Taha Kılınç
İslâm'ın binası
İslâmın binâsı beşdir. Ya'nî, islâm beş şey üzerine binâ kılınmışdır. Evvelkisi, kelime-i şehâdet getirmek ve ma'nâsını öğrenip inanmak. İkincisi, hergün beş vakt nemâzı vakti geçmeden kılmak. Üçüncüsü, Ramezân-ı şerîfde her gün oruc tutmak. Dördüncüsü, eğer farz olduysa, yılda bir kerre, zekât ve uşr vermek. Beşincisi, kudreti var ise, ömründe bir kerre, hacca gitmek. [Allahü teâlânın bu beş emrini yapmağa ve harâmlardan sakınmağa (İbâdet etmek) denir. Vücûb ve edâ şartlarına mâlik olmıyanın ve hacca gitmiş olanın tekrâr gitmesi, nâfile ibâdet olur. Bid'at ve harâm işlemeğe sebeb olan nâfile ibâdeti yapmak câiz değildir.
İmâm-ı Rabbânî "kuddise sirruh", 29 ve 123 ve 124. cü mektûblarında ve (Makâmât-ı Mazheriyye) 26. mektûbunda, nâfile hacca ve ömreye gitmeğe izn vermemişlerdir. (Neşr-ül-
Dünyânın neresinde olursa olsun, her insana önce lâzım olan şey, dînini, îmânını öğrenmekdir. Din, eskiden islâm âlimlerinden kolayca öğrenilirdi. Şimdi, âhir zemân olduğu için, hiç bir yerde hakîkî din âlimi kalmadı. Câhiller, ahmaklar, din adamı olarak her tarafa yayıldı. Şimdi dîni, îmânı doğru olarak öğrenmek için tek çâre, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarını okumakdır..
Bu kitâbları bulmak, Allahü teâlânın büyük bir ihsânıdır. İslâm düşmanları, gençleri aldatmak için, bozuk din kitâbları yayıyorlar. Hakîkî din kitâbı bulup okumak, çok güç oldu. Gençler, muhtelîf oyunlara bağlanıp, hakîkî kitâb bulmakdan ve okumakdan mahrûm edilmekdedir. Birçok gencin, oyundan başka birşey düşünmediklerini görüyoruz. Bu hastalık, gençler arasında yayılmakdadır. Müslimân ana-babaların, çocuklarını bu hastalıkdan korumaları çok lâzımdır. Bunun için, çocuklarına dînini haber vermeleri ve din kitâbı okumağa alışdırmaları lâzımdır. Bunun için, çocuklarının zararlı oyunlara dadanmalarını önlemelidirler.
Ba'zı ahbâblarımızın çocuklarının zararlı oyunları oynamakdan yemek yimeyi bile unutduklarını görmekdeyiz. Böyle çocukların, mekteb kitâblarını bile okuyup sınıf geçmeleri imkânsız olmakdadır. Anaların, babaların çocuklarına hâkim olmaları, kitâb okumağa alışdırmaları lâzımdır. Bunun için, (İslâm Ahlâkı) kitâbını okumalıdır. Bu kitâbı okuyan, dînini, îmânını öğreneceği gibi, islâm düşmanlarının nasıl çalışdıklarını da anlıyacakdır. Analar, babalar bu vazîfelerini yapmazlarsa, dinsiz, îmânsız bir gençlik hâsıl olacak, vatanımıza, milletimize çok zarar verecekdir.
Müslimân anaların, babaların dikkat edecekleri çok mühim bir mes'ele de (Setr-i avret) mes'elesidir. Zararlı oyunları oynayanlar arasında dizlerinden kasıklarına kadar açık gençleri görüyoruz. İslâm dîninde avret mahallini örtmek mühim farzdır. Buna ehemmiyyet vermiyen îmânını kaybedebilir. Müslimânlar, nemâzlarına çok sevâb kazanmaları için ve vâ'z dinlemek için, câmi'lere gider. Câmi'e gitmek bu sebeble olmasa dahî çok sevâbdır. Avret mahalli açık olanların gitdiği yer, câmi' olmaz, fısk meclisi olur. Fısk meclisine gitmenin harâm olduğu bütün kitâblarda yazılıdır. Böyle câmi'lere giden fısk meclisine gitmiş olur, günâha girer. Sevâb kazanmak ve vâ'z dinlemek için, böyle câmi'lere giden kimse, sevâb değil, günâh kazanmakdadır. Avret mahalli açık olanlar câmi'e gidince, müslimânların günâha girmelerine sebeb oluyorlar. Avret mahallini açmak, büyük günâh olduğu gibi, böyle açıklara bakmak da büyük günâhdır. Bunun için, böyle câmi'lere giden müslimânlar sevâb değil, günâh kazanmakda, gadab-ı ilâhiye sebeb olmakdadırlar.]
Şihâbüddîn Ebû Hafs Ömer bin Muhammed Sühreverdî"rahmetullahi aleyh" hazretleri oğluna yaptığı nasîhatte şöyle buyurdular ki;
Ey oğul! Sana, Allahü teâlâdan korkmayı, Allahü teâlânın ve Resûlünün, ana-babanın ve evliyânın hakkına riâyet etmeyi tavsiye ederim. Eğer bunu yaparsan, Allahü teâlâ senden râzı olur. Açıktan ve gizli olarak Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyet et. Gizli ve açık, içten ve dıştan, tefekkürle, hüzünle ve ağlıyarak Kur'ân-ı kerîm okumayı ihmâl etme. İlimden bir adım bile yüz çevirme. İlim öğren. Tasavvuf ehli olduğunu söyleyip de dalâlet içerisinde olanlardan, onların avâmından olma. Çünkü onlar, din hırsızları ve müslümanları doğru yoldan saptıranlardır.
Peygamber efendimizin "aleyhissalatü vesselam" sünnet-i seniyyesine iyi sarıl. Dinde sonradan ortaya çıkıp, dinden imiş gibi inanılan, hâlbuki dinde olmayan bid'atlerden sakın. Çünkü her bid'at dalâlettir. Kadınlarla, bid'at sâhibi kimselerle, zenginlerle ve nefslerinin peşinde giden avam ile berâber olma. Çünkü bunlar, senin dînini giderir.
Dünyâda az bir şeyle kanâat et. Yalnızlığa iyi sarıl. Hatâ ve günâhların için çok ağla. Helâlinden yemeğe çalış. Çünkü helâl yemek ve haramlardan sakınmak, bütün hayırların ve iyiliklerin anahtarıdır. Harama sakın meyletme. Çünkü harama meyledersen, kıyâmet günü Cehennem'de yanarsın.
Ey oğul! Helâl olan eşyâları giy. Eğer bunlara riâyet edersen, îmânın ve ibâdetin tadını duyarsın. Allahü teâlâdan devamlı kork. Yarın kıyâmet gününde, Allahü teâlânın huzûrunda hâlinin ne olacağını unutma. Geceleyin namaz kılmayı ve gündüz oruç tutmayı çoğalt. İmam ve müezzin olmadığın zaman da cemâatle namaz kılmayı elden bırakma. Başkan olmayı isteme. Çünkü başkan olmayı isteyen ve seven kimse, ebediyyen felâh bulmaz. Hüküm verenlerin ve sultanların meclislerinde bulunma.
İnsanlarla münâkaşa etme. Seni medheden kimsenin sözüne aldanma. Seni kötüleyen kimsenin sözlerinden dolayı da üzülme. Herkese karşı iyi huylu ol. Tevâzuya yapış.. Çünkü Resûlullah efendimiz; "Kim Allahü teâlânın rızâsı için tevâzu yaparsa, Allahü teâlâ onu yükseltir. Kim kibirlenirse ve böbürlenirse, Allahü teâlâ onu alçaltır." buyurdular.