TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, “Avrupa'nın duygularını incitmeyelim” diyor! Darbeci FETÖ'ye ve PKK'ya sistematik olarak destek veren Avrupa'dan, AB'den “aynen böyle” söz ediyor!
AB'nin işbu terör örgütlerine koltuk çıkmasından dolayı “zerre miskal bir şikâyeti” yok; buna mukabil, Ankara'nın tamamen haklı olduğu bir mevzuda “AB'nin üzerine gitmesinden” dolayı çok rahatsız!
Hanımefendi, Bağımsız Müslüman Türkiye karşı Hıristiyan Kulübü Avrupa Birliği'nin yanında saf tutuyor: O AB ki; hakiki adının “Avrupa Terör Birliği” olduğu son dönemde aşikâr hale gelmiştir!
Cansen Başaran Symes “Olağanüstü Hal hemen kaldırılsın, Kanun Hükmünde Kararname ile yönetime son verilsin; idam cezasını ise hiç düşünmeyin!” diyerek; Ankara'ya “Batılı devletlerin namı hesabına”ayar vermeye yeltenmiştir!
*
TÜSİAD, Komprador Burjuvazi'yi “simgeleyen” bir kuruluş…
Symes'ın son çıkışı; FETÖ ve de PKK ile mücadelenin “kararlılıkla ve başarıyla yürütülmesinden dolayı” Komprador Burjuvazi'nin hayli rahatsız olduğunu gösteriyor!
TÜSİAD Başkanı, Türkiye 15 Temmuz darbe girişimini yaşamamış gibi konuşuyor!
Fransa'da darbe girişimi yaşanmadı; iki terör saldırısına mukabil uzun süredir Paris'te OHAL uygulanıyor. Avrupa Birliği'nin önde gelen ülkesi Fransa'daki bu durum, TÜSİAD Başkanı tarafından “haklı, makul bir uygulama” olarak görülüyor ki, onlara gıkını çıkarmıyor!
Hanımefendi ve benzerlerine göre; “AB devletleri ya da Amerika yani Batılılar ne yaparlarsa haklıdırlar; Türkiye ise istisnasız her konuda haksızdır ve mütemadiyen yanlış yapar!”
Türkiye'nin Batılı devletlerden bağımsız oluşu, TÜSİAD Başkanı'nı çileden çıkarıyor:
Symes'ın “IMF'nin elinde yıllarca oyuncak olan Eski Türkiye”yi çok özlediği anlaşılıyor!
*
FETÖ'nün (perde arkasında ABD/CIA'in bulunduğu) 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı; TÜSİAD bu darbeyi nasıl karşılayacaktı?
-Demokrasiyi mi savunacaktı; darbecileri mi alkışlayacaktı?
OHAL uygulamasından ve KHK'lerden şekva edenlerin yani “FETÖ ile devasa mücadeleden dolayı ciddi rahatsızlık duyanların” böyle bir durumda ne yapacaklarını öngörmek hiç de zor değildir!
Kaldı ki; bu sorunun cevabını kolaylıkla “TÜSİAD'ın geçmişinde”bulabiliriz…
12 Mart Muhtırası'ndan (1971) iki ay sonrasında faaliyete geçen TÜSİAD, Türkiye'deki bilumum muhtıra ve darbeleri desteklemiştir!
*
Bülent Ecevit, 1979'un sonbaharında iktidardan ayrılmak zorunda kalışını TÜSİAD'ın 13 Mayıs-13 Haziran 1979 tarihleri arasında yedi gazete ve bir dergide yirmi dört kez yayınlanan ilanlarına bağlamıştır!
(7 Şubat 1994: TRT 1'de “Ateş Hattı” programındaki açıklaması)
*
TÜSİAD ilanları son haftasına girdiğinde; (şahane bir tesadüf eseri!) dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in ABD ziyareti başlamıştı!
Evren, 7-18 Haziran 1979 tarihlerindeki ziyaretinde Zbigniew Brzezinski ile de görüşmüştü. Mister Brzezinski, o sırada Amerika Başkanı Jimmy Carter'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı idi!
1979 yılının Mayıs ayından itibaren Carter yönetiminin Türkiye ile alakalı toplantılarında “İstikrarın, ancak ve ancak generallerin müdahalesi ile tesis edilebileceği” dile getiriliyordu!
Jimmy Carter, 12 Eylül darbesinden beş yıl sonra Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda şöyle diyecekti:
“12 Eylül askeri müdahalesiyle ferahladık! Afganistan'ın işgal edilmesi, İran'da monarşinin devrilmesinden sonra Türkiye'deki bu istikrar hareketi içimizi ferahlatmıştı!” (21 Temmuz 1985)
*
Gülen Locaefendi, 31 Ocak 2005'te Milliyet'e verdiği röportajda Evren Paşa için “Cennetliktir” diyordu!
Mister Locaefendi, Sızıntı dergisinin Ekim 1980 sayısındaki “Son Karakol” başlıklı yazısında 12 Eylül darbesine övgüler sıralamıştır…
Sızıntı'daki işbu yazısından 36 yıl sonra; bu defa Locaefendi'nin liderliğindeki FETÖ (arkasındaki ABD-CIA ile) askeri darbe yapmaya kalkıştı; başaramadı!
Mayıs 2016 tarihli aylık Sızıntı dergisi, “eli kulağındaki” darbe girişiminin haberini “kendi lisanıyla” veren bir kapakla çıkmıştı!
*
Fetullah Gülen Locaefendi, Yirmi Sekiz Şubat sürecinde ise Çevik Bir'e övgüler sıralayan bir mektup yazmıştır…
Çevik Bir, 28 Şubat'tan bir hafta önce (21 Şubat 1997'de) Washington'da dönemin CIA Başkanı George Tenet ile gizli bir görüşme gerçekleştirmişti…
Aynı günlerde; Türkiye'den bir grup işadamı da (TÜSİAD'ın önde gelen isimleri başta olmak üzere) Washington'da bulunuyordu!
28 Şubat'taki MGK'dan “sonrası” da var…
TÜSİAD, 3 Aralık 1997'de Genelkurmay'da İkinci Başkan Çevik Bir ile J Başkanları'na “brifing” vermişti!
Yirmi Sekiz Şubat sürecinde, Genelkurmay medyadan yargıya kadar geniş bir çerçevede brifing “çalışırken” Genelkurmay'a brifing verenlerse “Komprador Burjuvazi”nin temsilcileri idi!
Tamer Korkmaz
Komprador Burjuvazi’nin Hanımefendi’si!
06 Aralık 2016, Salı