CHP'li Hüsnü Bozkurt, Uğur Dündar'ın Halk TV'deki programında aynen şöyle konuştu: “16 Nisan'da yüzde 60-65 Hayır çıkacak. Evet çıksa bile yine Samsun'dan çıkarız ve sizi de yedi sülalenizi de İzmir'den denize dökeriz. Ortalığı yıkarız ama yine de devleti yönetmenize izin vermeyiz!”
Cumhuriyet Halk Partili milletvekili hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan soruşturma başlatıldı.
Hüsnü Bozkurt, Halk TV'de sarf ettiği tüm sözlerinin arkasında olduğunu söylüyor!
16 Nisan'da seçmenin tercihi Evet'ten yana olursa…
CHP'deki faşist kafaların içinde nelerin tasarlandığını “kendi ağızlarından” duymuş olduk!
Referandum sonrasındaki planlarını açık ettiler!
CHP'nin demokrasiden anladığı mı; referandumda Evet diyecekleri, kendisi gibi düşünmeyenleri istisnasız “denize dökmek!”
9 Eylül 1922'de İzmir'de denize dökülen düşmanın torunları günümüzde Avrupa Birliği'nin üyesi ve bu AB tüm hücreleriyle “Hayır Kampanyası” için seferber olmuş durumda:
Aynen Kindar Hüsnü Bozkurt ve onun CHP'si gibi!
Faşist Hüsnü'nün işbu aşağılık saldırısı, CHP'nin asla iflah olmayacağını “bir kere daha” gösteriyor.
Dahası var…
Faşist Hüsnü, Halk TV'de kin kusarken “Saddam ve Kaddafi örneklerini” vererek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı “öldürülmekle” tehdit etti!
FETÖ'nün memuru Gökçe Fırat'ın “Türk Solu” adlı paçavrasının kapağında “idam ipiyle” Erdoğan fotoğrafını yan yana getirerek yaptığı gibi!
*
Geçenlerde, İsviçre'de federal parlamentonun önünde asılan pankartta resmedilen neydi?
-Erdoğan'ın fotoğrafı ve şakağına dayanmış bir silah!
*
ABD'nin eski başkanı Ronald Reagan'ın kabinesinde Savunma Bakanlığı yapmış olan Caspar Weinberger'ın, Strategic Review dergisinde yazdıklarını (2001) tam da burada hatırlayalım:
“Devlet ya da hükümet başkanlarının öldürülerek tasfiye edilmesinin yolu açıktır.”
*
Kasetle gelen Kemal'in Partisi de aynen FETÖ gibi ABD ve AB'ye kapılanmış durumdadır!
Geçen Kasım ayında, CHP'nin İzmir milletvekili Ali Yiğit “İzmir Türkiye'den ayrılsın, AB'ye girsin” demişti!
Bu bölücü lakırdıya, bu hainliğe karşı...
CHP'de başta Kılıçdaroğlu olmak üzere “Hüsnü Bozkurt'undan Deniz Baykal'ına kadar” hiç kimsenin gıkı çıkmamıştı...
Yani? Sükût, ikrardan gelmişti!
Şimdiye kadar bir tek CHP'li dahi çıkıp da kendisine “Ey Ali Yiğit; İzmir, 9 Eylül 1922 tarihinde bir gün gelip de Batılı düşmanlarımızın olsun diye kurtarılmadı! Bizler bu vatanı asla böldürmeyiz!” diyemedi!
Halen daha diyemiyorlar; demiyorlar!
CHP mi; işte budur!
*
Yedi yıl evvel FETÖ'nün kaset operasyonuyla genel başkanlık koltuğunu kaybeden ve bu operasyonun perde arkasını aralamamak için büyük gayret sarf eden Deniz Baykal, Batı Putçusu Ali Yiğit'e tek laf dahi edemedi ama referandum kampanyasında Faşist Hüsnü ile aynı vahim yoldan gidiyor!
Şu vahim sözler, zıvanadan çıkan Deniz Bey'e ait:
“Halk oylamasında Hayır çıkarsa, 1922'de İzmir'de düşmanı denize dökmüş gibi sevineceğiz!”
Deniz Baykal, referandumda Evet diyecekleri Yunan düşmanıyla aynı görüyor!
Bu skandal sözlerinin fevkalade ayıbı kendisine “iki cihanda” yeter de artar bile!
Deniz Bey; İzmir'de denize döktüğümüz Düşman'ın günümüzdeki temsilcilerinin Hayır Kampanyası'nda CHP ile “yoldaş” olduğu gerçeğine gözlerini sımsıkı kapatıyor!
Deniz Baykal'ı kaset operasyonuyla devirenler, yani Baronsal Gladyo ile onun FETÖ'sü; referandumda “NO” çıkması için seferberlik ilan etmiş durumdalar!