Yüz yıllık hesapları biz açmadık. O dosyaları tozu raflardanbiz indirmedik. ABD istilasını, İngiliz emperyal geleneğinibiz canlandırmadık. Müslümanların yaşadığı her toprak parçasını talanedilecek ülke olarak biz belirlemedik. Coğrafyayı bir kez daha dizayn etmeye biz girişmedik. Ülkeler için yeni harita taslaklarını biz çizmedik. Afganistan'ı, Irak'ı biz işgal etmedik. Yemen'i, Sudan'ı biz parçalamadık.
Terörle mücadeleyi küresel siyasi söyleme dönüştürüp hemen her ülkede birden fazla terör örgütü biz kurmadık. Mezopotamya'nın kalbine yerleşip bütün bölgeye terör ve şiddeti biz yaymadık. 21. yüzyılı Ortadoğu için felaket yüzyılı olarak biz belirlemedik. “Müslümanlar kendi içinde savaşacak”, “Savaş İslam'ın kalbine yerleşecek”, “İslam iç savaşı” gibi kavramları ve güvenlik stratejilerini biz üretmedik.
Bütün bunları biz değil, siz yaptınız!
Ebu Gureyb'de, Bagram'da ibadet aşkıyla işkenceleri biz yapmadık. Esir ticaretini biz yapmadık, gizli işkence merkezlerinibiz kurmadık. “Tarih değişti, 21. yüzyıla yeni dünya düzeni kuracağız” diyerek, “Yeni Amerikan Yüzyılı” diyerek dünyanın yarısını savaşa biz sürüklemedik.
Coğrafya için yeni Sykes-Picot'yu, Türkiye için Yeni Sevr'i biz gündeme getirmedik. Türkiye-İran-Irak ve Suriye için dörtlü parçalama hesabını biz planlamadık. Birinci Dünya Savaşı dönemini bu bölgeye yeniden çağırıp Ortadoğu ve çevresindeki her ülkeyi parçalama planlarını biz servis etmedik.
Bütün bunları ve daha fazlasını siz yaptınız. Amerika yaptı, İngiltere yaptı, Avrupa Birliği yaptı. Yüz yıl sonra Haçlı Savaşları motivasyonuyla yaşadığımız coğrafyaya istilayı, talanı, yağmayı, kıyımı, ayrışmayı, çatışmayı siz getirdiniz. Suriye-Irak haritasını birleştirip iki ülkeyi birkaç parçaya ayırıp yeni devletçikler kurma planını siz yaptınız.
Türkiye'yi kuşatan, terör üzerinden vuran sizsiniz!
Akdeniz'den İran sınırına kadar, Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde bir kuşak oluşturup, Türkiye ile Müslüman dünya arasına kalın duvarlar örme planını siz yaptınız. Bu bölgeyi terör örgütleri üzerinden denetleyip, hem Türkiye'yi kuşatma, hem de petrol-doğalgaz koridoru, boru hattı koridoru, askeri garnizon kuşağıyapma hesabını siz yaptınız.
Kırk yıldır terörle bunaltıp içeride nefes alamaz hale getirdiğiniz Türkiye'yi, DAEŞ ve PKK/PYD üzerinden terbiye etmeye, Anadolu'ya hapsetmeye, orada boğmaya siz çalıştınız. Türkiye'nin iç politikasını istediğiniz anda dizayn etme gücünüzü kaybedince çareyi terör örgütlerinde buldunuz ve onlarla ortaklık kurup Türkiye'yi vurmaya başladınız. Sınırlarınıza terör karargahları kurdunuz, onları silahlandırdınız, eğittiniz, onlara Türkiye'yi hedef gösterdiniz. Suriye topraklarını, Irak topraklarını DAEŞ ve PKK üzerinden işgal edip, gelecek planlarınız için ortam hazırladınız.
15 Temmuz saldırısını siz planladınız, siz uyguladınız
Bütün Avrupa ülkelerinden topladığınız, sizin istihbarat teşkilatlarınız tarafından organize edilen, sizin havaalanlarınızdan geçirilip Suriye-Irak'a gönderilen DAEŞ üyelerine “Türkiye'nin destek verdiği gibi akılamaz yalanı” bütün dünyaya servis ettiniz. İçerideki ortaklarınız üzerinden milletin kafasını karıştırmaya, Türkiye'yi “teröre destek veren ülke” ilan ettirmeye çalıştınız.
Afganistan-Irak işgali döneminde esir trafiğini, işkence trafiğini yöneten istihbarat teşkilatlarınız, Suriye meselesinde DAEŞ trafiğini yönetiyor, PKK/PYD'yi güçlendiriyordu. İstihbarat örgütleriniz Türkiye içindeki terör saldırılarını organize ederken siz de devletleri bir yana bırakıp terör örgütlerini stratejik ortak ilan ettiniz.
Bunlar yetmemiş gibi, güneyden vurmaya hazırlandığınız bu ülkeyi içeriden çökertmek için 15 Temmuz gibi, Türkiye tarihinin en ağır, en alçakça saldırısını organize ettiniz, uyguladınız. Gülen ve teröristleri üzerinden, Türkiye içinde yetiştirdiğiniz o istihbarat ağı üzerinden darbe ve iç savaş senaryosunu devreye soktunuz.
Türkiye'yi bitirecektiniz, hak ettiğinizi buldunuz
15 Temmuz akşamı, kendinizden o kadar emindiniz ki, darbe girişimi başarısız olunca ne diyeceğinizi şaşırdınız. Bu ihtimali hiç beklemediğiniz için cevabınızı da hazırlamamıştınız. Suçüstüyakalandınız, bu yüzden uzun süre sessiz kaldınız. Türkiye'yi yüz yıl sonra yeniden dizayn etme, küçültme planınız o akşam fiyaskoyla sonuçlandı. Anadolu insanı, bu ülkenin insanı sizin bütün senaryolarınıza nasıl direneceğini, neleri göze alacağını dünyaya gösterdi.
Sonra ne yaptınız? Kullandığınız o terör örgütü mensuplarını, o istihbarat ağının üyelerini korumaya aldınız. Almanya üzerinden, Avrupa üzerinden, bu ülkedeki lojistik kaynaklarınız üzerinden ABD'de topladınız. 15 Temmuz saldırısı ABD'den yönetilmişti, bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nı öldürmeye, iç savaş çıkarmaya ayarlıydı. Şimdi bütün aparatlar yeniden ABD'de toplandı, karargah hala orada faaliyette.
Fırat Kalkanı'Nı bitirme, Musul'dan uzak tutma
Bu başarısızlıktan sonra bütün gücünüzü Güney'e verdiniz. Suriye ve Irak üzerinden vurma dışında seçeneğiniz kalmamıştı. Türkiye-ABD ortaklığının, stratejik ortaklığın tam bir fiyasko olduğunu gösterdiniz. Türkiye yerine PKK/PYD'yi ortak ilan ettiniz. Ankara'nın sınırlarını güvenceye almasını engellemeye kalkıştınız. O terör koridorunu boşa çıkaran Fırat Kalkanı'nı engellemeye, hiç değilse yavaşlatmaya ve sulandırmaya çalıştınız.
DAEŞ'i Musul'dan çıkarma operasyonundan Türkiye'yi dışladınız, uzak tutmaya çalıştınız. Bağdat üzerinden, İranlı milisler üzerinden, yerel örgütler üzerinden, Kürt milliyetçiliği üzerinden Türkiye karşıtı kampanyalar yaptınız. ABD-Avrupa basını ile bu kampanyayı desteklediniz.
Ne olacaktı? Türkiye sessiz mi kalacaktı? Evet, bunu beklediniz. Türlü müttefik oyunlarıyla Ankara'nın kafasını karıştırmaya, zihnini bulandırmaya çalıştınız. Bizi açıkça, “Suriye ve Irak'tan uzak dur”diye tehdit ettiniz, ediyorsunuz.
Şimdi kalkmış Misak-ı Milli tartışmaları başlatıyorsunuz. Bölge ülkelerini Türkiye'ye karşı kışkırtıyor, bölgedeki örgütleri Türkiye'nin üzerine salıyor, ABD-Avrupa medyasında Misak-i Milli paranoyasıişliyorsunuz?
Yeni Osmanlıcık tutmadı, Misak-ı Milli'yi tartışalım
“Türkiye'nin ekseni kaydı” tartışmaları tutmadı. “Yeni Osmanlıcılık” tartışmaları tutmadı. “Yeni ittihatçılık” tartışmaları tutmadı. Bütün bu tartışmaları siz başlattınız. Önce Batı basınına servis ettiniz sonra Türkiye medyasındaki kalemleriniz üzerinden işlediniz. Bunlar başarısız olunca Misak-ı Milli tartışmasını çıkararak bölgede Türkiye karşıtlığının temelini atmaya giriştiniz.
Neymiş, Erdoğan “agresif milliyetçilik” yapıyormuş! Türkiye agresif milliyetçiliğe yöneliyormuş! Ne yapmalıydık, işgal planlarınıza boyun mu eğmeliydik. Bu topraklarda bin yıldır boyun eğme diye bir gelenek yoktur, bunu sakın unutmayın!
Şimdi sorayım. Yüz yıl öncesi dosyaları raflardan indiren siz değilmisiniz? ABD ve İngiltere'nin elinde; bir Yemen dosyası, bir Irak dosyası, bir Suriye dosyası, bir Afganistan dosyası, bir Ürdün dosyası, bir Suudi Arabistan dosyası bir Türkiye dosyası, bir İran dosyası yok mu? Bugünkü bütün operasyonlar bu dosyalara göre yapılmıyor mu?
Yok ya! Yok öyle yağma!
Siz bunları yapacaksınız, biz susacağız öyle mi? Siz o bölgeleri terör örgütleri üzerinden işgal edeceksiniz biz konuşmayacağız, öyle mi?Siz bütün ülkelerin haritalarını yeniden çizeceksiniz biz yüz yıl öncesine hiç bakmayacağız, öyle mi? Siz Türkiye'yi bile parçalamayı kafanıza koyacaksınız biz yerimizde duracağız, öyle mi?
Biz sadece tek bir dosyayı raftan indirdik daha. Fırat Kalkanı devam edecek. O kuşatma birkaç yerden daha yarılacak. Sizin saldırılarınıza işgal planlarınıza karşı biz savunma hatlarıoluşturuyoruz sadece. İşgal eden sizsiniz. ABD'nin, İngiltere'nin, AB ülkelerinin Irak ve Suriye'de işgal hakları var, bizim savunma planımız bile olmasın, öyle mi?
Siz MusuL/Kerkük derseniz biz de Misak-ı Milli deriz
ABD ve İngiltere Musul'a hakim olsun, biz tarihi tezlerimizi hatırlamayalım bile, öyle mi? Musul ve Kerkük, terör örgütleri üzerinden işgal edilsin biz susalım, öyle mi? Türkiye'nin müdahalesi bir koruma tedbiridir.
Ne terör örgütlerinin ne de işgalci güçlerin buraları ele geçirmesine seyirci kalacağız. Gücümüz ne kadarına yeterse o kadar mücadele edeceğiz. Fırat Kalkanı ile koridor oyununu bozduğumuz gibi, Misak-ı Milli ile Musul-Kerkük için direneceğiz.
Siz harita çizerseniz işte biz de bu haritayı masaya koyarız. Çatlasanız da, çıldırsanız da bunu yaparız. Hepsi bu!