KANADA
Kanada seçimleri Müslümanları umutlandırdı..
TORONTO
Kanada’da hafta sonu yapılan 42’nci federal seçimlerin sonuçları, İslam karşıtı söylemlerle kampanya döneminde Muhafazakar Parti tarafından hedef haline getirilen ülkede yaşayan yaklaşık 2 milyon Müslümanı umutlandırdı.
Stephen Joseph Harper başkanlığındaki Muhafazakar Parti’nin 9 yıllık iktidarında neredeyse hemen her kanun düzenlemesinde hedef haline gelen Müslümanlar, Justin Trudeau liderliğindeki yeni Liberal hükümet ile rahat, huzurlu ve özgür günlere dönmeyi umuyor.
AA muhabirinin görüşlerine başvurduğu Kanada İmamlar Konseyi Üyesi ve Hamilton Merkez Camii İmamı Hafız Seyyid Mesut Tora, Liberal hükümetin, ülkede Müslümanların hassas oldukları konulara olumlu yaklaşacağından ümitli olduklarını söyledi.
Tora, Filistin’de yaşanan insanlık dramının da, Harper hükümetleri süresince aşırı destek verilen İsrail ile eşit ilgi görmesini umdukları kaydetti. ‘’Müslümanların oyları, bu seçimlerde önemli bir denge unsuru’’ oldu diyen Tora, ‘’Geçen hükümetin işbaşında olduğu süre boyunca kendimizi tehlike altında hissettik. Çünkü Muhafazakar Parti’nin yaklaşımı, Kanada toplumunu bölmeye dönüktü. Oysa Kanada, farklılıkların hoşgörüyle kucaklandığı, demokrasinin yaşandığı bir ülke. Kanada halkı, Müslümanlarla birlikte bu seçimde, bu tür önyargılara Kanada toplumunda yer olmadığı mesajı verdi’’ ifadelerini kullandı.
‘’Kanada’nın artık Filistin’in yanında durmasının zamanı geldi’’
McMaster Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Filistin asıllı Kanada vatandaşı Prof. Dr. Halid Azzam da AA’ya yaptığı değerlendirmede, Liberal hükümetin, ilk iş olarak Filistin Devleti’ne en az İsrail’e olduğu kadar yakınlaşması gerektiğini kaydetti.
"Harper’ın Müslümanları hedef göstermesi canımıza tak etti" diyen Azzam, "Kanada'nın artık Filistin’in yanında durmasının zamanı geldi. Liberal hükümetten ve Justin Trudeau’dan ümitliyiz. Ülkedeki Müslümanların, artık korkmadan, birtakım yasaların hedefi olmadan huzur içinde yaşamasını umut ediyorum" diye konuştu.
NCCM: ‘’Kararlı adımlar bekliyoruz"
Kanada’nın önde gelen sivil özgürlükleri savunma organizasyonu Kanadalı Müslümanlar Ulusal Konseyi (NCCM) de yaptığı açıklamada, seçim zaferi nedeniyle Liberal Parti’yi ve Justin Trudeau kutladı.
NCCM İcra Direktörü İhsan Gardee yaptığı açıklamada "çoğunluk hükümeti aynı zamanda ağır sorumluluk da demektir. Uzun yıllar sonra Kanada, en yüksek seçmen katılımına tanıklık etti. Önümüzdeki haftalarda ve aylarda, Kanadalılar ve Müslümanlar, sivil özgürlüklerin korunması yolunda yeni hükümetten kararlı adımlar bekliyor" değerlendirmesinde bulundu.
NCCM İnsan Hakları Direktörü Amira Elghawaby da, "Bu seçim Kanadalı Müslümanlar için çok zor geçti. Ama birçok kişi gibi biz de bu seçimle beraber Kanada’nın çok kültürlülüğü, birlikteliği ve karşılıklı anlayış gibi değerlerinin güçlendiğini umut ediyoruz" diye konuştu.
Ülke tarihinin en uzun seçim kampanyası
Kanada'da 2 Ağustos itibarıyla başlayan ve 11 hafta süren kampanya dönemi, ülke tarihinin de en uzun süreli seçim kampanyası olarak tarihe geçti.
78 gün süren kampanya süresince Muhafazakar Parti, Yeni Demokrat Parti, Liberal Parti, Quebec Bloku ve Yeşil Parti, Federal Parlamento’nun 338 milletvekili sandalyesini adayları ile doldurmak için mücadele etti.
Peçe tartışmaları
Kanada'da kamuoyunun pek de ilgi göstermediği seçim propagandaları, Federal Temyiz Mahkemesi’nin 15 Eylül’de aldığı kararla bir anda canlandı. Mahkeme, dini gerekçelerle peçe takan Müslüman kadınların bu şekilde hem vatandaşlık yemin törenlerine katılabileceklerine hem de seçimlerde oy kullanabilecek olmalarına karar verince, peçe bir anda kampanya döneminin başlıca gündem maddesi haline geldi.
Stephen Joseph Harper ve lideri olduğu Muhafazakar Partili siyasetçilerin ısrarlı itirazları, muhalefet partilerine de malzeme oldu. Stephen Harper’ın seçim kampanyasının odağına peçe yasağını yerleştirmesi, yeniden seçilmeleri halinde, çıkaracakları federal bir yasa ile peçeyi tamamen yasaklayacaklarını açıklamalarına itiraz eden ana muhalefetteki Yeni Demokrat Parti’nin (NDP) lideri Thom Mulcair, Harper’ı, peçeyi kullanarak bozuk sicilini örtmeye çalışmakla suçladı.
Harper’ın peçe konusundaki fikirlerine en sert eleştiri ise, Liberal Parti Lideri Justin Trudeau’dan geldi. Eski Kanada başbakanlarından Pierre Elliott Trudeau’nun da oğlu olan Liberal Parti Lideri, Harper’a, "ülkeye yeni gelenlere karşı, eski kafa Kanadalı zihniyeti ile yaklaştığı ve peçe üzerinden Kanada toplumunu böldüğü" eleştirisini yöneltti.
Ülkenin en büyük kentlerinden olan Calgary’nin, iki dönemdir üst üste belediye başkanlığını kazanan ve Kanada’nın ilk “Müslüman Belediye Başkanı” unvanını alan Naheed Nenshi, peçe tartışmalarının bir mantığının olmadığını söylemişti.
Nenshi, ‘’kadınların bu kadar sorunları varken, yerli kadınlar kaçırılıp öldürülürken, intiharlar artmışken, peçeyi tartışmanın ne anlamı var?’’ diye sorarak, tartışmaya farklı bir bakış açısı getirmişti.
Suriyeli mülteciler
Türkiye’den Avrupa’ya geçmeye çalışırken annesi ve kardeşleri ile birlikte boğulan ve sahile vuran cesedi ile dünyayı hüzne boğan Aylan Kürdi de Kanada’daki seçim kampanyasında gündeme oturmuştu.
Aylan'ın babasının iltica başvurusuna olumlu cevap alamadığı Kanada, ulusal ve uluslararası arenada, "insanlığa kapılarını kapayan ülke" gibi algılanmıştı. Bu algının etkisiyle, Harper ve Muhafazakar Parti’ye yüklenen siyasi liderler, katıldıkları her programda, seçildikleri takdirde Kanada’ya bir öncekinden biraz daha fazla mülteci alacaklarını açıklayarak destek aradı.
“Özgürlükler Ülkesi”ne ne oldu?
Tarihi boyunca, sağladığı hoşgörü ve özgürlük ortamı nedeniyle “Özgürlükler Ülkesi” olarak öne çıkan Kanada’nın, ABD’deki Bush Dönemi “neo-con zihniyeti” uygulamaları ile değişime uğraması, ülke basını, STK’lar ve aydınlarca da eleştiriliyor. Nitekim Harper’ın bu ısrarı, ülke genelinde İslamofobik saldırıları da artırdı.
Liberal Parti Lideri Trudeau’nun Harper’ı, bu yasa ile ülkenin uluslararası saygınlığını yerle bir ettiği açıklamaları, her anlamda özgürlüğe büyük önem veren Kanada için yeni soru işaretleri anlamına da geliyor. Anti-Terör Yasası’nın ilk uygulamalarının, ülkedeki Müslüman gençlere yönelik olması ise, Kanada’nın övünç kaynağı çokkültürlü toplumsal dokusunda tahribata yol açtı.
İstifa edecek mi?
Muhafazakar Parti Lideri Harper’ın, propaganda döneminde CBC Televizyonu’nda 19 Ekim’den zaferle çıkmaması halinde parti liderliğini bırakacağını açıklaması, seçim sonrasının en önemli gelişmelerinden biri haline geldi. Kanada resmi haber ajansı Canadian Press’in seçim gecesi geçtiği habere göre Harper, önümüzdeki günlerde Muhafazakar Parti liderliğinden çekilecek ve siyasi hayatına Federal Parlamento’nun sade bir üyesi olarak devam edecek.
Açıklanan resmi olmayan kesin sonuçlara göre, seçimlerde yüzde 54.4 oy alan Liberal Parti, 338 sandalyeli Kanada Federal Parlamentosu’nda 184 sandalye kazanarak tek başına iktidar oldu.
Stephen Joseph Harper başkanlığındaki Muhafazakar Parti ise yüzde 29.2 oy oranı ve 99 milletvekilliği ile Kanada’nın yeni anamuhalefet partisi oldu. Resmi olmayan kesin sonuçlara göre anamuhalefetteki Yeni Demokrat Parti, ciddi bir oy kaybına uğradı ve 103 milletvekiline sahipken, sandıktan yüzde 13 oy oranı ile ancak 44 milletvekili çıkarabildi.
Quebec eyaletinin bağımsızlığını savunan Quebec Bloku ise, parlamentoya yüzde 2.9’luk oy oranı ile 10 milletvekili sokabildi. Parlamentonun son sandalyesini ise Yeşil Parti Genel Başkanı Elizabeth May seçilerek doldurdu.