Haydut Devlet ABD, Pensilvanya'da 1999'dan bu yana himaye ettiği “pamuklara sardığı” Teröristbaşı Locaefendi'yi bir türlü iade etmiyor! Ankara'nın 19 Temmuz 2016'da gönderdiği dört ayrı iade dosyasının ve dahi 10 Eylül 2016'daki geçici tutuklama talebinin Washington makamlarınca “sümenaltı edilerek” halen daha mahkemeye gönderilmediği ortaya çıktı.
Obama yönetimi, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimiyle Türkiye'yi işgal etmeye kalkışan FETÖ'yü ihtimamla korudu…
Bir başka söyleyişle; Washington, elli yıllık Gladyo örgütüne sahip çıkmaya devam ediyor!
*
FETÖ'cü kaçaklar, ABD'de el üstünde tutuluyor: Son olarak firari FETÖ mensuplarından Şerif Ali Tekalan “North American University”nin rektörlüğüne getirildi!
Paralel Fatih Üniversitesi'nin eski rektörü olan Mr. Tekalan, FETÖ Çatı Davası'nda; KPSS sorularının çalınması davasında; Şike Kumpası davasında sanık durumunda ve de hakkında tutuklama kararları var. İşte böylesine bir vatan haini; Amerika'da “el bebek gül bebek” misali “rektör” yapıldı.
*
FETÖ'nün çekirdek kadrosundaki isimlerden birisi olan Şerif Ali Tekalan; Paralel Fatih Üniversitesi'nin rektörlüğünü yaparken “Mustafa Süzer Vakfı Mütevelli Heyeti”nin de üyesiydi.
Süzer Grubu'nun Onursal Başkanı olan işadamı Mustafa Süzer, Paralel Yapı'ya ait “Fatih Koleji Sami Çakır Fen ve Anadolu Lisesi”nin temelini atmıştı…
Mister Süzer, “şahane bir tesadüf!” tam da 17 Aralık 2013 tarihinde Pensilvanya'da Mister Locaefendi'nin misafiriydi!
*
Locaefendi, 9 Şubat 1998'de “Dinlerarası Diyalog” projesi kapsamında Vatikan'da Papa İkinci Jean Paul'ü ziyaret etmiş ve kendisine bir mektup sunarak Kilise'nin bu projesine bağlılığını beyan etmişti…
Teröristbaşı Gülen'in kanatları altındaki Şerif Ali Tekalan'ın “Nasıl Bir Diyalog” adlı kitabını ise 2010 yılında “Doğan Kitap” yayınlamıştır!
İşte bu kitabın yayınlanmasından hemen önceki dönemde; Şerif Ali Tekalan'ın da aralarında bulunduğu Paralel'e mensup bazı üniversite rektörlerinden oluşan bir heyet, FETÖ'nün ikinci adamı Mustafa Özcan'ın başkanlığında Aydın Doğan isimli şahsı ziyaret etmişti!
*
Fetullah Gülen, 16 Nisan 1997'de; “Yurttaş Doğan”ın sahibi olduğu Kanal D televizyonunda Yalçın Doğan'a konuşup Refahyol Hükümeti'ne “Beceremediniz gidin” diye seslenmişti. 28 Şubat darbesinin destekçisi Gülen, yine o programda “Askerlerimiz anayasanın kendilerine verdiği şeyleri yerine getiriyorlar. Bence onlar bazı sivil kesimlerden daha demokrattırlar” demişti!
*
17 ve 25 Aralık 2013'teki Paralel Darbe Girişimi'nden üç ay kadar önce (24 Eylül 2013'te) FETÖ mensubu Hidayet Karaca'nın Pensilvanya'daki Locaefendi'siyle yaptığı bir telefon konuşmasını tam da burada hatırlıyoruz…
Şimdilerde cezaevinde yatan, eskiden Paralel STV'yi yöneten Mister Karaca, o konuşmada; “Hocam, bugün Aydın (Doğan) Bey ile yemek yedik. Size selam ve hürmetleri var” dedikten sonra şu sözleri sarf ediyordu:
“Aydın Bey, 'Şu anda gerçek demokratlığı Hocaefendi temsil ediyor' dedi…
"Bir ara 'Ben de artık bu başbakanın karşısına geçeyim' diye konuştu. Uzun uzun diğer mevzuları da konuştuk, efendim. Özellikle, sizin ilgilendiğiniz iki husus noktasında çok memnun olduğunu da söyledi…”
*
Aydın Doğan isimli şahsın “Türkiye'de gerçek demokratlığı temsil ediyor” dediği Fetullah Gülen Locaefendi'nin 'dini cemaat' maskeli Gladyo örgütü FETÖ; 17-25 Aralık 2013'te Emniyet-Yargı Cuntası üzerinden darbe girişiminde bulundu; 15 Temmuz 2016 tarihinde ise askeri darbeye kalkıştı!
*
Hidayet Karaca'nın; Locaefendi'si ile telefon konuşmasında dile getirdiği “sizin ilgilendiğiniz iki husus” ifadesi, POAŞ davası ve de “Kâğıt Üçkâğıdı” diye bilinen dava ile mi alakalıdır?
Şöyle de sorabiliriz:
Paralel Yargı meseleyi “halletmiş”; Yurttaş Doğan'ın işbu iki davadaki “sıkıntıları” giderilmiş; ondan dolayı mı “Aydın Bey, çok memnun” kalmıştır?!
*
Aydın Doğan adlı şahısın Fetullah Gülen'le stratejik işbirliği, bundan (en az) yirmi yıl öncesine dayanıyor: Mesela, Fetullah Gülen'in “Aydın Bey, bana 'Niye bana da iş vermiyorsunuz, ben de yapayım' dedi” şeklindeki sözlerinin tanığı Latif Erdoğan'dır!
Baronsal arka planı olan bu stratejik işbirliği, aradan geçen yıllarda iyice ilerledi, kemikleşti: 15 Temmuz sonrasında, Doğan Holding'in Ankara Temsilcisi FETÖ kapsamında tutuklandı; yeni yılın ilk haftasında da holdingin iki yöneticisi gözaltına alındı.
Doğan Medyası, FETÖ ile çok yakın ilişkilerini istediği kadar inkâr etsin; “kapı gibi” gerçek değişmiyor!
Finalde, Hürriyet'teki bilumum yönetici ve yazarlara bir dizi sorum var:
Serdar Turgut'un Akşam'da yazar olduğu dönemde kaleme aldığı “Mezar Soyguncusu'nun Gazetesi” başlıklı yazısında (16 Ağustos 2008) bahsi geçen gazete, hangi gazetedir? Sözü edilen “Mezar Soyguncusu” kimdir? Turgut, bir gazete patronunu niçin “bu şekilde” tanımlamıştır?