Defarges, kimin yolundan gidiyor?
1981-1987 yılları arasında ABD Başkanı Ronald Reagan'ın kabinesinde Savunma Bakanlığı yapmış olan Caspar Weinberger, Strategic Review dergisinin “İlkbahar 2001” sayısında aynen şöyle yazmıştı:
“Devlet ya da hükümet başkanlarının öldürülerek tasfiye edilmesinin yolu açıktır!”
*
Referandumdan kısa bir süre önce İsviçre'deki bir pankartı, tam da burada hatırlayalım…
Terör örgütlerinin yuvası İsviçre'de “federal parlamentonun önünde asılan pankartta” resmedilen neydi?
-Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın fotoğrafı ve “şakağına dayanmış bir silah!”
Başka?
FETÖ'nün memuru Gökçe Fırat adlı şahıs “Türk Solu” adlı paçavrasının kapağında “idam ipiyle” Erdoğan'ın fotoğrafını yan yana getirmişti!
*
Paralel Yapı'nın, 2012 yılında Erdoğan'ı zehirlemek istediği de sonradan ortaya çıkmıştı…
FETÖ'nün kontrolündeki Taraf'ın, “CIA'in gölge kuruluşu” Stratfor'a atfen attığı “Erdoğan'ın iki yıllık ömrü kaldı” manşeti, tam da o günlerde yayınlanmıştı!