İslam Ordusu'nun “Kuzey'in Gök Gürültüsü” adlı tatbikatı Mart ayında tamamlandığında, çokları bu önemli gelişmeye dudak büktü. Hatta, İslam Ordusu'na “yok” muamelesi yapanlar vardı.
14 Aralık 2015'te “Teröre Karşı İslam İttifakı” adıyla ilan edilen 200 bin kişilik Ordu, ilk tatbikatını Suudi Arabistan'da gerçekleştirse de ittifakın lokomotifi Türkiye'dir.
*
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, kapanış töreninin ardından “apar topar” tatbikatın yapıldığı kente gitmiş, Suudi Dışişleri Bakanı ile biraraya gelmişti. Kerry'nin ağırlandığı odada “Cami'li İstanbul” tablosu dikkat çekiyordu!
*
Suudi Kralı Selman, İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı'nın (ileriki yıllarda taze bir başlangıç diye hatırlanacak olan) toplantısından iki gün önce Ankara'ya geldi. Ziyaret, İslam ülkelerinin birlikteliğini sağlama yolunda hatırı sayılır bir adımdı. Son Kral ile birlikte Türkiye'ye iyice yaklaşan Suudi Arabistan yönetimi “İçimizdeki Ecnebiler” tarafından topa tutuluyor. Oysa, uzun yıllar boyunca petro-dolarlarını başta ABD olmak üzere Batı'ya akıtan Suudiler ile çok yakın ilişkilerinden dolayı Washington'a laf vuran yoktu. Ne zaman ki, Riyad Ankara'ya yaklaştı, kötü oldu!
*
Suudi Kralı Selman'ın Türkiye ziyareti ile eş zamanlı olarak ABD'de yaşanan bir gelişme özellikle dikkat çekiciydi.
Suudi Arabistan'ın 11 Eylül 2001'deki İkiz Kulelere yönelik uçaklarla yapılan saldırılarda rol aldığı iddiaları birdenbire ABD'de gündeme getirildi!
Bu konudaki bir tasarı ABD Kongresi'ne adeta paraşütle indirildi: Washington, Riyad'a “aba altından sopa” gösteriyordu!
ABD Kongresi'nin saldırılar esnasındaki “istihbarat hatalarına!” ilişkin hazırladığı 838 sayfalık rapora katkı sunan eski Senatör Bob Graham, CBS televizyonundaki “60 Minutes” programında söz konusu raporun 28 sayfasının sansürlendiğini söyledi.Graham “Saldırılardaki desteğin Suudi hükümetinden geldiğine mi inanıyorsunuz?” şeklindeki bir soruya “Büyük ölçüde!” cevabını verdi.
Oysa, 11 Eylül “Kurgusal” bir saldırıydı. CIA'in öncülüğünde bir “kontra” operasyondu. İşte bu “üzerinin örtülmesi mümkün olmayan” derin gerçek on beş yıl boyunca onlarca belge ile ve delille defalarca kanıtlandı.
*
Washington, kontrolünden çıkmaya başlayıp Ankara'ya yaklaşan Riyad'a hareket çekiyordu. Buna karşılık Kral Selman da ABD'ye rest çekti ve Suudi yönetimini sorumlu tutan tasarının kabulü halinde ABD'deki devasa maddi varlığını geri çekeceğini duyurdu!
Suudi yönetiminin “finans kozu” ABD'yi zor durumda bırakabilecek, duvara dayayacak cinsten bir tehdit olarak adrese teslim edildi!
Körfez Sermayesi'nin 11 Eylül'den itibaren Amerikan piyasalarını terk etmeye başladığını tam da burada hatırlayalım...
11 Eylül 2001'in ilk 10 yılında 4 trilyon dolardan biraz daha fazla bir paranın “yön değiştirdiğini” ve bu “kaçışın” 11 Eylül'ün yedinci yılında yani 2008'in sohbaharında Küresel Finans Krizi'ni tetiklediğini işaretleyelim!
*
Suudi Kralı Selman'ın siyasi tercihlerindeki kritik değişikliklerden, kontrolden çıkmasından dolayı bozuk çalan Washington yönetimi “eski defterleri” açtığına göre...
11 Eylül saldırıları döneminde Bush'larla Bin Ladin'ler arasındaki “fevkalade yakın ilişkileri” de hatırlamanın tam sırasıdır!
*
Bush ve Ladin aileleri, 11 Eylül öncesindeki yirmi beş yıl boyunca çok yakındılar, “iş ilişkisi” içinde idiler.
Baba Bush, başkanlıktan ayrıldıktan sonra Carlyle Group'ta yüksek ücretle danışmanlığa başladı.
Şirketin “şişman” ortaklarından biri de Ladin ailesiydi. Oğul Bush, Teksas Valisi olduktan sonra, Teksas Üniversitesi'nin Carlyle Group'a 10 milyon dolarlık yatırım yapmasını sağlamıştı.
11 Eylül'ün üzerinden haftalar geçmesine rağmen Baba Bush ve Carlyle'daki dostları Ladin ailesine verdikleri destekten vazgeçmemişlerdi.
Bin Ladin'in kardeşlerinden biri olan Şefik 11 Eylül sabahı Carlyle Group'ta iş toplantısındaydı.
Bir gün önce aynı toplantıda Baba Bush ve Şefik, diğer Carlyle kodamanlarıyla sohbet ediyordu!
11 Eylül patladığında, uçuş yasağı sadece Ladin ailesinin fertleri için geçerli olmadı; çok sayıda Ladin, FBI'ın bilgisi dahilinde denizaşırı seyahate çıktılar!
Vaziyet böyleyken...
Başta ABD Kongresi'nin bahse mevzu raporu olmak üzere 11 Eylül'le ilgili her türlü resmi belgede yapılan muhtelif sansürler, acaba evvela Bush ve Ladin aileleri arasındaki derin münasebetleri perdelemeye mi yaradı?
*
İtalya eski Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga Aralık 2007'de Corriere dela Sera'ya şöyle demişti: “11 Eylül saldırılarının CIA ve MOSSAD tarafından gerçekleştirildiği gerçeği bütün küresel istihbarat örgütleri tarafından biliniyor.
11 Eylül, İslam dünyasını suçlamak ve Batılı güçleri Irak ile Afganistan'a müdahaleye tahrik etmek için planlanıp gerçekleştirilmiştir.”
«
Gladyoculuğu ile “nam salmış” Sinyor Cossiga'nın bu sözlerini, bir “itiraf” olarak saklamayı sürdürüyoruz!
11 Eylül bahsi her açıldığında “Geçin bunları, komplo teorisi, bunlar!” diyerek tepki gösteren Amerikancı-İsrailci etki ajanları ise bunca zamandır kapı gibi belgelerden, bilimsel tartışmalardan itina ile uzak duruyorlar!
Kaçmaya devam ediyorlar!