ABD'deki “tencere dibin kara, seninki benden kara” antetli başkanlık seçiminde “Favori” çöktü; zaferi “Sürpriz” kazandı. “Banko Hillary!” diyen bütün anketler çöpe gitti. Amerikan Kurulu Düzeni'nin ve medyasının gözdesi Hillary “ilk kadın başkan” olamadı!
Öylesine “ters köşe” bir netice yaşandı ki; toplamda Trump'a 230 bin oy fark atan Bayan Clinton, Al Gore'dan sonra ikinci kez “en çok oyu aldığı halde kaybeden başkan adayı” oldu. Gore, Oğul Bush'a 2000 yılında ayan beyan hile ile kaybetmişti. Hilesiz hurdasız kazanan Trump ise seçim kampanyası boyunca “Başkanlığı kaybetmem ancak hile ile mümkün olabilir” diye konuşuyordu!
Seçici delegelerin (ikinci seçmenin) oylarına dayalı ABD seçim sistemi Clinton'a değil, Trump'a kazandırdı. Salıncak eyaletler diye tabir edilen on bir kritik seçim bölgesinden yedisinde üstünlük sağlayan Trump, bu eyaletlerde toplam 114 seçici delege kazanırken; dört eyaleti alan Hillary Clinton sadece 32 delege elde edebildi. Seçimin püf noktası, tam da burasıydı.
29 delegelik Florida ile 20 delegelik Pensilvanya'da epeyce bir süre başa baş giden yarışı her iki salıncak eyalette de az farklarla Trump kazandı. Mesela Pensilvanya seçiminde başlangıçtan itibaren Hillary önde giderken sonradan tepe taklak oldu. Bayan Clinton'ın sadece 68 bin oyla kaybettiği Pensilvanya'nın işbu dramatik sonucu, bir bakıma seçimin “kırılma anı” olarak hatırlanacaktır…
Kaderin cilvesi, Pensilvanya'da mukim Mister Locaefendi Hillary Clinton için epeyce bir süredir tam manasıyla seferber olmuştu. FETÖ, tüm umutlarını Hillary Clinton'ın başkanlığına bağlamıştı. Büyük çaba sarf ettiler, çok para harcadılar; hatta finalinde “Ben ABD Başkanı Hillary Clinton'ım!” diyen bir rüya bile uydurdular; ne var ki, Salı gecesi fena yamuldular!
*
FETÖ-NATO-ABD-CIA'in 15 Temmuz 2016'daki darbe kalkışmasının başarısızlıkla sonuçlanmasından dolayı “karalar bağlayanların” tamamı Clinton'ın kazanmasını istiyordu!
Terör Partisi HDP ile PKK terör örgütü de Hillary'nin “zaferine” ayarlanmış halde bekliyordu. Clinton, PKK-YPG'ye “açık çek” vermişti!
Aydın Doğan, ortağı Donald Trump'a değil; Türkiye'deki derin baronların da tercihi olan Bayan Clinton'a oynadı…
Öyle ki; Yurttaş Doğan'ın 9 Kasım 2016 tarihli “akıllara ziyan” Posta'sı Hillary Clinton'ı ezbere “ABD Başkanı” seçti!
*
Neticede, gizli ve sinsi bir İslam düşmanı olan Clinton kaybederken; seçim kampanyasında “Müslümanları ABD'ye almayalım” diyerek açıktan İslam düşmanlığı yapan Trump kazandı.
Başkan seçildiği belli olduktan sonraki konuşmasında “Dünyada düşmanlık değil, dostluk arayacağız. Herkese adil davranacağız” diyerek kampanya sırasındaki söyleminden tamamen farklı bir görüntü veren Trump'ın bu sözleri “kulaklara iyi gelse” de; kesinlikle inandırıcı olamıyor.
Neden mi? Mevzubahis olan ABD Başkanı'dır da ondan!
İster eskileri, isterse yenisi fark etmiyor: Devasa yalanlar, Amerikan Başkanları'nın karakteridir. Hiçbirinin iyi hal kâğıdı yoktur.
Tamam, Derin Amerika açısından Bayan Clinton Trump'a göre daha öncelikli veya elverişli idi; ancak bu durum Donald Trump'ın onların kontrolü dışına çıkacağı manasına gelmez.
Mister Trump da aynen Hillary gibi Terör Devleti İsrail'in can dostudur!
Bütün bu temel gerçeklerle birlikte; Türkiye'nin ABD'ye karşı elinde bulunan son dönemdeki büyük kozların, ABD'nin yeni başkanına karşı kullanılmak üzere daha da kıymetli hale geldiğini unutmayalım!
ABD'nin PKK-YPG'yi açıktan desteklemesi ve 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye'yi işgal etmek için sahaya sürdüğü FETÖ'yü halen korumaya devam etmesi, bir başka deyişle Fetullah Gülen'i bir türlü iade etmemesi; Ankara'nın elindeki iki büyük kozdur.
*
“15 Temmuz gecesi, 13 CIA ajanı Türkiye'de darbeye yardım etti” diyerek tweet atan zat; artık bir “başkan adayı” değil, ABD'nin 20 Ocak 2017'de göreve başlayacak Seçilmiş Başkanı'dır. En iyi belge itiraftır! Söz konusu tweet'in Başkan Trump'a hatırlatılacağı muhakkaktır!
Ankara-Washington hattında; evvela FETÖ konusu, yeni başkan Trump'ın “samimiyetini” test edecektir!
Trump'ın başdanışmanı Korgeneral Mike Flynn “Gülen'e güvenli sığınak sağlamayalım” diye konuştu. Trump yönetimi bu sözün gereğini yapmalıdır. Onlar da Obama yönetimi gibi FETÖ'yü himaye ederlerse, bundan zararlı çıkan Terörizm'in Mühendisi ABD olacaktır!