Profesör Aydın Yalçın (1920-1994) yaşıyor olsaydı; şu sıralar “Üst Akıl dedikleri, bir hurafeden ibarettir” diye yazardı! İliştirilmişliğe dayalı “özel misyonu” gereği işbu “karartmayı” yapardı!
Cemal Süreya, Aydın Yalçın için şöyle demiştir: “Avrupa'ya Amerika gözüyle, Çin'e Amerika ve Avrupa gözüyle, Sovyetler Birliği'ne şaşmaz Amerika gözüyle bakar. Türkiye'ye ise kararmış Amerika gözüyle…” (99 Yüz, Sayfa: 245)
*
Demokrat Parti döneminde Adnan Menderes'e karşı “sol bayrak” gösteren isimlerle kol kola Forum dergisinde mücadele veren Aydın Yalçın, 27 Mayıs 1960 darbesiyle birlikte “Milli Birlik Komitesi”nin danışmanı olmuştu…
Aydın Yalçın'ın 1954'te Forum dergisini çıkarmasından dört yıl sonra Türkiye'ye “çok özel” bir görev için gönderilen ajan Fred Haynes, 27 Mayıs'ta ABD Büyükelçiliği ile “Milli Birlik Komitesi” arasındaki bağlantıyı sağlıyordu!
Haynes'in istihbaratçılığı, G-2 Section diye bilinen “Çatışma İstihbaratı”na (Combat Intelligence) dayalı idi…
Muhtelif kontrgerilla eylemlerinin içinde yer almış bir isimdi.
27 Mayıs'ın arka plandaki en önemli birkaç ismi arasındaydı.
Aytunç Altındal, “Türkiye'de ve Dünya'da Casusluk” adlı kitabında“Kendisinin bana anlattığına göre, Alpaslan Türkeş'i 27 Mayıs'ta ihtilal bildirisini okuması için Ankara Radyosu'na bizzat Haynes götürmüştür” diye yazmıştır! (Sayfa:141)
Merhum Altındal, Fred Haynes için “Türkiye'de o kadar başarılı olmuştu ki, Amerikan Genelkurmayı ona Legion of Merit nişanı vermişti!” diyordu.
*
1948 yılında “Kontrgerilla” eğitimi için ABD'ye gönderilen 16 subaydan 14'ü (on iki yıl sonra) 27 Mayıs darbesini yapan “Milli Birlik Komitesi”nde yer almıştır. Alparslan Türkeş de bu subaylar arasındaydı…
Fred Haynes'in yörüngesindeki MBK, Aydın Yalçın'ı İş Bankası Yönetim Kurulu'na atamıştı. CHP'nin İş Bankası'ndaki hisseleri mi; yıllardır tartışılıyor!
27 Mayıs darbesi sonrasında, iliştirilmiş Aydın Yalçın evvela Ekrem Alican'ın YTP'sinde sonra da Süleyman Demirel'in AP'sinde “sağ bayrak” göstermiştir.
1979 yılından itibaren “Yeni Forum” dergisini yayınlayan Prof. Yalçın'ın eşi Nilüfer Yalçın (1923-2011) Türk basınındaki ilk kadın diplomasi muhabiriydi. 1963'te girdiği Milliyet'te uzun süre çalıştı. Sami Kohen'in İstanbul'da, Mehmet Ali Ali Birand'ın Brüksel'de, Nilüfer Yalçın'ın da Ankara'da “ABD ve NATO çizgisinde” medyatik sacayağını oluşturduğu yıllardı!
*
Aydın Yalçın, Yeni Forum'un başyazarı iken 16-19 Eylül 1991'de Bodrum Yalıkavak'taki Club Monakus'ta Amerikan istihbaratçılarının, CIA'den destekli Radio Liberty'den Amerikalı yöneticilerin ve Türkiye medyasından bazı isimlerin katıldığı derin bir toplantı düzenlemişti!
CIA'in kurduğu NED'in (National Endowment for Democracy) katkılarıyla gerçekleştirilen bu toplantıya Paul Henze ve Graham Fuller da katılmıştır.
Merhum Uğur Mumcu, “Yeni Forum dergisinin NED'den aldığı paranın 50 bin dolarlık ilk taksitini” 1989'daki bir yazısında deşifre etmiştir!
NED, kuruluşundan beri TESEV'i fonlamıştır. John Paker'in 17 yıl boyunca yönettiği TESEV'in kurucuları arasında, Paralel Yapı'nın baş tacı yaptığı İshak Alaton ile Kemal Kılıçdaroğlu da yer almıştır.
*
Özbek asıllı Ruzi Nazar'ın CIA'in Türkiye masasında görev yaptığı dönemde (1959-1971) en yakın dostları arasında Aydın Yalçın da vardı…
Nazar'ın talebesi olan aynı zamanda “Ruzi Nazar: CIA'in Türk Casusu” kitabının (Doğan Kitap, 2013) yazarı Enver Altaylı, 1980 öncesinde MHP'nin yayın organı Hergün'ün sahibi ve başyazarıydı.
Hergün'ün Yazı İşleri Müdürü ise günümüzün Hürriyet yazarı Taha Akyol'dur. Altaylı'nın sözkonusu kitabının arka kapağında Mister Akyol'un sıraladığı övgüleri de okuyoruz…
Taha Akyol, Hürriyet'teki bir yazısında “Üst Akıl, Paralel, Dış Güçler gibi laflar komplo teorisidir” diyerek aklımıza hakaret ediyordu.
Şimdiye kadar sayısız kez “ayan beyan” belgelenmiş derin hadiseleri, oluşumları, yapıları (inkâr suretiyle) hasıraltı etmeye, karartmaya yelteniyordu…
Böyle yaparak; derin olayların veya bağlantıların, kapı gibi gerçeklerin üzerini örtmeye çabalayanlar, Türkiye'de Batılı güç merkezlerinin (onların politikalarının) namı hesabına “özel bir misyon”üstlenmişlerdir.
Türkiye'deki Baronsal Gladyo, Derin ABD'ye (Küresel Baronlar veya Üst Akıl) bağlı olarak görev yapar. İçerideki kimi 'etki ajanları' da işte bu baronsal güç odağının kanatları (himayesi) altında başta ABD olmak üzere “Batılı devletlerin menfaatlerini” savunurlar!
Batıcı siyasi tezlerin dublajını yaparlar. Bu iliştirilmiş takımının alayı Bağımsız Müslüman Türkiye'ye karşıdır!
Baronsal Hürriyet'in Eski Kaşar Kaptanı “Özel Harp Gazetecisi” Ertuğrul, geçenlerde Başbakan Yıldırım'a şöyle sesleniyordu:
“İnanın siz Üst Akıl dedikçe, ben hem kendi aklıma hem de sizin aklınıza hakaret edildiğini hissediyorum. Siz mühendissiniz, hiç olmazsa siz itibar etmeyin bu hurafeye…”
*
Üst Akıl'ın Türkiye'deki şubesi hesabına kalem oynatanların inkâr ediyor olması, gerçeği asla değiştirmez. Asıl hurafeciler, “Üst Akıl diye bir şey yoktur” diyenlerdir!