Donald Trump, tüm hücreleriyle İsrail'e bağlıdır. Terör Devleti İsrail'in Başbakanı Netanyahu, Trump'ı seçim zaferinden dolayı kutlarken ABD'nin yeni başkanından “İsrail'in gerçek dostu” diye söz etmişti.
Eski Başkan Yardımcısı Joe Biden, casusluk gerekçesiyle yargılanan firardaki John Dündar için “Büyük Kahraman” demişti! Joe Biden'a “Siyonist olduğunu açıkladığı” Yahudi Kongresi'nde “Siyonizm'in Kurucusu Theodor Herzl Ödülü” takdim edilmişti.
1843'te kurulmuş (en eski Yahudi organizasyonu) olan B'nai B'rith, dünya çapındaki Yahudi örgütlerini koordine eder. B'nai B'rith, Dünya Yahudi Kongresi'nin de çatı örgütü konumundadır.
Türkiye'deki Baronsal Eski Rejim'in uzun yıllar boyunca mutemet elemanı olan Süleyman Demirel, Dünya Yahudi Kongresi ile dolayısıyla B'nai B'rith ile bağlantılıydı! 1950'li yılların tam ortasında masonluğa giren Demirel'in matrikül numarası 48'dir. Demirel'den tam yirmi yıl sonra Kasım Gülek'in tavassutuyla mason olan da Pensilvanya'daki Locaefendi'dir.
Uzun yıllar önce; Kasım Gülek ABD'de Columbia Üniversitesi'nde öğrenci iken Chase Manhattan Bank'ta çalışmıştır. Chase Manhattan Bank, Derin Amerika'yı yöneten Rockefeller Ailesi'nin finans kurumları arasında en önde gelenidir.
Küresel Baronlar'ın en tepedeki ismi olan David Rockefeller'ın kontrolündeki Bilderberg teşkilatı, B'nai B'rith ile yıllardır sıkı bir işbirliği içerisindedir. David Rockefeller, 2009 yılının Ekim ayında New York'ta Mister Simit diye de bilinen Bay Koch'a “Hayırseverlik!” ödülü vermişti.
Mister Koch, Galatasaray'ın eski başkanlarından Selahattin Beyazıt ile birlikte 1994 yılında Helsinki'deki Bilderberg toplantısına katılmıştır.
*
Vaktiyle CIA'in kurduğu Bilderberg teşkilatı, “üst düzey masonları bünyesinde toplayan” derin bir örgüttür.
Masonluğun fikri temeli Tapınak Şövalyeleri'ne dayanıyor. On sekizinci yüzyılın son çeyreğinde kurulmuş ILLUMİNATİ örgütünün fikri altyapısı da “Tapınakçılara” uzanıyor.
Tapınak Şövalyeleri, Birinci Haçlı Seferi'nden yirmi üç yıl sonra Kudüs'te kurulmuştur: Sonraki yüzyıllarda “farklı adlarla” varlığını sürdürmüştür.
Donald Trump'ın “favori başkanı” Ronald Reagan döneminde yani 1981-1987 yılları arasında CIA'i yöneten William Casey, aynı zamanda “Malta Şövalyesi” idi!
Mister Casey, 1984'te Jamestown Vakfı'nın kurulmasını sağladı. Türkiye'deki Eski Rejim'in (Baronsal Gladyo) devlet kademelerindeki Paralel yapılanmayı (FETÖ) sistematik olarak başlattığı yıl 1984'tür.
CIA'in kurduğu Jamestown Vakfı, başlangıç döneminde “Komünizmle Mücadele” konsepti çerçevesinde faaliyet göstermişti: Doğu Bloku'nun çökmesinden sonraki süreçte çalışma alanını başta Türkiye olmak üzere “Ortadoğu ve Kafkasya” olarak belirlemiştir.
17 Şubat 2009 tarihinde Jamestown Vakfı'nın “ABD ve Avrupa'nın Avrasya'daki Enerji Güvenliği Sorunları” başlıklı toplantısına konuşmacı olarak katılan isimlerden birisi de Zeyno Baran'dı. Diğer konuşmacı ise CIA elemanı Emre Yaramaz'dır.
Uzun müddettir kaçak durumdaki “Amerika'ya kapılanmış” FETÖ mensubu Yaramaz, 2008-2009 sezonunda Jamestown Vakfı'nda çalışmıştı!
2006'nın Aralık ayında Newsweek dergisinde yayınlanan makalesinde Türkiye üzerine “Darbe Toto” oynayan Zeyno Baran ise o dönemde Paralel Yapı'nın “baş tacı yaptığı” isimlerden birisiydi!
*
1964 yılında Türkiye'deki görevine başlayan CIA mensubu Graham Fuller, Gülen Locaefendi'nin ilk teknik direktörüydü. Aynı Fuller; “Amerika'daki ikametinde” Gülen'e kefil olanlar arasındaydı.
Graham Fuller'ın yetiştirdiği Henry Barkey'in 15 Temmuz'un sabahında İstanbul'a geldiği ortaya çıktı. O gün, Büyükada'daki Splendid Otel'de gizli toplantı yapan 17 kişi arasında Barkey de vardı!
CIA mensubu Henry Barkey otelden ayrılırken resepsiyondaki görevliye üzerinde “Pennsylvania” yazılı bir çan bırakmıştır!
CIA'in eski Ortadoğu şeflerinden Elizabeth Murray, geçenlerde “15 Temmuz'un arkasında ABD-NATO var” itirafını yaptı. Donald Trump da seçim kampanyası esnasında “13 CIA mensubu, 15 Temmuz'da Türkiye'deki darbeye yardım etti” diye tweet atmıştı. En iyi belge veya delil itiraftır!
*
On gün önce; Henry Barkey “Türkiye ile NATO arasındaki asıl problemin, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin hemen ardından 100'den fazla general ve amiralin Türk Ordusu'ndan atılması olduğunu” söyledi!
FETÖ'nün candan destekçisi Henry Barkey şu sözleri de sarf etti:
“Ordu ile ilişkisi kesilenler ABD'ye yakın ve NATO'ya inanan komutanlardı. Onların yerlerine gelenlerin milliyetçi tavırda olduklarını görüyoruz. Bu, Türkiye ile NATO ilişkileri açısından tehlikeli bir durumdur!”
15 Temmuz'daki darbe kalkışmasının berhava olmasından dolayı büyük bir hayal kırıklığı yaşayan Barkey'in işte bu CIA'klaması; FETÖ'cü subayların “kimin çocukları” yahut “hangi devletin askerleri” olduklarının “ilk elden” itirafıdır!