DÜNYA
Pekin'den Doğu Türkistan talimatı: Soykırımı kanıtlayan belgeleri yok edin!..
Çin yönetimi, Doğu Türkistan'daki soykırım politikalarını kanıtlar nitelikteki resmi belgelerin sızdırılmasının ardından tedbir almaya başladı. Bu kapsamda toplama kampları yöneticilerine 'belgeleri yok edin' talimatı verildi.
Pekin yönetimi, tekrar belge sızdırmaların yaşanmaması için Sincan bölgesel hükümeti yetkilileriyle üst düzey toplantılar gerçekleştirerek ‘belgeleri imha etme' konusunda işbirliği içine girdi.
"BELGELERİ YAKIN, YOK EDİN"
Associated Press'in Sincan'da hükümet çalışanlarına yakın kişilere dayandırdığı haberine göre Çinli yetkililerin, Sincan bölgesel hükümeti yöneticilerine toplama kamplarındaki kişilere dair yazılı belgeleri yakma, bilgisayarları imha etme, ofislerdeki internet bağlantılarını sökme, bilgileri sağlam yere nakletme, hackerlerın ulaşamayacağı güvenli alanlar oluşturulması gibi talimatlar verdiği öğrenildi.
BASKI ARTTI
Bölgede yaşayan Uygurlara göre gizli belgelerin yayınlanması, Pekin'deki merkezi hükümeti Sincan hükümeti üzerinde daha fazla baskı yapmaya zorladı. Ayrıca Çin hükümeti, sızdırmaların yaşandığı Ekim ayından beri kontrollerini daha da sıkılaştırdı.
SIZDIRMALAR SONRASINDA NELER YAŞANDI?
Gizli belgelerin basına sızmasının ardından geniş çaplı soruşturmalar başlatıldığı, şu ana kadar kaç kişinin gözaltına alındığının bilinmediği ancak bu rakamın çok sayıda kişiyi kapsadığı belirtiliyor. Sincan yetkilileri ve Çin Dışişleri Bakanlığı, bugüne kadar sızdırılan belgelerin doğruluğunu reddetmediler ancak bu belgelerin ‘kötü niyetli olarak çarpıtılmış' olduğunu ifade ederek konuyu kapatmaya çalıştılar.
Çin'in 'eğitim merkezi' adındaki toplama kamplarına ilişkin yeni belgeler yayınlandı
Çin yönetiminin Doğu Türkistan'da kurduğu toplama kampları dünya basınında sıkça yer almasının ardından Haziran ayında BBC'den gazeteciler tarafından görüntülendi.
Kasım ayının başında ise Çin'in Uygur Müslümanlarıyla ilgili yazışmaları, Pekin hükümetinde görevli bir yetkili, hissettiği rahatsızlıktan dolayı basına sızdırdı. New York Times'ta yer alan 403 sayfalık belgelerde bizzat Çin lideri Şi Cinping'in 'radikalleşen' ailelerle nasıl mücadele edilmesi gerektiğini anlatıyordu.
YENİ BELGELER SIZDIRILDI
Şimdiyse Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu tarafından ele geçirilen 24 sayfadan oluşan belgeler basınla paylaşıldı.
"DÜŞÜNCELERİ ve DİLLERİ YENİLENECEK"
Belgelerde hükümetin ana amacının, etnik azınlıkları suç işlemeden önce kamplara alma, düşüncelerini ve dillerini yenileme olduğu kaydediliyor.
FİRARLARIN ÖNLENMESİ İÇİN ÖNLEMLER ALINACAK
2017 tarihli belgede, "Firarların önlenmesi, gözetleme kuleleri, rutin kontrol, kapıların iki kez kilitlenmesi zorunluluğu" kaydediliyor. Ayrıca 'yurtların ve sınıfların' kör nokta olmayacak şekilde güvenlik kameralarıyla izlenmesi gerekliliği vurgulanıyor.
CEZALARIN MAHKEME KAYITLARI YER ALIYOR
Sızan belgelerde ülkenin batısında Müslüman Uygur Türklerinin tutulduğu toplama kamplarının nasıl yönetildiğinin yanı sıra Uygur Türklerine verilen cezaların mahkeme kayıtları da bulunuyor.
"BİR MÜSLÜMAN, ÖĞÜT ETMESİ SONRASINDA HAPİS CEZASI ALIYOR"
Bir mahkeme kaydında iş arkadaşına daha iyi bir Müslüman olması için temiz bir dil kullanmasını öğütleyen Uygur Türküne verilen hapis cezası da yer alıyor.
Belgelerde ayrıca Pekin'in üst düzey teknolojiyle kamplardaki kişileri izlediğine dair bilgiler bulunuyor.
"KAÇMALARINA ASLA İZİN VERMEYİN"
Sızan belgeler arasında dönemin Sincan Komünist Parti Sekreter Yardımcısı Zhu Hailun'in, kamp yetkililerine gönderdiği 9 sayfalık bir not da dikkat çekti.
Bu notlarda, "Kaçmalarına asla izin vermeyin", "Yanlış davrananlara yönelik cezaları ve disiplini artırın", "Pişmanlığa ve itirafa teşvik edin" gibi talimatlar sıralandı.
Belgelerin birinde, "Öğrencilerin sabit bir yatak yeri, sırası, sınıfta oturacağı yeri, çalışma şartları olmalıdır ve bunların değiştirilmesi kesinlikle yasaktır. Uyanma, yıkanma, tuvalete gitme, organize olma, ev işleri, yemek yeme, çalışma, uyuma gibi disiplin kuralları uygulanmalıdır" ifadeleri yer aldı.
"KÜLTÜREL SOYKIRIMIN KANITI"
Doğu Türkistan'ın önde gelen güvenlik uzmanlarından Adrian Zenz, "Belgeler bunun bir çeşit kültürel soykırım olduğunu doğruluyor" dedi. Zenz, Çin hükümetinin başından beri bir plan dahilinde hareket ettiğini vurgulayarak, 2017 yılında Sincan Adalet Bakanlığı belgelerinde yer alan "beyin yıkama, kalpleri temizleme, yanlışları çıkarıp, doğruları yerleştirme" raporundaki amacın bir kez daha bu belgelerde ortaya çıktığını ifade etti.
DOĞU TÜRKİSTAN'DA SOYKIRIM
Doğu Türkistan'ın güneyindeki 15 binden fazla kişinin, 2017'de sadece bir haftada kamplara gönderildiği bilgisinin görüldüğü belgelerde, kamptaki kişilerin "zorunlu davranışlara ne kadar uyduğu" ve Çinceyi ne kadar iyi konuştuklarına göre puanlandığı belirtildi.
Çin'in “siyasi eğitim” iddiasıyla kamp ve hapishanelerde gözaltında tuttuğu Uygur Türkleri ve Sincanlı Müslümanların sayısı yaklaşık 1 milyon. Ancak Uygurlu aktivistler kamp ve 'eğitime alınanların' sayısının bilinenden daha fazla olduğunu öne sürmüştü.
Çin'in toplama kampları: 'Eğitim kampı' olarak tanıtılan 'cezaevleri'
BBC'den John Sudworth Çin'in Doğu Türkistan'da yaklaşık 1 milyon Uygur Müslümanını hapsettiği toplama kamplarına girdi.
Çin'de yaşayan yüzbinlerce Müslüman'ın bu kamplarda kaybolması üzerine Pekin yönetimi bazı yabancı gazetecilerin kamplara girişine izin verdi.
Onlardan biri olan BBC ekibi, "dans ve dil eğitimleri alan Uygur Müslümanlarının bu şekilde görüntülenmesini isteyen yönetimin, bu noktaların bir toplama kampı değil okul olduğunu kanıtlamaya çalışması" olduğunu söyledi.
Gazetecilerin değerlendirmelerine göre yapılan röportajlar, kurulan sistemin "cezaevine daha yakın olduğunu" gösteriyor.
"RADİKAL DÜŞÜNCELERDEN KURTULMALARINI SAĞLIYORUZ"
Haberin başında Uygur Müslümanlarına eğitim veren öğretmenlerdne birinin şu ifadeleri kullandığı görülüyor: "Radikal düşüncelerden etkilenmiş durumdalar. Bizim amacımız onları bu aşırı düşüncelerden kurtarmak."
Kampta tutulan Uygur Müslümanlarıyla gerçekleştirilen röportajlarda bu kampa kendi istekleriyle gelip gelmediği soruluyor. "Evet" cevabını veren bir Uygur genci, "Radikal düşüncelerden ve terörizmden etkilenmiştim. Yasalar hakkında pek fikrim yoktu" diyor.
Bir başka Uygur Türküne herhangi bir suçtan hüküm giyip giymediği soruluyor. Kadın "Bir suçtan hüküm giymedim. Bir hata yaptım" diyor.
İBADET ETMELERİNE İZİN VERİLİYOR MU?
Toplama kampında kalan ve müzik eğitimi sırasında görüntülendiği anlaşılan bir Uygur Müslümanına muhabir "Ne sıklıkla namaz kılmana izin veriliyor?" diye soruyor. Genç adamın "Çin yasalarına göre okullar kamusal alan kabul ediliyor. Ve kamusal alanda dini faaliyetlere izin verilmiyor" sözleri duyuluyor.
RÖPORTAJLAR DİKKATLE İZLENİYOR
Çekimler esnasında kamera bir an arka tarafı gösteriyor. Muhabir John Sudworth burada "Arka planda kalmaya çalışsalar da, yetkililer her röportajı dikkatle izliyor" diyor.
KAMPLARDAKİ FAALİYETLER
Sudworth, "Uzun saatler boyunca Çince ezberletilen Uygur Türklerine Çin'in din üzerinde artan sınırlamalarını kapsayan yasalar çalıştırılıyor. Din ve kültürel aidiyetin yeri, yeni bir tür bağlılıkla değiştiriliyor" diyor.
FORMA GİYİYORLAR
Kamplardaki yetişkin erkekler üniforma giyiyor ve gün sonunda evlerine gitmiyor, kamptaki 10 kişilik koğuşlarda kalıyorlar. Haberde yetişkin bir erkeğin kaç ay ya da yıl bu kamplarda tutulduğunun belli olmadığı ifade ediliyor.
Hotan Eğitim ve Egzersiz Merkezi adındaki toplama kampı yetkililerinden Mahemuti'ye "Gelmez istemeseler ne olurdu?" diye soruluyor. Yetili "Böyle bir olayla daha önce karşılaşmadık. Onları buraya gelmeye ikna ederdik" diyor.
Muhabir yetkiliyle buranın daha çok bir cezaevine benzediği konusunda konuşmaya çalışsa da yetkili bunu reddediyor ve "Buraya gelmek onların da tercihi, yetenek kazanıyor ve Çince'yi öğreniyorlar" diyor.
"KALBiM LÜTFEN DAYANMAYA DEVAM ET"
Sudworth, duvarlarda yazanın kimliğini gizleyebilmek için yayınlayamadıkları bir yazıya denk geldiklerini söyledi. Bu duvarda "Kalbim, lütfen dayanmaya devam et" yazıyordu.
BBC EKİBİ: ZİYARETİMİZ ÖNCESİ TESİSLERDE DÜZENLEME YAPILMIŞ
Haberde, uydu görüntülerinde de rastlanan kamp etrafında yüksek duvarlar, dikenli teller ve gözetleme kuleleri olduğu belirtiliyor. Fakat Sudworth, götürüldüğü kamplarda daha önce tespit edilen tesis içi parmaklık sisteminin ve gözetleme kulelerinin ziyaretlerinden önce kaldırıldığını; boş egzersiz alanlarının spor alanlarına dönüştürüldüğünü gösteriyor.
"GÖSTERMELİK ALANLAR"
Muhabir, ziyaretleri sırasında bu alanların özellikle kendilerine gösterildiğini söylüyor. Ziyaret etme izinlerinin olmadığı "göztermelik olmayan alanlarda" çekim yapmak istediklerindeyse engellendiklerini belirtiyor.
RADİKAL OLMAYAN MÜSLÜMANLAR DA KAMPLARDA
Haberde radikal görüşlere sahip olmayan sıradan Müslümanların da kamplara alındığı, bu uygulamaların İslama karşı topyekun bir adım olduğu belirtiliyor.
ÇİN, UYGUR MÜSLÜMANLARINI NEYE DAYANARAK KAMPLARDA TUTUYOR?
John Sudworth "Hiçbir suçtan hüküm giymediler, duruşmaya çıkarılmadılar ama bize Çin'in onların suçlu olma olasılığını öngörebilme kabiliyeti olduğu anlatıldı" diyor.
Bunun ardından yetkililerin açıklamalarına yer veriliyor:
- Sincan Dış İlişkiler Sorumlusu Zhang Zhisheng: "Bazı insanlar, cinayet işlemeden dahi, katil olabilecekleri potansiyelini gösterirler. Sizce suç işlemelerini beklemeli miyiz? Yoksa bunu olmadan engellemeli miyiz?"
-Sincan Propaganda Bürosu Şu Guişiang: "Bizim buradaki amacımız, suç işleme sınırına gelmiş birini alarak, onu yasalar auyan biri olarak, topluma geri kazandırmak."