Tamer Korkmaz
İttifak kavramına “Alerji” duyuyorlardı; “Alerji İttifakı”nı kurdular!
CHP, İP, SP ve DP’den müteşekkil Muhalif İttifak, Cumhur İttifakı’nın karşısında konuşlandırıldı. Muhalefet partileri; Cumhur İttifakı’nı ilan ettiğinde Devlet Bahçeli’yi kıyasıya eleştirmişlerdi. Bahçeli’nin “partisi barajın altında kalacağı için” böyle bir yola girdiğini iddia ediyorlardı.
Oysa gerçek bu değildi: Devlet Bahçeli, bu çıkışı “siyasetin ikili bir yapıya oturmasının yolunu açmak için” yapıyordu. Nitekim muhalefet partileri de çok geçmeden MHP liderinin işaretlediği noktaya geldiler!
Bu durumu, Bahçeli şu sözlerle dile getirdi: “Birçok çevreler, bu ittifak kavramına karşı bir alerji ortaya koymuşlardı. Ama zaman içinde kendileri de ittifak yapma konumuna gelmişlerdir. Hayırlı uğurlu olsun. Dört beş partinin bir araya gelmesi, seçimlerin böyle güçlü bir yapıyla bir yarış içerisinde gerçekleşmesi, ülkemiz için de faydalı olacaktır…”
*
Cumhurbaşkanlığı seçimi için; özellikle Temel Karamollaoğlu’nun ve de Kılıçdaroğlu’nun üzerinde çalıştığı “Çatı Aday” projesi berhava oldu…
Muhalefet partileri, ilk turda kendi adayları ile yarışacaklar: Şayet, seçim ikinci tura kalırsa “ikinciliği alan aday” üzerinde birleşecekler…
“Çatı Aday” ile amaçlamış oldukları neticeyi “ikinci turda almayı” hedefliyorlar.
Milletvekili seçimi için yaptıkları Dörtlü İttifak’ın, zaten böylesi bir hedefi “kolaylaştırmaya yarayacağını” hesapladıkları da aşikârdır…
Diğer bir yandan da, işbu ittifakla “barajı sıfırlama” ve “daha fazla sandalye elde etmeleri” mümkün olacak!
Kılıçdaroğlu, ittifakta HDP’nin de yer almasını istiyordu. Ancak bu arzusu gerçekleşmedi. Son tahlilde, mevcut şartlarda böyle bir tercihin ittifak partilerinin tabanında ciddi istifham oluşturacağını öngördükleri anlaşılıyor.
Cumhuriyet gazetesi, dünkü manşetiyle ve yazarlarıyla “HDP’nin muhalefet birlikteliğinin dışında bırakılmasına” bozuk çalıyordu.
O manşetin spotunda, şu satırlara yer verildi: “Kılıçdaroğlu’nun daha önce ‘Hiçbir partiyi şeytanlaştırmayalım’ demesine rağmen sadece İYİ Parti, SP ve DP ile ittifaka razı olması tartışma yarattı. Kulislerde, HDP’nin ve sol partilerin ittifak dışı bırakılmasına ‘Eksik İttifak’ yorumları yapıldı…”
HDP, Dörtlü İttifak’ın dışında kalmış olsa da, bu muhalif cephenin siyaseten parçası durumundadır: Mesela, Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi adaylarını çıkaracaklar ve böylece ilk turda Erdoğan karşıtlığında konuşlanan cepheyi tahkim etmiş olacaklar!
Bir başka söyleyişle; Dörtlü İttifak “HDP’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk turda ve şayet gerçekleşirse ikinci turda zaten kendi planlarıyla tamamen örtüşecek şekilde davranacağından emindir.”
PENSİLVANYA İLE “MÜTTEFİK” İKİ PARTİ
Abdullah Gül’ün adaylığı için büyük çaba sarf eden ancak amacına ulaşamayan Temel Karamollaoğlu, SP’nin adayı olarak yarışacak…
Eğer Erdoğan ilk turda seçilemezse ikinci turda Saadet Partisi’nin de ikinci sırayı alan adayı destekleyeceğini söylemeye gerek bile yok.
İlk turda ikinci sırayı CHP’nin adayının alması, Akşener’in ikinciliği elde etme olasılığından çok daha kuvvetli bir ihtimal olduğuna göre SP’nin CHP’nin adayına yöneleceği şimdiden bellidir…
Varsayalım; ikinci sırada yer alan Akşener olursa, seçim de ikinci tura kalırsa -bu defa da- Saadet’in “Meral Hanım’ı destekleyeceğine” kuşku yoktur. Kaldı ki, Saadet Partisi “CHP’nin başını çektiği” Dörtlü İttifak’ın içinde yer alıyor.
Saadet’in ittifak yaptığı CHP ve İP; “Pensilvanya ile müttefik” partilerdir! Yirmi Sekiz Şubat sürecinde Refahyol’a “Beceremediniz gidin” diyen Gülen Locaefendi’nin, günümüzde “baş tacı yaptığı” iki partiden bahsediyoruz!
OHAL’İ KALDIRACAKLARMIŞ: O HALDE NEDİR?
Dörtlü İttifak’ın protokolünde “OHAL rejimine son verileceğinin” vurgulanması da bekleniyor!
Peki ya, bu OHAL “durduk yerde” mi ilan edildi? Hayır…
-Türkiye’yi ABD’nin namı hesabına işgal etmek isteyen FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişiminden dolayı getirildi.
Hal böyleyken…
“Seçimi kazanırlarsa OHAL’i sonlandıracaklarını” şimdiden beyan eden malum partiler, FETÖ ile gerçekten mücadele edebilecek midir?
El Cevap: Asla! Şayet, böyle bir iktidar gerçekleşirse; mücadele etmeyi bırakın, tersine FETÖ’yü kurtarmak için seferber olacaklardır!
Unutmayalım…
Kılıçdaroğlu’nun CHP’si ile Akşener’in Pensilvanya Partisi, ABD’yi tek kelime eleştirmeyen dahası “Washington politikalarının takipçisi” iki partidir!