DÜNYA
İşte ABD'nin ikiyüzlülüğü!.. 'Pentagon, ABD ile Rusya'nın arasını bozmayı başardı'
Küresel Politikada Rusya dergisi Genel Yayın Yönetmeni Fyodor Lukyanov, ABD Dışişleri Bakanlığı ile ABD Savunma Bakanlığı'nın farklı bakış açılarına sahip olduklarını belirtti.
Küresel Politikada Rusya dergisi Genel Yayın Yönetmeni Fyodor Lukyanov, Vzglyad gazetesine Suriye için ABD ve Rusya arasında varılan anlaşma hakkında açıklamalarda bulundu.
Sputnik'in aktardığı röportajda Lukyanov, ABD Dışişleri Bakanlığı ile ABD Savunma Bakanlığı'nın farklı bakış açılarına sahip olduklarını belirtti.
Lukyanov şunları söyledi:
"Dışişleri Bakanı John Kerry liderliğindeki ABD diplomasisi mekanizma oluşturmaya yönelik çalışmalar yürütürken, ABD'li generallerin farklı bir yaklaşıma sahip olduğu görülüyor. Hiçbir yükümlülüğü yerine getirmeyi planlamıyorlar ve Rus birliklerine de güvenmiyorlar. Karşılıklı güvenin bulunmadığı bir ortamda ortak askeri eylemler konusunda anlaşma yapmak oldukça zor. Çeşitli nedenlerden dolayı, kısmen Suriye ile kısmen de daha önce oluşan koşullar nedeniyle, Rusya ile ABD arasında güven yok. Bu koşullar altında diplomatik bir anlaşma, ancak her adımın kontrol edildiği bir mekanizma kurulması halinde işlev kazanabilir."
'OBAMA, SURİYE'Yİ ÇIKMAZ SOKAKTA BIRAKMAK İSTEMİYOR'
Anlaşmayı geçersiz saymak için henüz erken olduğunu da kaydeden Rus uzman, ABD Başkanı Barack Obama'nın ateşkesten yana olduğunu söyledi. Lukyanov, "Obama, Suriye'yi çıkmaz sokakta bırakmak istemiyor. Ancak Kerry, Obama'nın da desteğiyle anlaşma sağlama eğilimindeyken, Pentagon farklı bir bakış açısına sahip" ifadelerini kullandı.
BAGDASAROV: ANLAŞMA ÖLÜ DOĞDU
Ortadoğu ve Orta Asya Çalışmaları Merkezi Direktörü Semyon Bagdasarov'a göre ise "ateşkes anlaşması ölü doğdu." Terörist ve terörist olmayan gruplar belirlenmemesi nedeniyle anlaşmayı uygulamak için gereken zeminin bulunmadığını belirten Bagdasarov, "Anlaşma, kumun üzerine yazılıydı, bozulması gerekiyordu, beklenen de oldu" diye konuştu.
SURİYE'DE İKİ ABD
Suriye'de 2 ABD olduğu ve bunun ülkenin Ortadoğu politikasını karma karışık hale getirdiğine dair iddia Ağustos ayının sonuna doğru Türkiye medyasında gündeme gelmişti. Konu TV'lerde de bir süre tartışılmış sonra rafa kaldırılmıştı.
ABD ve Rusya Suriye'de çatışmaların durması için bir anlaşma yapmıştı. Kurban Bayramından önce varılan anlaşma kapsamında Esed rejiminin sorumluluğu Rusya'ya aitti. Ne ABD ne Rusya ne de Esed rejiminin silah bırakmadığı ve buna rağman uluslararası kamuoyu tarafından "ateşkes" şeklinde anılan anlaşma Türkiye ve İran tarafından da desteklendi. ABD ve Rusya her şeye rağmen çatışmaların azaldığını iddia etti. Bu anlaşmanın temel hedefi ise Halep'e insani yardım ulaştırmaktı. Ateşkesin ilan edildiği 12 Eylül tarihini takib eden günlerde Hatay'dan hareket eden BM İnsani Yardım Konvoyundaki 40 kadar tır sınırda 1 hafta boyunca bekletildi. 18 Eylül akşamı sona erdiği ilan edilen anlaşma Esed rejimi tarafından da "bitmiştir" şeklinde onaylandı. Tırlar ise rejim tarafından "güvenlik gerkeçesiyle" o tarihe kadar hareket ettirilmedi. Bu olaydan bir gün önce de ABD güçleri "yanlışlıkla" Esed rejimini vurdu. 62 rejim askeri öldü. Konu ile ilgili Rusya'dan tepki gelirken ABDde Rusya'yı "Esed rejimini insani yardım ulaştırma konusunda yeteri kadar baskı altına almamak" ile suçluyor.
Son olarak yaşanan vahim hadisede ise dün akşam sınırdan giriş yapan 20 kadar insani yardım tırının Esed rejimi tarafından vurulması oldu. Rusya konunun araştırılacağını söylerken ABD bir kez daha Rusya'yı suçladı. Yardım tırlarının neden vurulduğuna dair ise rejim cephesinden herhangi bir açıklama gelmedi.
'Suriye'de Pentagon ve CIA çarpışıyor'
The New York Times Gazetesi Türkler'in yardımı ile Cerablus'u IŞİD'den geri alan Özgür Suriye Ordusu'nun üstü kapalı olarak CIA tarafından desteklendiğini, YPG'nin başını çektiği Demokratik Suriye Güçleri (DSG)olarak bilinen oluşumun ise Pentagon tarafından destelendiğini yazdı...
Gazetede Anne Barnard imzasıyla yayımlanan makalede, Cerablus'u IŞİD'in elinden alan ve batıya El Bab ve Mare'ye doğru yönelen Özgür Suriye Ordusu'nun bu rotada Pentagon'un finansal olarak da açıktan desteklediği DSG ile çarpışmasının kaçınılmaz olduğu belirtildi.
Barnard, bu şekilde aslında savaşan tarafların iki farklı ABD kurumu olduğunun altını çizdi.
ABD'nin (PYD'yi kast ederek) Kürt militanlara yaptığı desteği Suriyeli muhaliflere ve Türkiye'ye yaptığı destekle dengelediğini yazan Barnard, ABD'nin Kürt militanlara son gelişmelerin ışığında yaptığı 'Fırat'ın doğusuna çekilmeleri gerektiği' uyarısının da bu dengeleme politikasının bir parçası olduğunu belirtildi.
ABD'nin henüz çatışmalar devam ederken izleyeceği yolun kesin olmadığını savunan Barnard, Pentagon Basın Sözcüsü Peter Cook'un 'Cerablus'taki çatışmaları "kabul edilemez" bulduğu ve bölgedeki gruplara krizi çözmeleri için gereken adımları atmaları gerektiğini' söylediği açıklamasına da yazısında yer verdi.
Barnard, Cerablus'un ardından gelecek olan yeni çatışmaların ABD destekli kuvvetlerin ilk çatışması olmayacağını ancak en önemlisi olabileceğini belirtti. Bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye'nin son zamanlarda yakınlaştığı Rusya ile ABD'nin, Suriye'deki iç savaşı bitirmek için aradığı ortak yolun da zamansal olarak uzayacağına dikkat çekti.
Suriye'deki CIA - Pentagon savaşı yeni değil
ABD'den Türkiye'nin Cerablus'ta yürüttüğü operasyona dair gelen farklı ve çelişkili açıklamalar, Pentagon ve CIA arasında Suriye'de yaşanan ayrılıkların gün yüzüne çıkmasına sebep oldu.
Türkiye'nin Fırat Kalkanı Operasyonu kapsamında Suriye'nin kuzeyinde ÖSO ile birlikte gerçekleştirdiği harekatlara ABD'nin farklı birimlerinden farklı açıklamalar ve tepkiler geldi.
ABD'den gelen bu farklı açıklama ve tepkiler Pentagon ve CIA arasında Suriye'de yaşanan ayrılıkların gün yüzüne çıkmasına sebep oldu.
CIA ve Pentagon'un, 2016 yılının ilk aylarından beri Suriye'de destekleyip silahlandırdıkları farklı gruplar üzerinden çatıştıkları biliniyordu.
İLK ÇATIŞMALAR ŞUBAT AYINDA
2016 yılı başında Suriye'de ABD savaş makinesi tarafından silahlandırılan farklı gruplar Halep'te ve Türkiye sınırında birbirleri ile çatışmaya başladı.
Bu durum ABD istihbarat birimi ve askeri planlayıcılarının kendi eğitip donattıkları Suriyeli gruplar üzerindeki kontrolü hakkıyla sağlayamadıklarını gösterdi.
Amerikalı yetkililer, o dönemde yaptıkları açıklamalar ile CIA'nin ve Pentagon'un ayrı ayrı silahlandırdığı grupların Halep'in kuzey eteklerindeki bölgede birbirlerine ateş açtığı yönündeki haberleri doğruladı.
MARE: PENTAGON, CIA'YA KARŞI
2016 yılının Şubat ayı ortalarında CIA'nin desteklediği Liva Fursan grubu, Pentagon'un desteklediği YPG unsurlarından oluşan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında bilinen ilk çatışma yaşandı.
YPG unsurlarından oluşan SDG, 18 Şubat'ta Halep'e bağlı Mare kasabasına saldırdı.
Kasabada bulunan CIA destekli Sukur el Cebel grubu, ABD öncülüğündeki koalisyonun istihbarat yetkililerinin, kendilerinin Pentagon destekli militanlarla savaştığını bildiğini söyledi.
Pentagon destekli YPG'nin saldırılarına maruz kalan Sukur el Cebel grubu adına açıklama yapan kişi "Müşterek Operasyon Merkezi'nin (MOM) kiminle savaştığımızı biliyor" diyor ve ekliyordu "Suriye'yi bölmeyi ve insanları sıkıntıya sokmayı isteyen herkesle savaşacağız".
AZEZ'DE DE BENZER ŞEYLER YAŞANMIŞTI
Şubat ayında Mare'de yaşananların çok benzerinin CIA'nin desteklediği gruplar, Pentagon destekli gruplarla aynı şeylerin Azez'de de yaşandığını aktarıldı.
Amerikalı iki grup, Halep ile Türkiye sınırı arasında önemli bir ikmal noktası olan Azez'de ve 3 Mart'ta Halep'e komşu olan Şeyh Maksud'da da karşı karşıya gelmişti.
Azez'de yaşadıklarına dair açıklamalarda bulunan CIA destekli Liva Fursan grubunun lideri Faris Bayuş da "Bize saldıran gruplar, kim tarafından destekleniyor olursa olsun onlarla savaşacağız" diyordu.
PENTAGON'DAN %80'İ YPG'DEN OLUŞAN ASKERİ YAPILANMA
Pentagon 2105 yılında, Suriye Demokratik Güçleri adı altında yeni bir askeri koalisyonun kurulmasını sağladı.
Bu koalisyonun amacı, Suriye'nin doğusunda IŞİD'in elinde bulunan toprakları almak ve ABD hava saldırılarına karadan istihbarat temin etmekti.
SDG ağırlıklı olarak PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin silahlı kanadı YPG unsurlarından oluşuyordu. Bu askeri koalisyonun içine az sayıda Arap kuvvet eklemlenmişti.
Koalisyona az sayıda Arap kuvvetin eklenmesinin sebebi, yapılanmayı "işgalci Kürt ordusu" görüntüsü vermekten uzaklaştırmaktı.
ABD Özel Kuvvet Komutası kumandanı Joseph Votel, 2016 Mart ayında yaptığı açıklamada SDG'nin %80'inin YPG'li Kürt unsurlardan oluştuğunu itiraf etmişti.
CIA'NİN GİZLİ OPERASYON BİRLİĞİ: LİVA FURSAN
Pentagon açık bir biçimde YPG'li unsurları desteklerken CIA, müzakere masasına oturtacak biçimde gizli operasyonlar ve muhaliflerin desteği ile Esed'i yıpratmaya çalışıyordu.
CIA, Liva Fursan başta olmak üzere Suriye'de destek verdiği muhalif gruplara Suudi Arabistan'ın stoğundan temin ettiği TOW antitank füzeler temin ediyordu.
RUSYA'NIN SAVAŞA FİİLEN GİRMESİ
Rusya'nın Suriye savaşına bilfiil dahil oluşu ve Esed karşıtı grupları havadan vurması ile Pentagon destekli YPG'li kuvvetler Halep kırsalındaki etki alanlarını genişletirken CIA destekli gruplar sıkıntı yaşamaya başladı.
Bu durum dahilinde Rus hava saldırıları CIA ve Pentagon destekli grupları karşı karşıya getirdi.
CIA- PENTAGON REKABETİ VARDI AMA...
Amerikan istihbaratı ile Pentagon arasındaki strateji ve hakimiyet çekişmeleri önceleri Washington kulisleri ve kapalı kapı görüşmelerinde sınırlı kalırdı.
Ama artık öyle olmadığı görülüyor. Bir zamanlar zekice fikirler, tartışmalar, farklı görüşler etrafında dönen ideolojik dolaplar artık silahların konuştuğu, vekalet savaşlarının yürütüldüğü savaş mağduru ülkelere yoğunlaştırıldı.
İşte 2016 yılının başından beri Suriye'de yaşanan ve son günlerde gün yüzüne çıkan CIA-Pentagon çatışmaları ABD başkentinde yaşanan bu değişimin ve ABD'nin bir türlü düzgün bir yörüngeye oturtamadığı sakat ve sâkil dış politikasından kaynaklanıyor.