15 Temmuz'dan bir gün önce “FETÖ'nün kontrolündeki” Can Erzincan TV'de Nazlı Ilıcak “fıkır fıkır”dı! Adeta ağzı kulaklarına varıyordu. Altan Biraderler'i konuk ettiği o programda “Yine yeşillendi fındık dalları” türküsünü çalarak coşuyordu. Türküdeki bu sözlerin tekrarlandığı klip “Anlayana sivri sinek saz; anlamayana…” diye bitiyordu!
Paralel'in firari savcısı Mister Öz'ün “kartopu arkadaşı” Nazlı Ilıcak FETÖ'nün darbeye hazırlandığından “haberdar” edilmişti…
Sevincinden “eli kulağındaki darbe”nin türküsünü çığırıyordu!
Nazlı Hanım'ın Pensilvanya'daki Locaefendi'si de 15 Temmuz'dan aylar evvel “haki yeşil” cübbesiyle; en başta TSK'dakiler olmak üzere bütün FETÖ mensuplarına “Yoldaki Darbe”nin işaretini vermişti…
Paralel Sızıntı'nın Mayıs 2016 tarihli kapağında “bir askerin kolu” resmediliyor; bu asker “karanlıktan yemyeşil bir bahçeye, bahara çıkan bir kapıyı açıyordu!”
***
15 Temmuz'daki darbe girişimi berhava olduğunda yani “fındık dalları bu defa yeşillenmediğinde” FETÖ şakşakçısı Nazlı Ilıcak'ın “Can Erzincan” televizyonundaki sevinci kursağında kaldı. Kaçak Mister Öz, Almanya'da; Fuller'ın Locaefendi'si de Pensilvanya'da bunalıma girdi.
Darbe kalkışmasından bir gün önce Can Erzincan TV'de yeşillenip “darbeyi sevinçle anons edenler” şimdilerde mahpusta yatıyorlar!
***
Nazlı Ilıcak'ın Paralel Koşusu, yirmi yıl kadar evveline gidiyor:
Yirmi Sekiz Şubat sürecinde (27 Aralık 1997'de) Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın “Ulusal Uzlaşma” Ödül Töreni'nde kürsüye çıkıp “Siyasi Baba”sı dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e ve de “Paralel Hoca”sı Gülen'e methiyeler yağdıran Nazlı'dan söz ediyoruz!
O törende; 28 Şubat darbesinin siyasi lokomotifi olan Süleyman Demirel ile 16 Nisan 1997'de Refahyol'a (Aydın Doğan'ın kanalında) “Beceremediniz, gidin” diye seslenen Fetullah Gülen Locaefendi “yan yana” oturuyordu…
Gülen, başı önde vaziyette “Acayip mahcup, fevkalade saygılı ve karıncaezmez bir Hocaefendi'yi oynuyordu!
Demirel'in vakfın tertiplediği törene katılması, dönemin ABD Büyükelçisi tarafından talep edilmişti!
Nazlı Ilıcak, kürsüden Fetullah Gülen'e “Hocam, davanız zaafa uğrayabilir diye sakın üzülmeyin! O dava nice gönülleri tutuşturmaya devam ediyor” diye sesleniyordu!
Gülen'in “davası”nın aslında nasıl bir “dava” olduğu…
O geceki törenden tam on altı yıl sonra yaşanan 17-25 Aralık 2013 tarihli Paralel Darbe Girişimi ile ayan beyan ortaya çıktı!
Nazlı Ilıcak, 17-25 Aralık 2013'ün candan destekçisi olarak Paralel Sahne'de yer aldı…
O törenden on dokuz yıl sonra 15 Temmuz 2016'da bu defa da FETÖ'nün askeri darbe girişimi patladı. 1966 yılında CIA ajanı Graham Fuller tarafından bir “Gladyo Projesi” olarak temeli atılan FETÖ “ellinci yılında” askeri darbeye kalkıştı. Pensilvanya'nın Askerleri, Ankara'yı bombaladı. İki yüz kırk altı vatan evladı hayatını kaybetti…
Neticede; “Sam Amca”nın Çocukları başaramadılar!
Nazlı Ilıcak ve onun gibilerin büyük ümitler bağladığı Ordu'daki “fındık dalları” bu defa “yeşillenemedi!”
***
7 Şubat 2012'deki krizin birkaç gün sonrasından itibaren Paralel Yapı ile “stratejik ortaklık” kulvarında koşan Kemal Kasetçalaroğlu; son olarak Adana mitinginde FETÖ himayeciliğini resmen “sergi”ye çıkardı; iyice açık etti!
FETÖ ile bağlantılarından dolayı tutuklu bazı isimleri “heyecanla” anons ederek meydandakilerden “Burada!” demelerini istedi!
Onlar da “bu sözcüğü bağırarak” gösteriye katıldılar!
Sunuculuğunu “Kasetle Gelen Kemal”in yaptığı işte bu FETÖ'sel Şov'da adı anons edilenler arasında, Nazlı Ilıcak ile “Altan Biraderler” de vardı!
Kılıçdaroğlu'nun şovu, “basın özgürlüğü” maskesi altında yapılan bir “FETÖ korumacılığı” olarak “fena halde” sırıttı…
Gürsel Tekin “8 Haziran'da ilk işimiz, AKP hükümetini destekleyen bu kirli gazetelere el koymaktır!” diye babalandığında (20 Şubat 2015) pek konforlu bir lakırdı olan “basın özgürlüğü” asla elden gitmiyordu!