ABD’nin Ankara’daki Küçük Elçisi John Bass, sonunda ağzındaki baklayı çıkardı ve “Türkiye’de son dokuz aydır kayda değer bir DEAŞ saldırısı yaşanmıyorsa bu durum hükümetlerimizin işbirliğinden kaynaklanıyor” dedi.

Bu lakırdı; hem bir itiraftır, hem de “tehdit” içeriyor.

John Bass’in sözünü ettiği şu “işbirliği” ABD ile DEAŞ arasındadır!

Bir başka deyişle; DEAŞ’ı Türkiye’ye saldırtan Amerikan Devleti’nin ta kendisidir.

Hal böyleyken…

Güvenlik güçlerimizin; ABD’nin DEAŞ’ıyla, PKK’sıyla, FETÖ’süyle mücadelede ezcümle terörle mücadelede son dönemdeki başarısında “ABD’nin katkısı” falan söz konusu dahi olamaz!

***

Donald Trump’ın seçim kampanyası sırasındaki cümlesi henüz hafızalarımızda tazedir:

“DEAŞ’ı Obama kurdu; hilekâr Hillary de bu kuruluşa yardımcı oldu!”(12 Ağustos 2016).

En iyi belge, itiraftır.

Birkaç yıl önce Rusya’ya sığınan NSA ve CIA’in eski ajanı Edward Snowden da “CIA, DEAŞ’ı MOSSAD ve MI6 ile birlikte kurdu” ifşaatını yapmıştı.

***

Haydut Devlet ABD, DEAŞ’ı “doldur, boşalt” taktiği ile oynattı; oynatmaya da devam ediyor!

Terör örgütünü “manivela “ gibi kullanıp, onun bir süre sonra boşalttığı bölgelere emirlerindeki bir başka terör örgütü olan YPG/PKK’nın yerleşmesini sağladılar!

***

Rusya Savunma Bakanlığı, bir süre önce YPG /PKK’nın “Deyrizor’un kuzeyinde DEAŞ’in kontrolündeki bölgeyi” onlarla “savaşmadan geçtiğine” dikkat çekmişti…

Böylelikle, ABD ile DEAŞ arasındaki “anlaşmayı” işaretlemişti!

Geçen hafta, Rusya Savunma Bakanlığı bu defa da “ABD, Suriye’de DEAŞ’a istihbarat sağlıyor olabilir” açıklamasını yaptı! (4 Ekim 2017)

***

Amerikan Küçük Elçisi; DEAŞ’tan söz ederken, Ankara Garı’nın önünde 10 Ekim 2015 tarihinde 101 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısını da gündeme getirdi…

Bu bombalı saldırıdan itibaren -2017’nin ilk gününün ilk dakikalarında Reina’da gerçekleştirilen terör saldırısı dâhil- DEAŞ’ın Türkiye’deki terörünün tamamında ABD/CIA arka planda yer almıştır.

Mesela, Reina’da katliam yapan tetikçinin; terör saldırısı esnasında sadece ABD Özel Kuvvetleri’nin envanterinde bulunan “Flashbang” denilen “Işık Bombası” kullandığı, gece kulübündekilerin “geçici körlük” yaşamasını fırsat bilerek de kalaşnikofu ile mekândakileri taradığı tespit edilmişti.

DEAŞ “sahte bayrak” gösteren bir terör örgütü olarak, aynen şu “Flashbang” gibi bir Amerikan Malı’dır!

***

Tam da burada; FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe kalkışmasının “öncesindeki ayları” hatırlayalım:

DEAŞ ile PKK’nın, Ankara ve İstanbul’daki çok sayıda vatandaşımızın hayatını kaybettiği bombalı saldırılarının “sahne arkasında” ABD/CIA vardır.

“Kaos oluşturmak ve böylelikle hazırlığı yapılan darbeye zemin hazırlamak” amacıyla peş peşe gerçekleştirilen bombalı saldırılardan söz ediyoruz…

“Emniyet’te yerleşik elemanlarından hayalet imamlarına varıncaya kadar” FETÖ mensupları; işte bu dehşetengiz terör saldırılarının organizasyonunda tümüyle işin içindedir.

Haydut ABD’nin 2015’ten itibaren Türkiye’deki terör saldırılarında FETÖ, DEAŞ ve PKK’yı koordineli bir biçimde sahaya sürerek belli hedeflere saldırttığı artık deşifre olmuş durumdadır!

***

Geçen Ağustos ayında; Kayseri’de FETÖ’nün “kriptolu haberleşme ağı” ByLock kullananlara yönelik operasyonda hakkında gözaltı kararı çıkarılan Paralel Yapı mensubu bir şahsın “DEAŞ üyeliğinden de arandığının ortaya çıkması” iki terör örgütü arasındaki “birlikteliği” belgeleyen örneklerden sadece birisidir…

Firardaki FETÖ mensubu N.G.’nin, “Suriye’de DEAŞ’ın saflarında yer aldığı” saptanmıştı!