DÜNYA
İslam’ı kanserden kötü gösteriyorlar!..
İslam karşıtlığı dört koldan artıyor. Araştırmalara göre dünya basını Müslümanları kanser ve uyuşturucudan bile daha kötü gösteriyor.
Sosyal medyada her gün binlerce İslamofobik Tweet atılıyor. Hollywood’da ise tüm Müslümanlar terörist gibi gösteriliyor.
Haberimize başlamadan önce gelin kısa bir tura çıkalım. Dünyanın dört bir yanında Müslüman halka yönelik uygulanan bazı baskılara göz atalım. Orta Afrika Cumhuriyeti'nde on binlerce Müslüman'ın ibadet etmesi yasaklanıyor, camilerini onaramıyorlar, hatta zorla Hıristiyanlığa geçiriliyorlar; özetle etnik temizlikle karşı karşıyalar. Myanmar'da vatandaş sayılmayan binlerce Arakanlı her gün Budist milislerin baskılarından dolayı evlerinden oluyor.
İsviçre'de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin onayı ile Müslüman kız öğrencilerin, erkeklerle aynı havuza girmeleri zorunlu hale getirildi. Fransa'da tesettür mayosuyla denize girilmesinin yasaklanması ne kadar adil? Ya da ABD'de sadece Arapça konuştukları için herkesin gözü önünde uçaklardan indirilenlerin suçu ne? İngiltere'de notları diğerlerinden yüksek olmasına rağmen iyi iş verilmeyen Müslüman kızları unutmamak lazım. İsrail de Filistinlilere yönelik zulümlerine her gün yenisini ekliyor.
Müslümanlara yönelik baskı bu denli yüksekken; İslamiyet sürekli neye hizmet ettikleri belli olmayan DEAŞ, Boko Haram ve El Kaide gibi terör örgütleriyle aynı cümlelerde anılıyor. Bu terör örgütlerinin korkunç saldırıları nedeniyle dünyanın gözü, Müslümanlara karşı uygulanan baskıları görmüyor.
Müslümanlığın 'terör', 'militan' 'saldırı' gibi aslında yanyana gelmemesi gereken kelimelerle özdeşleştirilmesinden kim sorumlu: Basın? Sosyal medya? Filmler? Devletler?
Birçok farklı konu hakkında araştırmalar yayımlanan 416 Labs isimli internet sitesi bir rapor yayımladı. Çalışma kapsamında ABD merkezli The New York Times gazetesinin 1990-2014 arasında yazılı ve dijital ortamda yayımlanan 2.6 milyon makalesi incelendi. Sonuçlara göre bu tarihlerdeki haberlerde İslam yüzde 57 oranında olumsuz yansıtıldı. Aynı dönemde kanserin olumsuz yansıtılma oranı yüzde 34'te, uyuşturucunun ise yüzde 47'de kaldı.
Araştırma ekibinden Usaid Siddiqui, "Açıkçası çalışmaya başladığımızda İslam'ın makalelerde en çok olumsuz gösterilen konularından biri olacağını düşünmüştük. Ancak İslam'ın kanserden bile daha kötü gösterilmesi bizi gerçekten çok şaşırttı" dedi.
Aynı raporda, 2014'te NYT'de günlük 5.4 haber başlığında İslam'ın geçtiği saptandı. Araştırmacılar, bu oranın 2013'e göre 10 kat artmasını terör örgütü DEAŞ'a bağladı. 2014'te İslam ile ilgili negatif haberler yüzde 68'e sıçradı. Oysa bu oran 2009'da yüzde 35'lerdeydi.
Araştırmacılara göre NYT kasıtlı bir şekilde İslam'ı olumsuz göstermiyor, ancak çalışmaların da ana akım medyadaki Müslümanlığa karşı ön yargıyı açıkça ortaya koyuyor. Bu nedenle İslamofobi körükleniyor.
GÜNDE 7 BİN TWEET
Peki sosyal medyada vaziyet nasıl? Düşünce kuruluşu Demos'un atılan Tweet'lere yönelik yaptığı bir araştırma aslında tüm gerçekleri açıkça gözler önüne serdi.
Buna göre Temmuz 2016'da dünya genelinde her gün 7 bin İngilizce İslamofobik Tweet atıldı. Söz konusu Tweet'lerin İslam karşıtı olduğu, nefreti körüklediği ve aşağılayıcı olduğu saptandı.
Raporda, bu kullanıcılara yönelik herhangi bir adımın atılıp atılmadığı konusunda Twitter'dan istenilen cevapların gelmediği kaydedildi. İslam karşıtı Tweet'lerin özellikle Fransa'daki terör saldırılarından sonra tavan yaptığı belirtilen rapora göre en fazla İslamofobik paylaşım yapılan ülkeler İngiltere, Hollanda, Fransa ve Almanya oldu.
Hollywood ön yargılı
Beyaz perdedeki durum da pek parlak değil. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, gişe rekorları kıran Hollywood filmlerini çeken yapımcılarla geçen yıl bir araya gelmişti. Kerry, eski ABD Başkanı George W. Bush'un 11 Eylül saldırılarından sonra yaptığı gibi film yapımcılarından başta DEAŞ olmak üzere diğer terör örgütlerine karşı propaganda geliştirmelerini istedi.
Ancak direkt terör örgütlerine karşı çekilen veya filmlerde işlenen birçok sahnenin DEAŞ'a karşıtlıktan çok İslamofobiye dönüştüğüne dair eleştiriler çok fazla. İncelediği 900 filmden sadece 50'sinin Müslüman halka yönelik tarafsız davranıldığı sonucuna varan ABD'li araştırmacı Jack Shaheen'in sözleri aslında her şeyi özetliyor; "Hollywood, söz konusu Müslümanlar olunca kesinlikle liberal olmuyor. Bütün Müslümanların 'terörist' olduğu yönde yanlış bir algı oluşturuyorlar..."
Sadece Türkiye itiraz ediyor
Birçok akademisyen, ana akım basın, sosyal medya ya da beyaz perdede "Onlarca Müslüman ülkede sanki sanata, bilime, eğitime yani insanlığa yönelik hiç mi iyi bir şeyler olmuyor. Niye bunlar görülmüyor?" sorusunu soruyor. Peki bu noktada devletlerin suçu hiç yok mu? Batılı hükümetler kadar Müslüman ülkelerin yönetimlerinin de bu karalama karşısında suçlu olduğu yönünde genel bir görüş hakim. Müslümanlara yönelik uygulanan baskılara uluslararası arenada sesini çıkaran tek ülke ise Türkiye. Belki de İslam coğrafyasında Türkiye'ye karşı sevgi ve ilginin çok yüksek olmasının en büyük sebeplerinden biri budur.