Firari Akın İpek'in kardeşi Tekin İpek “yurt dışına kaçış hazırlıkları yaparken” İstanbul'da yakalandı! Ankara'da mahkemeye çıkarıldı ve FETÖ üyeliğinden tutuklandı.
Komprador Burjuvazi'nin uzun yıllardır “devrimci” bayrak gösteren “mutemet elemanı” Yalçın Küçük, 6 Ekim 2011 tarihli Aydınlık'ta (Silivri öncesindeki günlerine atıfla) şu satırları yazmıştı:
“Bu arada, itiraf ediyorum. Biz; Sabri Çarmıklı, pek çok fabrika sahibi Ahmet Aslan, İnci Baba'nın oğlu Müjdat, Tuncay'dan Kemal Türk'ü alan Bugün gazetesinin sahibi iki kardeşten Tekin İpek ve İlhan bir arkadaş grubuyuz.
Sheraton'da buluşuyoruz. Bana göre güneş dünyada en güzel Bebek'te doğar, Polatlı'da batar. Sheraton'un terasında güneşin batışını seyretmek de hoş oluyor…”
*
Yalçın Küçük'ün, Tuncay Özkan'a ait olduğu döneme vurgu yaparak “Kemal Türk” diye andığı Kanaltürk, “kapalı kapıların ardında” yaşananlar sonrasında Paralel Yapı'ya mensup İpek Grubu'na satılmıştı!
17 ve 25 Aralık 2013 tarihli darbe girişiminin “ikinci ayağında sahneye çıkan” Paralel Savcı Muammer Akkaş, 25 Aralık'ta yedi işadamı için “jet hızıyla” ihtiyati tedbir kararı aldırabilmişken…
Daha öncesinde mühim bir soruşturma ile ilgili olarak Mister R.Koch'un üç yıl boyunca ifadesini almamıştı!
Kanaltürk televizyonunun kuruluş aşamasında, yüklü miktarda ödeme yapılmış olmasıyla ilgili soruşturmada Koch Ailesi'ne mensup belli başlı isimlerin ifadeleri dahi alınmamış, neticede soruşturma Ergenekon Davası içinde buharlaştırılmıştı. Ezcümle, Paralel Savcı derin baronları kollamıştı!
*
Yalçın Küçük, terörist başı Öcalan'ın akıl hocasıydı.
Yıllardır “pamuklara sardığı” PKK'ya, halen daha terör örgütüdür diyemiyor!
27 Mayıs darbesi öncesindeki “gençlik hareketleri”nin önderlerinden olan Küçük, “Sabetaylarımız olmasaydı, biz bu Cumhuriyet'i kuramazdık” diye konuşmayı pek seviyor!
*
Bir de 23 Nisan'da “alternatif” resepsiyon düzenleyen ABD putçusu/Baronsal Gladyocu “Cumhuriyet” var!
Casusluk gerekçesiyle yargılanan John Dündar'la bir araya gelip el ele kol kola diz dize “güç gösterisi” yapanlar aslında “Yüzde 60'lık Blok” hayallerini sergilemiş oldular!
FETÖ destekçisi CHP ile TESEV kurucusu “Kemal'in Partisi”nin seçimlerde Kızılay'lık yaptığı HDP'ye; MHP'nin kurultay toplama kadrosundaki adaylardan Sinan Oğan da katıldı:
-Ekip tamamlandı!
“Sırtımızı YPG'ye dayadık” sözüyle hatırlanan Terör Partisi'nin eş genel piyonu Figen ile MHP'li muhalif Sinan aynı kadraja girdi!
*
17 Kasım 2015'te, Konrad Adenauer Vakfı'nın 30. Yılı etkinliğinde Cumhuriyet gazetesinin sorularını cevaplayan eski başbakan Mesut Yılmaz “Türkiye'de güçlü bir merkez partisine ihtiyaç var. AKP'ye alternatif merkez partisi CHP olabilir” demişti!
CHP'ye “reçete” yazan Mesut Yılmaz yıllardır “Alman ekolüne bağlı” bir politikacı olarak biliniyor. Almanya İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminden itibaren “ABD'nin Sömürgesi” konumundadır.
Konrad Adenauer, aynen diğer Alman Vakıfları gibi “sivil toplum” maskesi altında BND (Almanya Federal İstihbarat Teşkilatı) hesabına çalışan bir vakıftır!
BND, vaktiyle CIA tarafından kurulmuştur.
Alman Vakıfları'nın Türkiye'yi hedef alan faaliyetlerini deşifre eden Necip Hablemitoğlu 18 Aralık 2002'de derin bir suikasta kurban gitmiştir.
Paralel Yapı'nın Emniyet ve Adliye'de konuşlanmış elemanlarının, Hablemitoğlu Suikastı'nın “arka planını karartabilmek için” bunca zamandır ihtimam gösterdiği aşikârdır.
*
28 Şubat sürecinde Refahyol Hükümeti'nin yerini alan Mesut Yılmaz'ın başbakanlığındaki Ara Rejim hükümetini; Locaefendi'ye ait Paralel Zaman gazetesi “Hayırlı Olsun” manşetiyle alkışlamıştı!
Konrad Adenauer Vakfı, 2000 yılında şu açıklamayı yapmıştır:
“Partnerimiz TDV (Türk Demokrasi Vakfı) sayesinde Ankara'daki Alman Büyükelçiliği ile birlikte organize edilen 'Almanya'nın Birleşmesi'nin Onuncu Yılı' konulu etkinlikte olduğu gibi geçtiğimiz yıl düzenlediğimiz etkinlikler için de konuşmacı olarak önemli siyasetçilerkazanılmıştır. Bahsi geçen bu faaliyet için Almanya birleşmesini Türk bakış açısından inceleyen Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmazkazanılabilmiştir.”
Konrad Adenauer Vakfı, CIA tarafından kurulan NED (National Endowment for Democracy) ile de bağlantılıdır.
NED mi, İstanbul Baronları'nın kontrolündeki TESEV'i “fonlayan” belli başlı uluslar arası kuruluşlardandır!
*
Mesut Yılmaz, Mayıs 1990'da Bilderberg toplantısına katılmıştır. Haziran 1991 tarihinde ise ilk kez Başbakanlık koltuğuna oturmuştur!
Küresel Baronlar'ın Bilderberg'i ve ABD'nin sömürgesi Almanya devleti yıllarca “üzerine titrediği” Mesut Yılmaz'ın 3 Kasım 2002 seçimi neticesinde “siyasi mevta” oluşunun derin hesabını; şu “Apoletli Mesut”a sonradan “bir şekilde” sormuş olabilir mi, acaba?