Taha Dağlı
‘Montrö Lobisi’ kimden talimat alıyor?
Harita hafızadır, birikimdir, güçtür, milletlerin kader çizgisidir. Haritaya baktığınızda sadece geçmişi değil, geleceği de görürsünüz. En değerli bilgileri haritadan çıkarırsınız.
Milletlerin yükseliş ve çöküşlerini, devletlerin güçlenip parçalanmasını, geçmişte yaşanan savaş ve krizlerin sebeplerini, gelecekte kimlerin yıldızının parlayıp kimlerin yıldızının söneceğini haritadan bulursunuz.
Siyaset teorilerini, güvenlik teorilerini, ittifakların ve büyük ayrışmaların nedenini, medeniyet havzalarını ve bazı bölgelerin neden çoraklaştığını haritadan bakarsınız.
KURULMUŞ SAAT GİBİDİR.NE, NE ZAMAN, NEREDE YAŞANACAK BİZE SÖYLER..
Kurulmuş saat gibidir, nelerin ne zaman nerede yaşanacağını tam vaktine göre haber verir. İyi bir harita okuyucusu iseniz. O vakti tahmin edersiniz, beklersiniz.
Şüphesiz bugünlere kadar en sağlam, en doğru bilgileri haritadan edinenlerden biriyim. Bu yöntemi kullanan iyi bir okuyucu için yanılma payı çok çok azdır.
Ticarete, siyasete, güvenliğe, medeniyetlerin güçlenip zayıflamasına, zenginlik ve fakirliğe, kültüre kadar her konuda, harita belirleyicidir.
İPEK YOLU’NDAN BERİNG BOĞAZI’NA: GÜÇ VE ZENGİNLİK HARİTASI DEĞİŞECEK.
İpek Yolu denizlere kaydığında dünyanın güç haritası değişti. Bu, yüzyıllar sürdü. Bering Boğazı’nın eridiği bugünlerde küresel ticaret yolları yeniden değişiyor. Küresel güç haritası da değişiyor.
Çin’den Londra’ya uzanan Demir İpek Yolu, enerji koridorları ve trafiği güç haritasını da, zenginliği de değiştiriyor değiştirecek. Ve bu değişim yüzyıllar alacak.
Atlas Okyanusu’ndan Pasifik kıyılarına uzanan, yeryüzünün ana eksenini oluşturan, şahsen “Orta Kuşak” dediğim “Müslüman coğrafya”, deniz ve kara ticaret yollarının, enerji kaynakları ve ulaşım koridorlarının ağırlıklı bölümünü kontrol ediyor.
21. YÜZYILDA ORTA KUŞAK YENİDEN “MERKEZ” OLUYOR..
Bu, yüzyıllardır böyleydi. Osmanlı’nın Yemen’de, Kızıldeniz kıyılarında, Basra Körfezi’nde bu kadar bedel ödemesinin, direnmesinin nedeni buydu. Batı ticaret koridorları denizlere kaydığında bu coğrafyanın merkez olma rolü zayıfladı.
Şimdi, 21. yüzyılda bu kuşak yeniden merkezileşiyor. Yeryüzünün ana eksenini oluşturmaya doğru ilerliyor. Artık hem kara hem deniz koridorları, hem enerji kaynakları hem enerji koridorları yeniden bu kuşakta yoğunlaşıyor.
Coğrafyamızda yaşadığımız her gelişmenin Türkiye’nin bugünlerde karşı karşıya bulunduğu bütün sorunların kaynağı bu sarsıcı değişimdir.
Afganistan’dan Irak’a kadar işgallerin, Yemen’den Suriye’ye kadar savaşların, Libya’daki güç mücadelesinin nedeni budur.
TÜRKİYE, HARİTA ÇİZENLERE HARİTA İLE KARŞILIK VERDİ.
İşte bu büyük güçler hesaplaşmasında Türkiye yeni ve güçlü bir oyuncu olarak sahneye çıktı. Küresel ölçekte güç kaymasını iyi okuyarak coğrafyasında var olma mücadelesine girişti. Harita çizenlere harita ile cevap verdi.
Osmanlı sonrasının bütün vesayet ve denetim mekanizmalarını bir bir yok ederek yol almaya başladı. Birinci Dünya Savaşı kayıplarını sorgulayarak, coğrafya iddialarını bugüne taşıyarak, haritalara yeniden ve dikkatle bakarak bir büyük yürüyüş başlattı.
ONLARA “YENİ HEDEFİNİZ KANAL İSTANBUL” DEDİLER
Gezi olaylarından 15 Temmuz’a, “Terör Koridoru”ndan Doğu Akdeniz çevrelemesine kadar hepsinin sebebi bu değişimdir. Terör örgütleri bu amaçla seferber edildi. İçeride bazı siyasi partiler ve oluşumlar bu fırtınada maalesef Türkiye’nin karşısında, vesayetçi cephede yer aldı.
Terör Koridoru’nu boşa çıkarmaya dönük hiçbir mücadeleye destek vermeyenler, Libya ile Akdeniz anlaşmasına da destek vermedi. Aynı çevreler şimdilerde Kanal İstanbul projesine yönlendirildi, o projeyi vurmaya başladılar. Yine aynı çevreler 15 Temmuz’a da açıktan ya da gizli gizli destek verdiler.
TÜRKİYE’Yİ LİSTELERLE TEHDİT ETTİNİZ! PEKİ, O LİSTELERİ SİZE KİM HAZIRLADI?
Gezi olaylarında 3. Köprü’ye, 3. Havaalanı’na ve Kanal İstanbul’a karşıydılar. Hükümete muhtıra verir gibi liste sunuyorlardı. Almanya adına, İsrail adına, ABD ve Atlantik ülkeleri adına Türkiye’yi tehdit ediyorlardı.
15 Temmuz’da FETÖ, Avrupa yakasını zaten onlara hibe etmiş, bu yönde anlaşmalar yapmıştı! Yoksa “Türkiye’yi teröre boğarız” diyorlardı. Boğdular da…
Türkiye’nin büyük savunma hamleleri sonuca ulaşmadan hükümeti devirmeyi, Türkiye’yi durdurmayı planlıyorlardı. Artık açık oynuyor, açık savaş yürütüyorlardı.
KANAL İSTANBUL’A KARŞI ÇIKAN, “MONTRÖ LOBİSİ” KİMLERDEN TALİMAT ALIYOR?
Türkiye-Libya anlaşmasıyla Türkiye’nin yüzölçümü neredeyse 200 bin kilometre kare büyüdü. Zihnimizdeki harita değişti. İşte bu, onları o kadar ürkütüyor ki.. İçerideki bütün vesayetçileri seferber edecekler şimdi.
Kanal İstanbul ile Montrö yürürlükten kalkar diye ödleri patlıyor. Çünkü bu anlaşma, Boğazlar üzerindeki egemenlik hakkımızı sınırlıyor. Peki, Kanal İstanbul’a karşı çıkanlar, “Montrö Lobisi” kimler adına çalışıyor? Türkiye’den çalıp kime vermeye çalışıyor?
KANAL’DAN SONRA DA “NÜKLEER SİLAH” VAR DİYE SOKAĞA SÜRÜLECEKLER..
Başından beri devam eden zincirleme bir karşı çıkış bu. Şimdi Kanal projesine yönlendirildiler. Çok yakın gelecekte “Türkiye nükleer silah çalışıyor” diye kıyameti koparacaklar.
İsrail’den başlayıp ABD’de devam eden bir süreç başlatıldı zaten. Çok yakında Türkiye’ye gelir. İçeride birileri harekete geçirilir. Kanal İstanbul’dan sonraki ajandaları ellerine şimdiden tutuşturuldu.
Bugün onları Kanal’a karşı seferber eden vesayetçi merkezler yarın da bu talimatı verecekler. Siz görün o zamanın “çevreciler”ini! Hepsi işgal cephesinde.. Tıpkı Birinci Dünya Savaşı’nda olduğu gibi.. Biz onlara “iç işgalciler” diyoruz.
Bu hesaplaşma çok büyük!