Tamer Korkmaz
Asrın “Barış!” yalanı…
Başkan Tayyip Erdoğan, önceki gün Donald Trump’ın başdanışmanı da olan damadı Jared Kushner’ı kabul etti: Yaklaşık iki saat süren görüşmede, Ortadoğu ve Suriye konuları ile iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin ele alındığı dile getirildi.
Bu Kushner; kayınpederinin “Asrın Barış Planı” adını taktığı ve İsrail ile Filistin arasında sözde “kalıcı bir barış getireceğini” öne sürdüğü “Nihai Barış Planı” ile alakalı çalışmaları yürütüyor…
Kaşarlanmış “İslam Düşmanı” President Trump’ın “Barış Planı!” dediği hadise; aslında “Ortadoğu’da bütün inisiyatifi, kontrolü ve gücü Terör Devleti İsrail’e vermek üzerine kurulu bir stratejiye” dayanıyor!
*
Michael Wolff’un, geçen yıl Amerika’da büyük yankı uyandıran “Ateş ve Öfke: Trump Beyaz Sarayı’nın İçyüzü” başlıklı kitabında Jared Kushner’ın Henry Kissinger’ın himayesi altında olduğuna dikkat çekilen satırlar var:
“Trump’ı New York’un cemiyet hayatından uzun yıllardır tanıyan ve şimdi de damadı Jared Kushner’ı kanatlarının altına almışolan Kissinger, yavaş yavaş ve de başarıyla kendisini dış politikaya tekrar sokuyor…”
*
Henry Kissinger, “Derin ABD” denildiğinde ilk akla gelen isimler arasında yer alıyor! Kissinger, iki yıl önce ölen Siyonist Küresel Baron David Rockefeller’ın uzun yıllar boyunca danışmanlığını yapmıştı.
O RAPORLARDA, BU GERÇEK YAZMAZ
Cemal Kaşıkçı’nın da aralarında yer aldığı “İnfaz Edilecek Suudiler listesini hazırlatıp CIA’e veren şahıs; President Trump’ın Yahudi damadı Kushner’dan başkası değildir!
Suudi gazeteci Kaşıkçı’yı katletme planını yapan CIA; bu dehşetengiz cinayeti Suudi Hanedanı’nda demir atmış, konuşlanmış ve de “ABD için çalışan” İnfaz Timi’ne uygulatmıştı…
CIA’in ve Kushner’ın, Kaşıkçı Cinayeti’nin sahne arkasındaki lokomotif rolü; Derin Washington tarafından itina ile hasıraltı ediliyor!
CIA’in yahut BM Raportörü’nün “Kaşıkçı Cinayeti” raporları mı; “Cemal Kaşıkçı’nın hunharca katledildiği hadisenin arka planındaki Derin ABD, CIA ve de Jared Kushner gerçeğinin üzerini örtebilmek
için” vardır!
DARBE ÇAĞRISININ MÜŞTEREK LİSANI
“Suriye’den çekiliyoruz” hikayesini anlatmaya ve de “Türkiye’yi oyalamaya” devam eden Donald Trump; bir diğer taraftan da Venezuela’da Maduro’yu devirmek için bastırıyor!
Venezuela’da Sam Amca’sının “muhalif lideri” Juan Guaido geçen hafta twitter’dan “Uluslararası topluma tüm seçenekleri açık tutmamız teklifini yapıyorum” diye yazdı!
Yani, nedir? “ABD’sine “Müdahale et, darbe yapıp şu Maduro’yu devir!” demeye getiriyor!
Tam da burada…
CIA’in Pensilvanya’da “pamuklara sardığı” Gizli Kardinal Fetullah Locaefendi’nin, 15 Temmuz’daki darbe teşebbüsünden sonra –Mısır’ın Al Ghad televizyonuna– yaptığı “Uluslar arası toplum, Batılı devletler Türkiye’ye müdahale etsin! Cumhurbaşkanı’nı ve AKP Hükümeti’ni düşürsün” şeklindeki açıklamasını hatırlayalım!
YİRMİ SEKİZ ŞUBAT’IN YILDÖNÜMÜ
Dün 28 Şubat Darbesi’nin yirmi ikinci yıldönümüydü.
Haydut Devlet ABD’nin “Venezuela’daki Nicolas Maduro yönetimini devirdiğinin haberini alabilmek için sabırsızlanan” Washington Portakalı Ertuğrul; Yirmi Sekiz Şubat Darbesi’nin medya ayağındaki bir numaralı yayın yönetmeniydi.
GEREKİRSE SİLAH BİLE KULLANACAKLARDI!
Genelkurmay Başkanlığı’nın medyaya “İrtica Brifingi” verdiği gün (11 Haziran 1997’de) Ertuğrul Ö. ile Emin Ç. İkilisi Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir’i makamında ziyaret etmişlerdi.
Çölaşan, Bir’e “28 Şubat kararlarına karşı direniş olursa ve gerekirse silah kullanacak mısınız?” diye sorduğunda; Orgeneral Bir “Gerekirse tabii kullanırız!” cevabını verdi!
Çıkışta; Hürriyet’in genel yayın müdürü Ertuğrul, yazarı Lee Van Cleef Çölaşan’ı “Helal olsun Emin, yine manşeti kurtardın…” diye tebrik etti!
12 Haziran 1997 tarihli Hürriyet, “Gerekirse Silah Bile Kullanırız” manşetiyle çıktı.
Darbeci Çevik Bir’in ismi manşette geçmiyordu…
Alt başlıkta ise “Genelkurmay Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalışan irtica ile mücadelede gerekirse silah kullanılacağını açıkladı” deniliyordu.
“NATO KAFA, GLADYO MERMER!”
Baronsal Gladyocu Ertuğrul; NATO’cu&Amerikancı 28 Şubat darbecilerine verdiği desteği “sonraki yıllarda da” ihtimamla sürdürdü…
Mesela “Ben gazeteci olarak 28 Şubat’ı destekledim. Hala da destekliyorum. Yarın bu ülke, 1997’nin şartlarına düşse yine desteklerim” diye yazdı! (12 Eylül 2003)
“Galiba 28 Şubat’ı destekleyen tek ben kaldım. Evet, destekledim ve desteklemeye devam ediyorum” diye yazan da ondan başkası değildi! (28 Şubat 2007)
Eh, 28 Şubat darbesini 22. yılında da desteklediğine kuşku yoktur! Ertuğrul bu; Mısır’da El Sisi’nin darbesini de desteklemişti. Şimdiyse, Venezuela’da “darbeden fal tutuyor…
Utanmaz Ertuğrul, tüm bunların hesabını vereceği yerde, halen daha cümle âleme “demokrasi ve de hukuk” söylevleri attırıyor!