Cumhurbaşkanı Erdoğan “ABD tercihini yapsın; ya darbeci terörist FETÖ ya da demokrasi ülkesi Türkiye” dedi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Elizabeth Trudeau ise “Bir tercih yapmamıza gerek yok” diye konuştu!
Sadece bu cümle bile ABD'nin FETÖ'yü nasıl da “pamuklara sardığını” ve tüm hücreleriyle himaye ettiğini göstermeye yetiyor.
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin üzerinden tam bir ay geçti: Ankara'nın “Gülen'in iade edilmesi” yönündeki ısrarlı talebine karşılık, Washington halen daha ipe un sermeye devam ediyor!
ABD, terör örgütü lideri Mister Gülen'i itina ile koruyor…
Bir başka deyişle, kanlı darbe girişiminin elebaşısına koltuk çıkıyor.
Neden?
Paralel darbe kalkışmasının perde arkasında ABD-NATO var da ondan!
ABD, uzun yıllar evvel kurduğu Paralel Yapı'yı ve FETÖ'nün başındaki 'Gladyo misyonu çerçevesinde yetiştirdiği' derin elemanı Locaefendi'yi “son kullanma tarihine kadar” kollamaya, himayeye, artı tekrardan sahaya sürmeye, saldırtmaya devam edecektir!
Amaçları; Bağımsız Müslüman Türkiye'yi teslim almak, eskisi gibi sömürge devleti/ülkesi yapabilmektir!
On yıldır bu gaye ile giriştikleri açık-gizli bütün operasyonlar, kalkışmalar, darbe girişimleri berhava oldu...
Haçlı Siyonist Cephesi'nin ve onun maşası, piyonu FETÖ'nün bütün derin hesapları “her defasında” bozuldu…
FETÖ mensupları, 15 Temmuz'da darbeyi başaracaklarından o kadar emindiler ki; “2016'da yüzde bir katrilyon darbe olacak, Tayyip yıkılacak!” diye çok büyük konuşuyorlardı!
Fena çarpıldılar: Yıllardır “Allah'la aldatanları” Allah çarptı…
Sığındıkları, “ana vatan” dedikleri, uğruna mücadele ettikleri, putlaştırdıkları ABD'nin ipine sarıldılar:
“Bütün hesapların üzerinde” Allah'ın -mutlak- bir hesabının var olduğunu unuttular!
*
Dünyadaki ve Türkiye'deki Batı putçularına göre ABD demek “demokrasi” demekti! Güya, bu ikisi “eş anlamlı” idi! Öyle ki, işte bu ABD bir de Irak'a ve Afganistan'a “demokrasi” götürmeye karar vermişti!
ABD-NATO'nun “demokrasi”den kastının milyonlarca masum Müslüman'ın katledilmesi olduğunu “çok acı tecrübelerle” bütün dünya gördü, yaşadı.
Demokrasi'yi dilinden hiç düşürmeyen ABD, üç yıl öncesinde Mısır'daki Sisi Darbesi'ni organize etti. 2013'ten bu yana Sisi'lerini itina ile koruyup kollamaya devam ediyorlar…
Aynı ABD; 2013 yazındaki Gezi Kalkışması'nın, 17 ve 25 Aralık 2013 Paralel darbe girişiminin, nihayetinde FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin perde arkasındaki devletin adıdır!
ABD-NATO için (yıllardır) dünyada ve Türkiye'de “demokrasi” sadece bir illüzyondur! Kendi çıkarları veya egemenlikleri mevzu bahis olduğunda; hedefledikleri ülkelerde darbe biricik araçlarıdır!
Türkiye'nin demokrasisini, derin örgütleri FETÖ'nün eliyle alaşağı edemedikleri için; 15 Temmuz'dan bu yana bunalımdalar!
*
Hani, ABD terörle mücadelede fevkalade hassas bir devletti?
İşte bu “terör örgütleriyle kıyasıya mücadele” repliği, bir göz boyamadan, maskeden dahası düzenbazlıktan ibarettir.
ABD, yerküremizdeki terörün mühendisidir. FETÖ'nün de PKK terör örgütünün de “en başından beri” arkasındadır…
Her iki terör örgütünün de derindeki patronudur!
*
Bitmedi: Bir de IŞİD var…
Rusya'ya iltica eden CIA'in ve NSA'in eski mensubu Edward Snowden'ın “Vaktiyle, CIA ve MOSSAD kurdu!” diye sözünü ettiği “kontra” terör örgütü IŞİD!
“IŞİD içindeki FETÖ timi” gerçeğini, Yeni Şafak'ın 13 Ağustos tarihli manşetinde okudunuz!
TIR'lar üzerinden operasyon yapıp Türkiye'yi “IŞİD destekçisi” iftirasıyla zor durumda bırakmayı amaçlayan ve foyası ortaya çıkan FETÖ'nün; sadece PKK terör örgütü ile değil aynı zamanda IŞİD'le de işbirliği yaptığı/ortaklık kurduğu belgelendi.
*
Dahası var…
Kobani Kalkışması esnasında Paralel Yapı mensubu polislerin plaka tanıma sistemlerini kapatarak PKK'ya yardım ettiklerini ortaya çıkaran böylelikle kirli ve kanlı işbirliğini deşifre eden Şanlıurfa İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, dün de “FETÖ'nün TSK, Emniyet artı Yargı içindeki militanlarını kullanarak PKK ve IŞİD'e nasıl yardım ettiğini” anlatıyordu!
Hal böyleyken, vaktiyle dile getirdiğimiz şu gerçeğe bir defa daha dikkat çekiyoruz:
Ekim 2015'ten bu tarafa Ankara ve İstanbul'daki canlı bomba saldırılarında; PKK terör örgütü bazen “TAK” adı altında bazen de “IŞİD maskesiyle” katliam yaparken…
“2016'daki darbeye (15 Temmuz) zemin hazırlamak amacıyla” gerçekleştirilen bu terör saldırılarının organizasyonunda FETÖ'nün elemanları tümüyle işin içindeydi!