Taha Kılınç
Kibir ve tevazuu
Ali ibni Ebî Tâlib (radıyallahü anh) rivâyet etti. Peygamber efendimiz"aleyhissalatü vesselam" buyurdular ki:
"Kim ki bir mümin kardeşine yardım ve ihtiyâcını temin etmek için harekete geçip yürürse, Allahü teâlânın yolunda harb eden mücâhidler sevâbı verilir."
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) şöyle rivâyet etti. Peygamber efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdular ki:
"Kim ki bir müslüman kardeşinin ihtiyâcını temin ederse, Allahü teâlânın yakın dostu ve velî kulu olur. Bir kimse mümin kardeşinin sıkıntısını gidererek sevindirirse, Allahü teâlâ o mümine mahşerde, sırâtı geçerken iki tâne nûrdan ışık verir. Bu iki nûrun ziyâsının kudretini yalnız Allahü teâlâ verir."
Ömer bin Abdülazîz "rahmetullahi aleyh" hazretleri son Cuma hutbesinde buyurdular ki;
Ey muhterem cemâat! Muhakkak biliniz ki; mahşer gününde emniyet ve korkusuzluk, bugünden o günü düşünüp de Allah'tan korkan, küfür ve günahtan sakınan ve bu fânî âlemi bekâ âlemi olan âhirete üstün tutarak, şehvânî hislerinin esiri olmayanlar içindir. Bunun aksi harekette bulunanlar muhakkak aldanır. Hayat ve ömür sermâyesini haksızlık ve yolsuzluk arkasında tüketen eli boş ve nedâmet, pişmanlık içinde kalır.
Bugün; siz, sizden öncekilerin yerini tutuyorsunuz. Fakat elbette sizin de yerinizi tutacaklar var. Görüyorsunuz ki, gelenler durmuyor, gidenler geri dönmüyor. İster istemez gideceğimiz bu mahal, her şeye sâhib olan cenâb-ı Hakk'ın huzûrudur.
Ey insanlar! Sizler, ölüm için hedefler durumundasınız. Ölüm sizden dilediğini seçer. Size yeni bir nîmet verildiği zaman, önceki nîmet orada sona erer. Ağıza bir lokma alınmasın, bir yudum su içilmesin ki, onunla berâber bir keder ve bir üzüntü olmasın. Dün geçti. O, sizin hakkınızda iyi bir şâhittir. Bugün mühim bir emânettir. Onun kıymetini bilmek ve iyi değerlendirmek lâzımdır. Yârın, içinde hâdiselerle berâber gelmektedir. Sizi almak için gelen ölümün elinden kaçış nereye olacak.
Sizler şu dünyâda, eşyâlarını bineklerine yüklemiş, yolcularsınız. Yüklerinizi, buradan başka bir âlemde çözeceksiniz. Sizler, şu dünyâda sizden önce gelenlerin yerine geçtiniz. Fakat siz de yerinizi, sizden sonra gelenlere vereceksiniz. Sizin aslınız ve dünyâya gelmenize vesile olanlar kalmadı. Sizler, onlardan dünyâya gelen kimseler olarak, nasıl bâkî (devamlı) kalabilirsiniz. Sizler de bu dünyâdan göçeceksiniz.
Öfke ve hırstan korunmuş olan kurtulmuştur.
Takvâ sâhibinin ağzına gem vurulmuştur.
Ey insanlar! Allah'tan korkun. Çünkü Allah'tan korkmak her şeyin yerine geçer ve hiç bir şey onun yerine geçemez.
Bizden önce helâk olanlar, hakkı engellemek ve zulüm yapmak yüzünden mahvoldular. Hak onlardan satın alınırdı ve zulümden korunmak için de fidye verilirdi.
Müslümanlardan bir söz işittiğinde onu hayra yor, sakın şerre yorma!
Sizden öncekilerin kabul ettikleri bilgileri alınız. Onların söylediklerine muhâlif, zıt olanları almayın. Çünkü önce geçen büyükler, sizden daha hayırlıdır.