Joe Biden'ın “kahramanı” John Dündar “Saldırının örgütlü olduğunu düşünüyorum” diye konuşmuş: Bu satırların yazarı da saldırının “örgütlü” olduğunu düşünüyor! Ne var ki, yüz seksen derecelik bir farkla! Bu “ters manyel yapan” bir saldırıydı!
Casusluktan yargılanan Mister John Dündar'ı “mağdur ve mazlum” göstermek, “kahraman” haline getirebilmek amacıyla tasarlanmış; ayrıca mahkemenin kararına tesir edebilmek üzere düzenlenmiş kontra bir “saldırı”dan söz ediyorum!
TIR'larla ilgili manşeti Can'daş Cumhuriyet'e attırtan hangi güç odağı ise adliye kapısındaki işbu tuhaf saldırıyı “örgütleyen, organize eden” de aynı adrestir.
Saldırgan rolünde oynayan bir “konu mankeni” bulmak mı, bunlar için çocuk oyuncağıdır!
O malum derin adrese “Can Dündar'a Silahlı Saldırı” başlığı yani tersinden iş gören bir “şok haber” lazımdı!
Eh, maksat hâsıl oldu!
Aynen 27 Nisan e-muhtırasından iki gün evvel “YÖK'te Erdoğan Teziç'e saldırı” hadisesinde yaşandığı gibi! O dönemde kamuoyunda “laikliğiyle” öne çıkmış bir şahsiyete “saldırının” haberi lazımdı! Kısa sürede karikatür bir “saldırı” olduğu kanıtlansa da gayesine ulaşmış bir atraksiyondu.
YÖK kapısındaki sözde saldırıda “ayarlanmış eylemci” ile Mister Erdoğan Teziç arasında güvenlik görevlileri bir yana yedi adet kapalı kapı ile yaklaşık üç yüz metre vardı!
Teziç'ten farklı olarak John Dündar olay yerindeydi ve “eşi tarafından kurtarılıyordu!”
Ertesi gün Cumhuriyet'te John'dan “Ben bu kadar gözü pek kadın görmedim. Bana kahramanlık payesi veriyorsunuz ya, asıl kahraman eşimdir” tiyatrosu yetişti!
*
Neticede beş yıl on ay hapis cezası alan John Dündar “Hem dışarıda hem de mahkemede saldırıya uğradık” yollu konuştu…
“Hedef gösterenleri, sorumluların kim olduğunu biliyoruz” diyerek asıl kendisi “hedef” göstermiş oldu!
Adliye önünde mahkemenin kararı beklenirken sahneye konulan silahlı şovu “örgütleyen” merkezin hesaplarını berhava eden ise Cumhuriyet'in Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün “Adli bir olay yaşanmış. Saldırının Can Dündar'la bir ilgisi yok!” diye konuşmasıydı!
Erdem Gül'ün bu sözleri yok farz edildi! Başta John Dündar olmak üzere Can'daş Cumhuriyet'teki arkadaşları ve de Paralel Medya, onun bu sözlerine muhakkak hayıflanmışlardır, bozuk çalmışlardır.
*
Tam da burada, İngiliz tabloid basınında geçerli olan “yazılı olmayan” bir kuralı hatırlıyoruz:
“Gerçeğin, iyi bir öyküyü bozmasına fırsat verme!”
*
John Dündar, 20 Temmuz 2015'te twitter'da yazdıklarıyla Ankara'yı IŞİD'e bomba ve eleman taşımakla suçlamıştı.
IŞİD iftirası, ABD borazanı Cumhuriyet'teki “TIR'larla ilgili o malum manşetlerde” de yer almıştı.
Aynı iftiraları, Paralel Terör Örgütü'nün CIA muhibbi “etki ajanları” biteviye tekrarlamışlardı.
*
Casusluktan yargılanan John Dündar'la ilgili mahkeme kararının açıklandığı gün…
TSK bir açıklama yaptı ve geçtiğimiz Ağustos'tan bu yana Suriye'de 2144 IŞİD hedefinin vurulduğunu; 807'si Suriye'de 365'i ise Irak'ın kuzeyinde olmak üzere 1172 IŞİD mensubunun öldürüldüğünü açıkladı!
Ankara'nın IŞİD'le mücadelesine Mister John Dündar ve gazetesinin gözleri faltaşı gibi kapalıdır. Onların derin misyonu Paralel Yapı ile bir olup Bağımsız Türkiye'ye iftira atmaktır.
*
Joe Biden'dan “Büyük Kahraman” lafını işitmek ve John Bass'den ya da AB devletlerinin Ankara'daki büyükelçilerinden “Aferin!” almak mı, John Dündar gibiler için en büyük ödüldür!
Sam Amcası'nın “kahramanı” John Dündar, Türkiye'deki Baronsal Gladyo'nun 'Görevimiz Tehlike' kulvarında koşturduğu mutemet elemanıdır!
Tamer Korkmaz
Bana bu “saldırı”yı lütfeder misiniz?
10 Mayıs 2016, Salı
Mayıs 10, 2016